Moskova Ukrayna'yı tehdit ederek Yuşenko ve NATO'nun ekmeğine yağ sürüyor
Kremlin sarayının sahiplerinin değişmesine rağmen resmi Moskova'nın BDT üyesi ülkelere yönelik politikasının etkisizliği devam ediyor. Vladimir Putin'ın devlet başkanlığı döneminde de durum böyleydi şimdi de. Petersburg'ta düzenlenen ekonomi fuarında Rusya liderlerinin yaptıkları açıklamalar bunu bir daha ispat etmektedir.
Hiç kimse Ukrayna devlet başkanı Yuşenko'nun Kırım'dan Çernomorskiy flosunun çıkarılmasına dair verdiği kararın en sert ve kararlı bir şekilde cevaplanması gerektiğini tartışmağa açamaz. Ancak ifade olunan sertlik çeşitli şekillerde tezahür edebilir. Örneğin fazla gürultu koparmadan hafif güler yüzlü bir ifadeyle düşmanın en zayıf noktasına darbe vurulabilinir.
"Biz sizi mahv edeceğiz" diye bağırarak kendi kalene gol da atabilirsin.
Biz daha önce de yazmıştık ki, Yuşenko'nun yakın arkadaşı Mihail Saakaşvili Kremlin sarayında karşı sürekli aynı oyunu oynamaktadır. Kurnaz ve akıllı Gürcü lider resmi Moksova'nın hassas noktalarına dokunuyor ve onları düşünülmemiş adım atmağa tahrik ediyor. Sonra da o bir köşede bekleyip bizim kendi kendimize nasıl çukur kazmamızı seyir ediyor. Geçen hafta Yuşenko aynı başarıyla "devlet başkanı Mişa"nın uygulamalarını yapa bileceğini, hem de hiçte ondan geri kalmayacak bir güzellikle gösterdi.
Rusya devletinden farklı olarak Ukrayna'da devlet başkanı ve başbakan ülkedeki siyasi olayların tüm yönetim gücünü elinde bulunduran tek baş aktörü değildir. Dahilinde NATO'ya karşı büyük bir sevgi bizim Çernomorskiy flosuna karşı ise büyük bir nefret barındıran Yuşenko birkaç güç merkezinden sadece birisidir. Ukrayna toplumunda NATO ve Çernomorskiy flosu hakkında henüz nihai karar oluşmuş değildir. Şayet kesin bir şekilde Rusya'nın tarafında yer alan Kırım ve yüzde yüz Moskova karşıtı olan ülkenin batısını nazarı itibare almazsak o zaman halkın kahir çoğunluğunun "NATO'ya entegrasyon" şarkılarının etkisi altında bulunsa da Rusya ile de çatışmaya sıcak bakmadıklarını görürüz.
Binaanaleyh, henüz Moskova'nın tartışması gözüktüğü gibi Ukrayna ile değil Yuşenko ve onun devlet başkanlığı idaresinde bulunan milliyetçi zooloji unsurlar ile olduğu aşikardır. Artı Yuşenko ve onun arkadaşları bu çatışmayı önde götüre bilmeleri ve nihai başarı elde edebilmeleri için onların tartışmayı farklı bir alana taşımaları gerekecektir. Onlar için önemli olan resmi Moskova'yı "yüzsüz işgalcı güç" olarak tanıtmak ve Ukrayna halkının esas hissesini bizim düşmanımız haline getirmektir. Üzülerek belirtiyoruz ki bizler büyük bir coşku ve sevinçle bizim için hazırlanmış tuzağa düştük.
Doğal gaz fiyatlarını en yüksek seviyeye getirerek Yuşenko'ya tehditler savurmak onu korkutmak için yeterli değildir. Bundan başka tam tersine bu tür tehditler tam da onun istediği şeylerdir ve onun işine yaramaktadır. Şu anda ise Ukrayna devlet başkanı en iyi becerdiği bir işi yapmak için durumlar müsaittir. O artık ideolojik yaygarasını rahatlıkla kopara bilir. Elinde yeterince konu bulunmaktadır. Artık "dolara karşı olan tutumlarının değişmediği", "resmi Moskova'nın mekirli planları" hakkında rahatlıkla konuşa bilir. Sessiz kalınız ve dinleyiniz, bu tür insanlara biz nasıl inanalım?! Henüz kısa bir süre önce onlar enerji taşıyıcılarını politik bir silah olarak kullanmayacaklarını vat ediyorlardı. Alın size politik silah!
