Musavi'nin adaylığının sebeb-i hikmeti...

Rivayet o ki, İran'ın bileği bükülmeyen kıdemli siyasilerinden Ali Ekber Haşimi Rafsancani, kendisine 'Karun ve firavun kadar zenginsin. Bu değirmenin suyu nereden gelir' diye sorulunca şöyle demiş: "Bir tarla satın aldım, içinden İran çıktı."

Tabii bu tür incelikli beyanları, İranlıların orta ve büyük burjuvazinin temsilcisi Rafsancani'yi üçüncü dönem cumhurbaşkanlığına taşımaya yetmiyor. Kum eğitimli Rafsancani'ye, en son 2005 seçiminde çelmeyi dini vasfı bulunmayan eski Tahran Belediye Başkanı ve mühendis Mahmud Ahmedinecad takmıştı. İki aday da siyasi yelpazenin sağını ifade eden muhafazakâr Usulgerayan grubundayken, Ahmedinecad daha sağda kalan Abadgeran, Rafsancani merkezdeki Karguzaran tarafından desteklenmişti. Ve ikinci turda 'sıradan' yoksul vatandaştan destek alan Ahmedinecad'ın yüzde 62'yi bulan oy oranı karşısında Rafsancani yüzde 35'te kalmıştı. Artık 2007'de Ayetullah olmuş Rafsancani'ye göre hava hoş. O rejimin en üst makamlarında. Uzmanlar Meclisi ile Düzenin Yararını Teşhis Heyeti'nin başkanı. 2005'teki rakibinin ise bu haziranda işi zor. Dört yıl önce İran siyasetinde sol tabir edilebilecek reformcuların (Islahtalep) esamisi okunmamıştı. Lakin işler değişiyor.

ABD'de Obama'nın seçilmesinin Tahran'da yanıt bulması gerektiği fikrinden hareket edenler için umutlar 1997-2005'te iki dönem cumhurbaşkanlığı yapmış 'medeniyetler diyaloğu'nun mimarı Muhammed Hate-mi'nin dönüşüydü. Aslında İran'da her konuda son sözü söyleyen dini liderlikken, herkes Hatemi için duacıydı. Taa ki geçen haftaya dek... Hatemi zar zor ikna olduktan sonra şubatta ilan ettiği adaylığını geri çekiverdi. İlk etapta Tah-ran'da hesaplar bozulmuş görüntüsü ortaya çıktı. Misal Time dergisi, Hatemi'nin çekilmesini 'Ahmedinecad'ın yü-zünde gülücükler açmıştır' diye yorumladı. Peki öyle mi?

Hatemi'nin çekilme sebebi, reform cephesinin üç ada-yla bölünmesi tehlikesi. Ama iki dönemi boyunca muhafazakâr kurumsal yapı karşısında reform vaatlerini tutmaktaki başarısızlığını idrakı daha mühim. Bu sebeple ılımlı muhafazakâr cepheden de oy alabilecek son başbakan Mir Hüseyin Musavi'ye destek vermesi çok manidar. Kuvvetle muhtemel ki, birileri seçime tek ada-yla girilebilmesi için üçüncü aday konumundaki eski meclis başkanı ve Milli İtimad Partisi lideri Mehdi Kerrubi'nin kulağına çekilmesini fısıldıyor.

Hakikaten Musavi, Ahmedinecad'ı kara kara düşündürecek bir isim. Devrim lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin 'parlak çocuğu'. Bugün dini lider olan Ali Hamaney'in cumhurbaşkanlığı altında başbakanlık yaparken, onunla takışmalarında baş koruyucusu Humeyni olmuş. 1980'lerde Irak savaşı sırasında başbakan olarak ülkeyi ekonomik ve siyaseten düze çıkartarak bugün orta yaş İranlıların gözünde saygınlık edinmiş. Rafsancani'nin temsil ettiği 'cebini dolduran' görüntüsünden uzak mütevazı bir kişilik. 1980'lerin sonunda kimilerine göre Rafsancani'nin cumhurbaşkanlığı makamının yüzü suyu hürmetine, Humeyni'yi başbakanlık makamını kaldırıp güçlü cumhurbaşkanlık kurulmasını içeren anayasa değişikliğine iknası sonrası, bu tür katakullileri beceremediğinden siyasetten uzaklaşmış. Kendini mesleği olan mimarlık ve İran Sanat Akademisi'ne adamış. Tabii Hatemi'ye danışmanlık yapmışlığı ve geçmişte onun 'Sen cumhurbaşkanı adayı ol' önerilerini reddetmiş olması bu seferki adaylığını daha ilginç kılıyor.

İslam Devrimi'nin temel ilkelerine bağlı Musavi, Hatemi gibi kolayca 'Batı yandaşı' etiketi takılamayacak birisi. Diğer yandan ekonomi ile siyasette reform ve dünyaya açılma vaad ediyor. 1980'lerdeki solcu fikirleri geçerli mi bilemiyoruz, lakin kampanyasını duyururken kilit kelimesi Ahmedinecad'ın ortanın altı sınıflara vaadiyle çakışıyor: Sosyal adalet. Hatemi de reformcu gençlik kitlesini harekete geçirirse, Musavi'nin şansı artacaktır.

Musavi geçmişte takıştığı Hamaney'den 'veto' yeme sürprizi yaşamazsa, nereden bakarsanız bakın, Ahmedinecad'ın yüreğini hoplatacak bir rakip. Zira aşırı muhafazakâr liderin merkezdeki ılımlı muhafazakâr yapıyla ilişkileri hiç sağlam değil.

12 Haziran seçiminin kilidi ekonomi ve dış politika, ama Ahmedinecad'ın eli pek güçlü değil. Hükümet gelirlerinin yüzde 70'ini oluşturan petrol ve doğalgaz fiyatları düşüşte. Enflasyon yüzde 26'lara dayandı, işsizlik çift haneli rakamlarda. Ağustos 2008 itibarıyla 14 milyon yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Uluslararası yaptırımlar ülkenin elini kolunu bağlıyor. Sonucu birlikte göreceğiz; lakin İranlı reformcuların bu siyasi satrançta mütemadiyen gülümseyen Ahmedinecad karşısına
Musavi'yi çıkarırken bir bildikleri olsa gerek.

Kaynak: Radikal