NATO'nun Libya için gerçek planı

NATO Libya'da ne yapıyor? İsyanın hâkim olduğu Libya'nın her bir şehrinden geçerken ve NATO saldırılarının başladığı ilk günden beri atılan sloganlarda bu açıkça görülüyor. "Teşekkürler, Amerika, İngiltere, Fransa", "Teşekkürler NATO". Bu grafiti hava saldırılarının Muammer Kaddafi tanklarının Bingazi'deki ayaklanmayı bastırmasını engellediği anın bir yadigârı. Ancak 3 ay sonra bu görüş yok oluyor. Bu durum, Batı Libya'daki Nafusa dağlarında yer alan isyancı karakolunda geçen ay apaçık ortadaydı. Kaddafi, Nalut kasabasını haftalardır bombalıyordu ve dağların tepesindeki isyancılar atıcıları net bir şekilde görebiliyordu. İsyancılar NATO'ya koordinatları verdiklerini ama bunların nadiren kullanıldığını söylüyorlar.

İsyancılara göre bir keresinde bomba atıldığı zaman NATO jeti havadaydı ama hiçbir şey yapmadı. Bir isyancı komutanı soruyor: "Kaddafi'nin düzenlediği bombardımana karşı NATO ne yapıyor? NATO yardım etmediği için bir kız burada yetim bırakıldı. Laf çok ama icraat yok. Devrimciler NATO'ya olan güvenlerini yitirmiş durumda, NATO'nun kendi çıkarlarına hizmet ettiği çok açık."

Doğu cephesinde de benzer duygular hâkim. Kafa karışıklığı ya da öfke yaygın olmasına rağmen bunun belirli bir NATO stratejisine karşı bir tepki olduğu kabulü çok az. The Economist dergisinin belirttiği gibi, NATO güçleri isyancıların doğudan ilerleyip Trablus'u ele geçirmemesini umut ediyorlar. Bunun yerine, rejimin çöktüğünü görmek istiyorlar. Bu umut, ayaklanmacıların ilerlemesini önleyen tanklardan ziyade Kaddafi'nin komuta aygıtı üzerinde baskı kurma stratejisine denk düşüyor. Şu anda yaşanan kördüğümün sebebi bu. The Economist'e göre, bunun nedeni Kaddafi'ye sadık olanların üzerine yıkılan intikam riski. Ancak, NATO'nun öncelikli motivasyonunun hayat kayıplarını minimuma indirmek olması akla yatkın mı? Kuşkucu olmak için bazı sebepler var. Başlangıç olarak, isyancılar tarafında insan hakları ihlalleri olsa da bu kitlesel kıyıma dönüşmüş değil. İsyancılar Kaddafi askerlerinin kandırılmış ve Trablus gibi şehirlerdeki sivillerin ise yıldırılmış olduğunu düşünme eğilimindeler.

Hatta çoğu, askerleri Libyalı kardeşler olarak görüyor. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, "İsyancıların sivillere saldıracağını düşünmüyorum." dedi. Üstelik devam eden çatışma her gün iki taraftan da kayıpların artmasına neden oluyor çünkü isyancılar küçük silahlarıyla tank ve toplardan oluşan bir orduyu püskürtmeye çabalıyorlar. Trablus'ta askeri noktaları hedef alan NATO saldırıları kaçınılmaz olarak sivilleri de tehlikeye atıyor ve Kaddafi'nin otoritesi şimdiden NATO'nun beklediğinden uzun sürdü.

Peki, Batılı güçler Kaddafi'nin beyin takımı tarafından yapılacak bir darbeyi isyancı ordusunun zaferine neden tercih etsin? Böyle bir darbe Kaddafi'nin hâlâ çevresinde olan eski rejim unsurları ve eski rejimden simaları barındıran isyancı yönetim arasında müzakere edilmiş bir anlaşmanın varlığına işaret eder. Batılı hükümetler istikrar ve etkileme gücü istiyorlar ve Kaddafi ailesi hariç, eski rejimden simaları da bunun en iyi garantisi olarak görüyorlar. Bu arada kördüğüm gerilimler yaratıyor. 20 Haziran'da isyancılar, NATO'nun yapmayın demesine karşın güneydeki kuyulardan Zaviye'ye uzanan petrol boru hattını kesti. 29 Haziran'da Fransız hükümetinin batıdaki isyancılara tek taraflı olarak -hafif tanklar da dâhil olmak üzere- silah vermekte olduğu ortaya çıktı. Fransa, Kaddafi'nin nasıl düşürüleceği konusunda koalisyon ortaklarıyla anlaşmazlık içinde ve belki de isyancılar üzerinde direkt bir etki kurmaya çalışıyor.

Haziranın ilk 10 gününde, NATO saldırılarının yüzde 46'sı burada bir çatışma olmamasına rağmen Trablus'ta veya yakınlarında yapıldı, haziranın sonunda ise bu oran yüzde 17'ye düştü. 20 Haziran'dan sonra Trablus dışında, bir günde çıkan çatışma sayısı neredeyse üç katına ulaştı. Bu, muhtemelen Kaddafi'nin şaşırtan direncine bir cevap olarak isyancılara karşı yeni bir eğilim olduğunu göstermekte. Ancak bu direnç sonsuz değil. Kaddafi gittiği zaman Libya'nın geleceği Kaddafi'yi indiren güçlerin çekiştiği bir yer olacaktır. Bu çekişme, farklı Batılı güçleri ve eski rejimden sığınmacıları da içerecektir. Bunların her biri şu anda etki etmek için mücadele etmekte ve NATO'nun stratejisi de bu mücadelenin ifadelerinden biri.

THE GuardIan 4 TEMMUZ 2011

Kaynak: Zaman