Elbette ki, Moskova idarelerinde oturan resmi srtateji uzmanları doğal gaz fiyatlarını yükselderek Ukrayna ekonomisine darbe vura bileceklerini düşünüyor ve bu hamle ile de Yuşenko'yu korkutup itaata zorlayacaklarını hesap ediyorlar. Ancak resmi Kiyev defalarca Kremlin sarayının "doğal gaz copunu" bizzat Moskova'nın kendi aleyhinde kullanabileceklerini ispat etti. Onların yapması gereken tek şey fiyatlar üzerinde sıkı bir pazarlık yapmaktır. Bu konuda uzman olanlar çok iyi biliyorlar ki teknik olarak Ukrayna'ya gönderilen doğal gazı sadece kısa bir süre içerisinde dayandırılabilinir. Çünkü başka türlü imal olunan doğal gazın nereye intikal ettireleceği sorunu yaranıyor. Bundan başka Gazpron kısa bir süre de olsa doğal gaz akımını durduğu zaman bu onların Batı Avrupa'daki itibarini ciddi manada zedeliyor.
Rusya siyasilerinin Sevastopol konusunda yaptığı açıklmalar bundan da saf gözüküyor. Onlar Sevastopol hiçbir zaman Ukrayna'ya verilmediğini söylüyorlar. Resmi olarak belki de söyledikleri doğrudur. Çünkü Sovyet döneminde Sevastopol özel bir statü ile yönetiliyor ve Ukrayna'ya verilen Kırım'ın sınırları içerisine dahil değildi. Ayrıca şu da bir gerçekliktir ki, Kırım'ın tamamının Kiyev'e verilmesi tamamen adaletsiz bir karardı. Ancak şu anda başka bir prensip esas alınmaktadır. Elinden düşürdüğün şey kaybolmuş sayılıyor. Hakikat ile yüz yüze gelmeğin zamanıdır. Kırım üzerinde hak elde ede bilmeğin tek yolu savaşmaktır.
Başka bir mesele de anlaşılmaz olarak kalmaktadır. Ukrayna ile dostluk anlaşmasını ilga etmekle ne elde olunabilir. Bununla Ukrayna Rusya'nın komşusu olmaktan çıkarılamaz. Ayrıca onlarla aramızda milyonlarca bağ bulunmaktadır.
O zaman tabii olarak bir soru ortaya çıkıyor. Şayet şu anda Kremlin sarayının yürüttüğü siyaset verimli değil ise o zaman resmi Moskova'nın kendi kalesine değil rakip kaleye gol atabilmesi için ne yapması gerekiyor? Biz o zaman kazana biliriz ki olaylara ani tepki vermeyelim ve olaylar baş vermeden onun önüne geçebilelim.
Yuşenko Ukrayna'ya "aydın NATO geleceği" vatetmektedir. Moskova ise "elinde tutmak ve bırakmamak" politikasına bıkmaz usanmaz bir şekilde devam etmektedir. Bizim için gerekli olan alternatif bir "superplan" açıklamaktır. Bu plana göre Ukrayna'ya "saadet" vatolunması gerekiyor. Öğreğin onların tarafsız kalmalarının temin olunması gerekiyor.
Elbette ki Yuşenko ve onun adamları Moskova'nın benzeri adımını önelemeye çalışacaktır. Unutulmaması gerekiyor ki bizim hedefimiz Vktor Andreyeviç Yuşenko'yu kendi tarafımıza çekmek değildir. Bunu denemeğe dahi hacet yoktur. Çünkü Ukrayna'nı NATO'ya üyeliği meselesi bizzat Yuşenko tarafından değil halk referendumu ile çözüme kavuşacaktır. Dolayısıyla da Ukrayna devlet başkanını kendi tarafımıza çekmek yerine Ukrayna siyasilerini ve halkı tarafımıza çekmek için çaba sarfetmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ise biz onları Yuşenko'nun safına itmekten başka bir şey yapmadık.
Tartışmasız resmi Moskova'nın önüne koyduğu hedefe ulaşması çok zordur. Şayet durum böyleyse bizim yeni hayata - NATO terkibinde bulunan Ukrayne ve içerisinde Çernomisrkiy flosunun bulunmadığı Kırım'a - alışmamız gerekiyor.
Rusça aslından Dünya Bülteni için Türkçe'ye çeviren: İbrahim Ali