Ne hukukun prestiji ne de kanuna saygi

Soru: Kim kimi korur? Ya da Toplumun koruyuculuğunu kim üstlenir?

Kanunlar uygulanmadıktan sonra ne işe yarar? Kanun koyucunun veya hukukçunun hazırladığı ilkeler toplum tarafından saygı görmedikçe nasıl değeri olabilir? Biz şu an gelişim sürecinin en alt basamağındayız. Kanunları uygulamada ve onlara saygı göstermede ise en kötü ülkeler arasında sayılabiliriz. Sözlerim güven oluşturmuyorsa, adalet sarayına doğru gidip, geçtiğimiz pazartesi günü 17 no’lu odada neler olduğunu öğrenmeniz gerekecek. Kuveyt’te, adaletin hakim olduğu bu yerde, her hak sahibinin koruyuculuğunun üstlenildiği bu mekanda..

Ülkemde kanunların ne halde olduğunu gördüğüm ve şahid olduğum olaylar üzerine söylüyorum. Bazıları bunun mübalağadan ibaret olduğunu, sigara içme yasağı ile ilgili rahatsızlığımın bir kıymeti olmadığını söyleyebilir. Ancak problemler bu şekilde başlar. Yani ince detaylara dikkat kesilerek sorun olduğu anlaşılır. Bunun uygulamalarını her yerde görebilirsiniz. Çünkü ancak o zaman bir toplumun kültürünü ve o toplumla ilişki içine girmek için lazım gelen bileşenlerini oluşturan madeni keşfedebilirsiniz.

Adalet sarayına gitmeden önce, “El Kabas” gazetesine göz gezdirirken bir manşet dikkatimi çekti. Konunun başlığı aynen şöyleydi: “ sigara, mahkemelerde hukukun üzerini örtüyor!” haberde durumun ne kadar kötü olduğu, nerdeyse “skandal” denebilecek bir noktaya geldiği anlatılırken, kanunların uygulanma şeklini sergileniyor ve soruyor: Kanunlar nerede uygulanıyor? Adalet sarayındaki koridorlarda!

Mahkeme salonunun önünde, sigara içenleri içmeyenlerden ayırmak için yapılmış olan camdan duvarın hemen yanında oturuyorsunuz. O sırada koridorda bir adam elinde sigarayla geliyor, bir nefes çekiyor, o an duyduğu hazzı, sigara içmeyen insanların üzerine dumanını üfleyerek çıkartıyor ve daha sonra sigarasını yere atıyor. Bunu yaparken de yalnız değil elbet. Kendisine eşlik eden bir de arkadaşı var!

Bu açık ve koridora bakan yerde bir de kapı var. Kapıda bir polis elinde sigarasıyla duruyor. Kendisine orada sigara içmenin yasak olduğu hatırlatılınca sigarayı elinden atıyor. Mahkeme salonundan içeri girer girmez hemen bir sigara çıkarıyor ve hazzını çıkarmaya başlıyor. Aynı şekilde orada bir sürü polis mutlak bir özgürlükle sigaralarını içiyorlar. İşte tam da burada sorun ve onun özü ortaya çıkıyor. Hukuk adamları ve polisler kanun bekçiliği yapmakla görevliler ancak en başta aykırı davrananlar onlar. Öyleyse bu insanlar topluma ne bırakabilirler?

Sigara içilmesinin yasak olduğunu gösteren levhalar, insanları bilinçlendirmek için medyada yer alan haberler, konulan kanun maddeleri ve sigara yasağını ihlal edenlere uygulanacak ceza… Tüm bunlara rağmen, ne hukukçular, ne polis ne de halkın bir kısmı kanunlara uymayı kabul ediyor! Öyleyse; kim kimi koruyor? Ya da toplumu koruyuculuk görevini kim üstleniyor? Eğer hukukçular ve polis, belirlenen kanunu uygulamazsa diğerleri ne yapacak? Topluma gereken mesajı kim verecek? O zaman insanlara nasıl “Biz hukuk devletinde yaşıyoruz?” diyeceğiz?

Maalesef gerçek olan şu ki; benim ülkemde ne hukukun prestiji var ne de kanuna saygı!

Kaynak: El Kabas Dünya
Bülteni için çeviren: Tuba Yıldız