Nato Türkiye'ye yakın durmalı

Türkiye hafta sonu sivil ve askeri tüm Suriye uçaklarına hava sahasını kapattığını duyurdu. Suriye’ye doğru seyreden uçakları tespit etmeye başladı. Rejim karşıtı ayaklanmalarla birlikte kanlı bir iç savaşa düşen Suriye bu hamleye hızla karşılık verdi. Sınırda karşılıklı top atışının ardından ve Türkiye’nin Beşşar Esad’a Rus askeri malzemesi taşıdığını ileri sürerek Suriye’ye ait bir yolcu uçağını geçen hafta indirmesinden sonra iki komşu ülke arasındaki son tırmanma bu.  

Bu tür hadiseler açık savaşa dönüşebilecek hızlı bir tırmanış riski taşır. Bu yaşandığı takdirde, Türkiye’nin ABD ve Kanada dâhil Nato müttefiklerinden askeri yardım istemesi için makul nedenleri olacaktır. Batılı ülkelerin Suriye’deki mezhep çatışmasına askeri müdahaleye iştahları yok belli ki; ama bir müttefik yardım çağrısı yaptığında Nato buna red cevabı verirse ittifakın tüm inandırıcılığına gölge düşer. Savaş patlak verir ve Türkiye yardım çağrısı yaparsa Nato, dünyanın gördüğü göreceği en etkileyici çabayı sergileyecektir muhtemelen.

Nato, Soğuk Savaş dönemi aracıdır. Ana ilkesi olan kolektif güvenlik – bir üyeye yapılan saldırının tüm üyelere yapılmış sayılması – Sovyetler Birliğini caydırmak içindi. Nato, Batı Avrupa demokrasilerini birbirlerini savunmaya yöneltmekle kalmayıp Batı demokrasilerine saldırması halinde Sovyetlere bunun ödetilmesinde Amerika’nın – ve atom bombalarının – hesaba katılacağını garantilemeye de hizmet etmişti.

Kollektif güvenlik, Soğuk Savaş sırasında işe yaradı fakat şimdi pek işe yaramıyor. Suriye, Türkiye’ye karşı varoluşsal bir tehdit değildir. Türkiye’yi savunmak, Nato müttefikleri için can alıcı bir stratejik öncelik de değil. Kuzey Amerika ve Avrupa halkları Sovyetlere karşı birlik olma gereğine inanmışlardı ama Türkiye’nin sınır illerini korumaları için çocuklarını kör kurşunlara göndermek istemeyeceklerdir. Sivil vatandaşları öldürülen ve savaş uçaklarına ateş açılan Türkiye’nin gerçekçi şikâyetleri olmadığı anlamını taşımaz bu. Gerçekçi şikâyetlerdir bunlar. Mesele şu ki Nato, nispeten küçük ve meşru sınır çatışmaları için çok küt bir araçtır.

Fakat dâhil olduğunuz trans-Atlantik çok taraflı askeri ittifakla savaşa gideceksinizdir, istediğinizle değil. Türkiye, Nato’nun idâri birimi olan Kuzey Atlantik Konseyini Suriye’nin saldırması karşısında toplantıya çağırdı. Nato kabul etti ve husumete son vermesi için Suriye’yi uyardı. Peki, Suriye buna son vermezse yahut bir dizi olay Türkiye’yi Suriye’yle savaşa iterse Nato’nun vereceği en iyi tepki ne olabilir?

Müttefik tepkisi için bir şablon zaten var. ABD’ye karşı düzenlenen 11 Eylül saldırılarının ardından Nato bunun ittifaka karşı bir saldırı olduğuna ve tüm müttefiklerin askeri tepkisini gerektirdiğine hükmetti.  Nato’ya tahsis edilmiş çeşitli erken uyarı uçaklarını - ABD ve Kanada hava kuvvetlerinin yanısıra  - Kuzey Amerika semâlarında devriye uçuşu yapmak üzere ABD’nin hizmetine verdi. ABD’nin yardıma ihtiyacı yoktu; bol miktarda kaynağı vardı. Fakat ittifak dayanışmasının bir göstergesi olarak bu katkıyı kabul etti.

Eğer Türkiye, Suriye’yle savaşa giderse, Nato’nun benzer bir katkı yapmasını bekleyebilirsiniz. Türkiye, Suriye’nin kışkırtmaları karşısında zaten kendisini tutmaktadır; dolayısıyla da komşusunu işgal etmek üzere topyekün kara harekâtı düzenlemesi muhtemel değildir. Sınırlı bir kara harekâtını da içerecek bir hava harekâtı daha muhtemeldir. Nato , erken uyarı ve komuta-kontrol uçakları,arama-kurtarma ve donanma devriye araçları göndererek ve Türkiye sıkıştığında ilave mühimmat sağlayarak bu çabada bir rol üstlenebilir. Nato, Türk ordusuna elektronik ve uydu istihbaratı da verebilir. Ve Türkiye hava harekâtına yardım istediğinde Nato savaş gemileri ve uçakları Suriye hava savunma bataryalarının bazılarını uzun menzilli füzelerle etkisiz hale getirebilir.

Suriye topraklarında ölecek Batılı askerler göndermeksizin ve Batı’yı kompozisyonu ve nihâi amaçları bulanık olan Suriyeli ayaklanmacılara karşı geri dönülemez şekilde taahhüt altına sokmaksızın, bir anlaşma müttefikine karşı Nato mükellefiyetlerini karşılayacaktır bu.

Anlaşma mükellefiyetlerini onurlandırma ile Suriye iç savaşından uzak kalma arasındaki çizgide yürümek kolay olmayacaktır. Mükemmel, riskten azâde çözüm yok. Fakat Nato işe karışacaksa böyle karışmalıdır.

Kaynak: National Post (Kanada)

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın