Mali'de 'Serval Operasyonu' ya da kötünün iyisinin tercih edilmesi

Fransa'nın Mali'ye müdahale etme hakkı var mıydı? Bu soruyu sormak, iki tehlikeye birden işaret etmektir. Biri, tarihe karıştığı umulan 'Fransa-Afrika'sına geri dönüştür. Diğeri ise bu operasyonun, Batı'nın İslam dünyasına sayısız riskli müdahalesinden biri olmasıdır. Her ne kadar uluslararası hukuka uygunluğu bulunsa ya da Fransa'da –tartışmasız– kabul görmüş olsa bile.

Fransa hava kuvvetlerinin yürüttüğü operasyon, Mali otoritelerinin açık talebi üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yeşil ışık yakmasıyla gerçekleştiriliyor. Bu operasyon, büyük oranda dışarıdan gelen bir saldırıya, Malililere bile yabancı gözüyle bakan Müslüman savaşçıların Mali'nin kuzey bölgesini ele geçirmekle birlikte güneye yönelme tehditlerine bir yanıt olarak tüm Batı Afrika ülkeleri tarafından destekleniyor. Kısacası François Hollande, Paris'te, muhalefetin de içinde yer aldığı büyük bir çoğunluğun desteğine sahip olduğunu varsayabilir.

Bu, hiçbir açıdan "Serval" operasyonunun barındırdığı korkuları azaltmaya yetmez. Müslüman Arap bir fraksiyonun görüşüne göre, batılı postalların Afrika'nın bu bölgesine girmesi yeni-sömürgeciliğin nöbet değişimidir. Bu, pek çok Müslüman savaşçının (Selefiler ve El Kaide taraftarları) tecrübe ettiği gibi Fransa'ya yönelik nefreti besler. Mali'nin kuzeyindeki Müslüman savaşçıların elinde bulunan yedi Fransız rehineyi daha büyük bir tehlikeye maruz bırakır.

Bu askeri müdahalelerin nasıl başladığı biliniyor; fakat kimse nasıl sona ereceğini bilmiyor. Daha doğrusu, bu girişimlerden pek çoğunun kötü bir biçimde neticelenmiş olduğunu biliyoruz. Savaşın, bu angajmanı giderek daha önemli hale getirecek kendine özgü bir mantığı vardır. Bu sarmalın sonunda, Mali konusunda olduğu gibi, ülkeyi yeniden inşa etmeye çalışmak için başarısız devletin görevini üstlenme eğilimi var veya olma yolunda. Fakat oraya yapılan bu harekat, en tehlikeli aşamayla, Amerikalıların dediği gibi "ulus inşası" aşamasıyla, nadiren başarıyla taçlanır.

François Hollande, bunu biliyordu. Bununla birlikte, müdahale riskini üstlendi ve bunda da haklıydı. Kötünün iyisini –bu durumda en iyisini– seçmiş oldu.

Bunun alternatifi, İslamcıların, çürük bir ordunun ve savunma kabiliyetinden yoksun, sendelemiş bir iktidarın başkenti Bamako'yu tehdit edebilecekleri güney yönünde ilerleyişlerini kabullenmek olurdu. Bu, Pakistan Taliban'ının, Afganistan'ı Müslüman savaşçıların emirliği yapmak amacıyla 1996'da Kabil'i ele geçirmelerine benzer. Pasif kalmak bir seçenek değildi. Aksi halde, daha sonra çok daha önemli bir askeri harekat gerektirecek başka bir durum ortaya çıkardı.

Fransa bu operasyonu tek başına yürütemez. Toprağını geri alması için Mali'ye yardım etmesi, Batı Afrika devletlerinin başlıca görevidir. Sahra Kıyısı'nda bir Müslüman savaşçı odağı kurulmasına engel olmak, tüm Avrupa'nın menfaatinedir. "Serval" yalnızca –sınırlı– bir ömre sahip olmalıdır.

Kaynak: Le Monde
Dünya Bülteni için çeviren: Çeviri: Muhsin Korkut

Alain Frachon: Le Monde Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni

* Metnin aslında yer alan, "djihadiste" terimi kelimenin "özgün" bağlamına uygun olarak "Müslüman savaşçı" biçiminde tercüme edilmiştir.

** Serval (leptailurus serval) Afrika çöllerinde yaşayan kedigillerin vahşi bir türü...