Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin 25 Kasım’da Pakistan’a yaptığı ani ve sürpriz ziyaret, benim gibi çaresiz ve üzgün Keşmirliler için ümit doğurdu. Başbakan Modi’nin, Kabil’den Delhi’ye dönüş yolunda Pakistanlı mevkidaşı Navaz Şerif’e doğum günü tebriki için Lahor’da duraklamaya karar vermesi bir tür diplomatik devrimdi. Bu davranış herkes için sürpriz oldu. Ben de bu cesur ve yürekli karara çok sevindim.
Bu kısa ziyaretin, iki düşman komşuyu gelecekte bir araya getirmesi ve Hindistan alt kıtası için barış ve istikrarlı bir yol çizilmesine yardımcı olması bekleniyor.
Bu ziyaretin, her iki ülkede siyasi gayelerine ulaşmak için nefreti körükleyen karanlık kuvvetlere şok dalgaları gönderdiği de aşikardır. Ziyaret, iki komşu ülkede süregiden ihtilafın ülkelerdeki problemlere çare olmadığı görüşünde olan barıştan yana insanlara taze hava esintileri gönderdi. Bu, maalesef birkaç sene evvel rayından çıkan kapsamlı barış sürecinin yeniden başlatılmasından önce uygun bir hava oluşturdu.
Hindistan’ın Pakistan’a yönelik politikasında zaman zaman aksamalar olsa da Başbakan Modi’nin, yemin ettiği günden itibaren bizim batıdaki komşumuzla dostça münasebetler geliştirmeye istekli olduğu açık bir şekilde ortadaydı. O, Pakistan yönetimiyle temas kurmak için hiçbir fırsatı kaçırmadı. Geçen birbuçuk senede iki ülke başbakanları dört kez görüşme yaptı. Bunlar, ikili görüşmeler yapmak için uluslararası toplantıları bir şans olarak kullandılar.
Pakistan’la ilişkiler konusunda cesur ve yerinde kararlar alma şerefi genelde Bhartiya Janta Partisi (BJP) hükümetlerine ait oluyor. Kargil ihtilafına rağmen, zamanındaki Pakistan askeri idarecisi General Pervez Müşerref’le görüşmeleri eski Başbakan Atal Bihari Vajpayee başlatmıştı. Bu diplomatik görüşmeler, ikili ilişkiler üzerinde faydalı ve verimli sonuçlar doğurdu, bu da 2003’te Kontrol Hattı ve uluslararası sınırda 10 seneden fazla bir sure barış ve sükunet getiren ateşkes anlaşmasıyla neticelendi.
Bunun yanı sıra Pakistan ve Hindistan, Srinagar ve Muzafferabad arasında otobüs seferleri de başlattı, bu seferlerle bölünmüş Keşmir’in eyalet başkentleri birbirine bağlandı. İki ülke, aynı zamanda Keşmir meselesinin halli için geniş çaplı bir mutabakata da vardı.
İlginçtir, Keşmir’in Hindistan tarafında hem ana akım hem de ayrılıkçı partilerle bunların liderleri son ziyareti memnuniyetle karşıladı. Bunlar, ortaklaşa bir tepkiyle, Başbakan Modi’nin Lahor’a beklenmedik ziyaretini iki ülke arasında ilişkilerin yumuşadığına dair bir işaret olarak değerlendirdiler.
Ana muhalefet Kongre partisinin Modi’nin sürpriz Pakistan ziyaretine gösterdiği tepkiye gülüyorum. Parti, bu jestinden dolayı onu övmek yerine muhalefet yapma adına onun hareketine karşı çıktı. Kongre’nin sorumlu bir muhalefet partisi olması ve Modi’yi bu güzel davranışından dolayı hedef almaktan kaçınması gerekiyor. Yine de şaşırtıcı şekilde, Yüzbaşı Amrinder Singh ve diğerleri de dahil birkaç Kongre lideri bu hamlesinden dolayı Modi’yi övdü.
Geçen sene mayıs ayında iktidara geldikten sonra BJP, Pakistan’a karşı tutumunda tam bir U dönüşü yaptı. Aynı Modi ve BJP’sinin, Kongre liderliğindeki hükümet sırasında, terörü desteklediği bahanesiyle Pakistan’la görüşmelere şiddetle karşı çıktığında da hiç kuşku yoktur.
Kongre, Delhi’de birbuçuk senelik BJP idaresinde Pakistan’ın Hindistan politikasında neyin değiştiğini sorgulamakta haklıdır. Ama Kongre’nin kendisine bakması gereken nokta, başbakanı Manmohan Singh’in, Pakistan’la ilişkileri normalleştirmeye daha istekliyken niçin böyle cesur kararlar alamadığıdır. Aslında, Kongre’nin böyle cesur kararlar almasını önleyen, o zamanın baş muhalefeti BJP’nin tepkisiyle çoğunluk Hindu oylarını kaybetmeye dair korkusuydu.
Kimse bu ziyaretten fevkalade şeyler beklememelidir ama hiç şüphesiz bu ziyaret, Modi'nin uluslararası seviyede imajını değiştirdi. O, devlet adamlığını gösterdi ve şimdi top, benzer bir olumlu jestte bulunmak üzere Pakistan’ın ellerindedir.
Bahsedilen ziyaretin Cammu ve Keşmir halkı için büyük önemi var. 25 senelik isyan sırasında büyük sıkıntılar çektikleri için bu eyaletteki insanların barışa muazzam derecede ihtiyaçları var. Çoğu genç olmak üzere binlerce kişi hayatını kaybetti ve çok sayıda insan evini terk etmek zorunda kaldı. Mevcut siyasi gelişmeyle, bölgedeki insanların sefaletlerinin son bulacağı konusunda iyimser olunabilir.
Ben şahsen Modi hükümetinin belli bazı iç politikalarından hoşnut değilim ama onun yeni diplomatik girişimini gerçekten takdir ediyorum. Aslında o, alt kıtaya barış ve sükunet atmosferinin hakim olması hususunda endişeli olan herkesin övgü ve takdirlerini hak ediyor.
Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya