Obama, Amerika Birleşik Devletleri'nin İslam ve Müslüman dünyayla ilişkileri hakkında yapacağı konuşma için gelecek ay Mısır'a gidiyor; Mısır, büyük bir ülke ve başkenti Kahire muazzam bir metropol'dür.
Toplanma mahali neresi olacak?
Başkan, el Ezheri, asırlar boyunca İslam dünyasında ilim ve irfanın merkezi olan Kahire'nin 1.000 yıllık câmi ve üniversitesini, müslümanlar nezdinden inançlarının medâr-ı iftiharı bu sembolü göz ardı etmemelidir. Bu okul İslam dünyasının dört bir yanından öğencileri kendisine çekmekte ve İslam tarihinin ayrılmaz bir parçası olarak görülmektedir.
Bu etkinlik için uygun bir mahal bulmak kolay bir iş değildir. İslam'ın en mukaddes mekanları S. Arabistan'da, Mekke ve Medine'dedir ve gayri müslimlerin bu mekanlara girmesine izin verilmediği için seçenekler arasında bile değillerdir. Başkan, üçüncü mukaddes mekanı, Kudüs'teki el Aksa'yı da seçemezdi zira İsrail'in denetimi altında bulunan bir mekandan hitab etmek amaca aykırı sonuçlar üretir.
Arap halifelerinin tarihi merkezleri Şam ve Bağdat, başka problemler arzedecekti: Suriye, Amerikan Dış İşleri Bakanlığının terörizmi destekleyen ülkeler listesinde olduğu için Şam uygun değildi; İslam hakkında Bağdat'ta bir konuşma yapmak ise Başkanı, Şii ve Sünni müslümanların ayrım hattına oturtacaktı.
Obama'nın Mısır'da yapacağı konuşmanın içeriği, konuşmanın sembolizminden daha az önemlidir zira başkan, 1.5 milyarlık müslüman âlemiyle yapıcı ilişkiler peşinde olduğunu zaten açık etti. İlk söyleşisini Arap uydu kanalı el Arabiya'ya verdi ve geçen ay Ankara'da, TBMM'de Amerika'nın İslamla savaşta olmadığını ve asla olmayacağını söyledi.
Obama, TBMM'de yaptığı konuşmada "müslüman dünyayla ortaklığımız, tüm inançlardan insanların reddettiği şiddet yanlısı bir ideolojiyi geri püskürtmede büyük bir öneme sahiptir" demişti. "Gelecek, yıkanların değil yapanların olmalıdır. Uğruna çalışacağımız gelecek işte budur ve bu uğurda birlikte çalışmalıyız" diye ilave etmişti.
Bu bağlılığı ifade ettikten sonra, söyleyeceklerinin görsel ve duygusal etkisini azamileştirmek için başkanın uygun bir mahale ihtiyacı var. Kahire'nin kalbindeki el Ezher, bu gereği yerine getirecektir.
El Ezher'deki asıl câmi 972 yılında, Fatımi Halife el Muiz döneminde tamamlandı; sadece ibadet yeri olarak değil meclis ve ilim merkezi olarak da tasarlandı [külliye]. Bir Arap tarihçisine göre vezir Yakub ibn Kilis, birkaç yıl içerisinde "edebiyatçılara, fâkihlere ve kelamcılara sarayda yer açtı...fıkıh / hukuk kitaplarını topladı, Salı günleri İslam hukukçularının, kelamcıların ve münazara öğrencilerinin katıldığı tartışmalar düzenledi." Her ne kadar 1960'lardan beri seküler müfredatı tâkip eden ve kız öğrencilerin de gittiği bir okulsa da Kuran, İslam hukuku ve Arap dili üzerine odaklı eklektik bu ilmi gelenek halen devam etmektedir.
Obama'nın başarmak istediği şey için bir buluşma mahali olarak iki üstünlüğü daha vardır.. 10 asırdır ayakta duran bu kurumun, Hüsnü Mübarek'in rağbet görmekten uzak rejimiyle hassaten bir ilişkisi yoktur. Ayrıca Napolyon 1798'de Mısır'ı işgal ettiğinde Avrupalı güçlere karşı direnişin sembolü olmuştu; Napolyon'un askerleri câminin kutsallığını çiğnemiş, câminin avlusunu atları için ahır yapmışlardı. El Ezher ziyaretçilerinin halen hatırladığı bir olaydır bu. Başkanın sözlerine Mısır'daki başka hiçbir mahal bu derece bir tesir kazandırmayacaktır.
Thomas W.Lippman: Amerikan Dış İlişkiler Konseyi üyesi yazar ve gazeteci
Orijinal başlık: An Egyptian Venue
Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın