Bush yönetiminin misket bombalarının üretimini, stoklanmasını, nakliyatını ve kullanımını yasaklayan tarihi uluslararası anlaşmayı imzalamayı reddetmesi affedilemez bir tutum. Askeri gerekliliklerin insani zorunluluklara baskın çıktığı bir dönemde yaşamıyoruz.
Çarşamba günü Dublin'de 111 ülkenin yasaklamayı kabul ettiği misket bombaları sivillere korkunç acılar çektiriyor ve bugünün savaşlarında pek az askeri fayda sağlıyor. Misket bombası konteynerleri açık havada infilak ettiğinde etrafa yüzlerce binlerce bombacık saçılıyor. Ve bu bombacıkların çok büyük bir bölümü tarlalarda, çiftliklerde ve köylerde patlamadan kalıyor -ta ki toprağı süren bir köylü veya oyun oynayan bir çocuk tarafından infilak ettirilene dek.
Misket bombaları ilk olarak 2. Dünya Savaşı'nda kullanıldı ve bugün mevcut olan silahların büyük bölümü Soğuk Savaş dönemine özgü savaş alanlarında kullanılmak üzere, tanklarda ve zırhlı araçlarda bulunan, çok geniş bir alana yayılmış birlikleri öldürmek ve etkisizleştirmek için tasarlandı. Dublin anlaşmasında vücut bulan ezici çoğunluktaki uluslararası oybirliği, ayrım gözetmeyen güvenilmez silahların, kullanıldıkları çatışmaların sona ermesinin ardından masum sivilleri öldürmeye devam ettiğinin kabulüdür.
Bunun son örneği, İsrail'in Hizbullah'a yönelik 2006 savaşında Güney Lübnan'ın dört bir köşesine saçtığı misket bombalarıydı. 1999'da NATO'nun Sırp güçlerini Kosova'dan çıkarmak için yürüttüğü savaşta da söz konusu silah kullanılmıştı. Bugün bu bölgelerde yaşayan siviller hâlâ kalan bombacıklar yüzünden sakat kalıyor ve ölüyor. Laos'taki köylülerse 40 yıl öncesinden kalma patlamamış misket bombalarından zarar görmeyi sürdürüyor.
Pentagon kendisine hangi silahlara sahip olabileceğinin söylenmesinden hoşlanmıyor ve Başkan Bush da uluslararası anlaşmalarla bağlı olmayı sevmiyor. Fakat yeni misket bombası anlaşması, imzalamayan bütün mühim ülkeleri (ABD'nin yanı sıra Çin, Rusya, İsrail, Hindistan ve Pakistan) utandırabilir ve utandırmalı da. Bu utancın söz konusu ülkeleri bu insanlıkdışı silahları üretmek, kullanmak ve satmaktan vazgeçirmesini umuyoruz.
Kaynak: Radikal