Muhafazakar tarih kurgusu?

Türkiye'de siyasal yapı, genel geçer ölçülerde "normalleşme"ye doğru evrilirken bu siyasal yapıyı doğuran tarih de yeniden gözden geçiriliyor. Hatta bu gözden geçirme çabalarına tarihin yeniden kurulması da denilebilir.

Resmi yakın tarih yazımının parametrelerini belirleyenin Türk modernleşmesinin Ortodoks rengi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Osmanlı sonrası Türkiye'nin siyasal tarihi, resmi tarih söylemi içinde adeta kutsanmış bir dönemdir. En azından çok partili hayata kadar olan dönem, -1938 sonrası için bazı eleştiriler olsa da- dokunulmazlığı olan bir tür "asr-ı saadet" dönemidir. Zira din, devlet ve toplum ilişkileri bağlamında bu dönem Cumhuriyet elitiyle Türk tarihinde yeni bir evreye geçildiği; halkın cehaletin karanlığından modernliğin, bilimselliğin, aydınlığına çıkarıldığı bir dönemdir. Jakoben laiklik modeli de bireysel dini yaşama çabalarını bile düşman sayan bir ortodokslukla maluldür. Toplumu modernleştirme, uygarlık ışığına kavuşturma projesinin bedelinin ne olduğu ise sorgulanmaktan vareste tutulmuştur.

Tek parti dönemi uygulamaları üzerinden kurulan yeni siyasi tarih söylemi daha çok siyaset üzerinden, polemik boyutu öne çıkarılarak yürütülüyor büyük ölçüde. Siyaset polemiği üzerinden yapılan yeni tarih bakışı, daha doğrusu söyleminin, halk nezdinde karşılık bulduğundan kuşku yok. Resmi yakın tarih kurgusu ile geniş halk kesimlerinin hafızası farklı gerçekliklere tekabül ediyor çünkü. DEVAMI>>>