Memleketi (hakikatinden) koparmak

Kürt meselesiyle yüzleşmenin aslında bu memleketin Müslümanlıkla yüzleşmesi demek olduğunun altını çizmiştim geçen yazımda. İster etnik, isterse siyasal, kültürel anlamda memleketi yönetenlerin başını ağrıtan hemen hiçbir mesele bu temel gerçeklikten bağımsız ele alınamaz. Memleketin hem tarihi hem de sosyolojik belki de tek gerçekliği olan bu konuyu merkeze alan yaklaşımları ayıplamaya, gayrı ciddi karşılamaya hazır medya ortamı ve entelektüel kesim mevcut.

Bu kesim, memleketin dünü, bugünü ve geleceğine dair uygulamaya konulan, önerdikleri temel tasarımlar da tarihten, sosyal gerçeklikten, kültürel kodlardan kopuk olduğu gibi alternatiflere de sağırdırlar. Modern ulus potasında eritmek istedikleri Kürtler ve Türklere giydirilmek istenen yeni gömleğin dar gelmesini kabullenmekte zorlansalar da gerçek ortada. Ne var ki, "...gerçeğini tanıyoruz"la başlayan her retorik bu ülkenin hakikatinden uzak yeni çözüm arayışlarıyla oyaladığı gibi insanınıza onulmaz yaralar açacak kaotik gelişmelere sürüklüyor..

 

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN