Narh el-Barid ve Bedavi Mülteci Kamplarında
Bint Jbeil"de bırakılmış pasaklı ve uygunsuz bir Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı"nın tişörtünü giymem İsrail-Hizbullah Temmuz"u sayesinde mümkün oldu. Kızıl Haç kazağım beni zanlı durumuna düşürdüğünden siyah beyaz çizgili atkım ve Filistinli yardım çalışanlarına katılırken yakama takılan Filistin bayrağı ve Nahr el-Bared giysileriyle dikkat çekmemeye çalışıyordum.
Amacımız yiyecek battaniye, döşek teslimatına yardım etmekti fakat ben aynı zamanda politik duruma da ilgi duyuyordum. Henüz iddia aşamasındaki "banka soygunu" söylentisini müteakiben hızlı ve şiddetli bir şekilde patlak veren olayların arkasında kim vardı? Söyleyene göre değişen ve maskeli haydutlarla bağlantılanan değişik miktarlar; 150,000 dolar, 1,500 veya 150 dolar!
Bütün Beyrut medyasının merkezlerinin her biri, itirafın kendisine dayanan farklı "içerden bilgiye"sahipler ve gerçek suçluları biliyorlar gibi görünüyor. Fakat bizim gibi olayların farkında olmayanlar bile merhum Refik Hariri"nin sık sık dediği gibi: Lübnan"da sana söylenen hiçbir şeye, gördüğünün ise sadece yarısına inanacaksın! sözünün doğruluğunun farkına vardık.
Arkadaşlarım kampta el-Kaide elemanlarının bizi durdurmaları halinde benim Amerikalı değilde Kanadalı olduğumu söylememi bana salık verdiler. İzlenimim; onlarım benim güvenliğimle ilgili değil de benimle beraber yakalanmaları ihtimaline karşı kendileriyle ilgili endişelendikleri şeklindeydi. Ortadoğu"da Amerikan vatandaşı olmamdan dolayı yaşadığım sıkıntıları kuzeydeki komşularıma güvenerek atlatmam ilk olmayacaktı, böylece Amerikan kimliğimi attım.
Feth el-İslam istihkâmına yaklaştığımızda dışardan Nahr-el-Bared kampındaki Lübnan Ordusu"nun keskin nişancıları ile içerdeki Feth el-İslam üyesi keskin nişancılarının çapraz ateş hattında olacağımızla ilgili bilgilendirildik ve yanlış bir hareket veya kötü şans hayatımıza mal olabilirdi.
Üç günlük havan topu bombardımanından sonra, 100"den fazla ölü, elektriksizlik ve susuzluk içindeki Nahr el-Bared"de yanan ve çürüyen cesetler, içindekilerden duman tüten kısmen yanmış evler, fırlatılan havan toplarının ve tank atışlarının taze kokusu vardı.
Resmi 30,00032,000 insan sayısı doğru değil. Bared"de 45,000 kişi yaşıyor! Bazı raporların tersine yiyecek ve suyun içeriye gönderilmesine hala izin verilmiyor.
Bazı bölgelerin %15"inden %70"ine kadar yakılıp yıkıldı. Bu sabah ve öğle sonrasında da tek tük patlama sesleri duyuldu. Salı günü sabah saat 04:30"dan saat 10:00"a kadar her dakika başına ordu tarafından fırlatılan havan topu oranı 10-18"di. Ordu, Lübnan Kızılhaçı"na sivilleri çıkarması için izin vermedi çünkü onlara güvenmiyorlar. Sadece Lübnan Kızılayı"na izin verildi. Bared"e arkadan (doğudan) girmek mümkündü. Ordu yakaladığı gazetecilerin kameralarına el koydu. Lübnan hükümeti bilgiyi kontrol ediyor ve hasarın çerçevesinin bilinmesini istemiyor. Hala ateş altında insanlar var. Kamp nüfusunun %40"ı kamptan çıkarıldı. Geri kalanlar ise vurulmaktan korktukları veya benzer şekilde beşinci veya daha fazla kere evlerini terk ettiklerinden dolayı ne olacaksa olsun deyip bölgeyi terk etmeyi istemiyor.
Elektrik yok ve cep telefonlarının bataryaları boş. Kaçan akrabalar ailelere Bedawi kampında yeterince yatak olmadığı için yerlerinde kalmalarını söylüyorlar. Bared"den kaçanlar Bedawi okullarının her birinin bir odasında 25 kişi kalacak şekilde yerleşmişler
3000 kişilik bir nüfus Bedawi"nin bir okulunda barınıyor. BM yardımı Bedawi"ye ulaşmaya başladı fakat Salı günü yardım konvoyuna saldırıldığı için çalışanlar bu yardımları Bared"e ulaştırma imkanından yoksunlar.
Trablusşam"daki şeker fabrikasından dolayı meşhur olan Abdurrahman Hallab ile görüştüm. Bared"den kaçıp Bedawi"ye yerleşen insanlar için getirdiği 5,000 kişilik yemeği indirmesi için yardım edildi. O bir Lübnanlı, Filistinli değil.
Kamp nüfusunun hepsi Feth el-İslam"ın Eylül-Ekim 2006"da geldiğini ve kampta akrabalık bağları bulunmadığını söylediler. Kimi Suudi Arabistan"dan, kimi Pakistan"dan, Cezayir"den, Irak"tan ve başka yerlerden insanlar. Bazı aç gözlü Filistinliler dışında onların arasında Filistinli yok. Kamptaki insanların çoğu onların Hariri grubundan destek aldığını söylüyorlar.
Feth el-İslam"ın Bared"deki insanlara yardım ettiği şeklindeki haberler tamamen yalanlandı. Bir kadın bana onlar hakkında yaptıkları tek şey ibadet ve askeri eğitim
Şia"dan daha fazla dindarlar dedi.
Bedawi kampının nüfusu 15,000"di fakat bu sabah 28,000"e fırladı. Dört grup daha Kuzey Lübnan"daki Filistin Kızılayı"nın tek hastanelerinden olan Safed"a bu sabah ulaştı.
Bana Feth el-İslam"ı söküp atmak için ordunun Bared"deki bütün evleri yıkacağı söylendi.
Nahr-el-Bared"in tarihine bakalım biraz. Lübnan"daki diğer Filistin kampları gibi 15 Mayıs 1948"de İsrail"in kurulmasından önce Avrupa"dan ve başka yerlerden gelen Yahudilere yer açmak için 1947-48 yıllarında evlerinden, ülkelerinden ve kişisel zenginliklerinden uzaklaştırılan Filistinliler tarafından kuruldu.
Nekbe (felaket) sırasında Filistin"den Lübnan"a geçen 100,000 mülteciyi yerleştirmek için kurulan 16 Mülteci kampından geriye 12 resmi kamp kaldı. Tel el-Zatar"daki kamp 1975-1990 yılları arasında vukubulan Lübnan iç savaşı sırasında Falanjistler tarafından etnik temizliğe tabi tutuldu ve Nebatiye, Dikvane ve Jisr el-Basha kampları İsrail ve Lübnanlı milislerin saldırıları tarafından yakılıp yıkıldı ve yeniden inşa edilmediler. Lübnan"ın Filistinli 433,276 kişilik mülteci nüfusunun yarısını barındıran kamplar şunlardır:
El-Badawi, Burj El-Barajna, Jal El-Bahr, Sabra and Shatilla, Ain El-Helwa, Nahr El-Bared, Rashidieh, Burj El Shemali, El-Buss, Wavel, Mieh Mieh ve Mar Elias.
Nahr el-Bared, Trablusşam"ın
Lübnan"daki Filistinlilerin %25"ine sahip olduğu varsayılan Nahr el-Bared, çok acı fakirlik şartlarında yaşayan ve BM"ye özel darlık durumu olarak resmi kayıt yaptıran en yüksek Filistinli yüzdesine sahiptir.
Meskûnları Lübnan"daki bütün Filistinliler gibi sadece resmi düzeyde değil her anlamda açıkça ayrıma tabi tutulmuşlardır. Vatandaşlıkları reddediliyor, zirvede olan (Beyrut"un merkezinde bulunan McDonald's ve KFC"ninde olduğu) 70 alan ve işte çalışmaları ve kendi gayrimenkullerine sahip olmaları yasak. Lübnan"daki Filistinliler temelde hiç sosyal ve insani hakka sahip değillerdir sadece hükümetin eğitim ekginliklerine sınırlı düzeyde katılabiliyorlar. Sonuç olarak Filistinliler ihtiyaçlarını karşılayan tek kurum olan Birleşmiş Milletler Kurtarma ve Yardım Ajansı"na güveniyorlar.
Eğer resmi bağlılıkları yoksa 7 adet gayri resmi kampta olduğu gibi 12 resmi kampta da el-Kaide sempatisinin olması şaşırtıcı değildir. Feth el-İslam, Cünd el-Şam, Şehitlerin Oğulları, Nur Topluluğu"na evrilen Ensar Topluluğu v.b gibi isimleriyle gruplar ve daha başkaları.
Bush yönetiminin Irak ve Afganistan fiyaskoları ve geçen yaz İsrail"i Lübnan yıkımına devam etmesi için cesaretlendirmesinden hareketle Lübnan"daki durum bazı açılardan 1980"lerin başlarında ABD"nin yeşil ışık yaktığı İsrail istilası ve işgaline direnmek için direnişçi grupların ortaya çıktığı durumla benzerlik arzetmektedir. Fakat Şii ve Hizbullah yanlısı olmaktan farklı olarak bu günün grupları çoğunlukla Sünni ve Hizbullah karşıtı. Bu yüzden ABD yardımına hak kazanıyorlar, Hizbullah"ı zayıflatmaları için kendini İslamcı Sünni gruplara fon vermeye adamış ABD ile uyum içinde olan Sünni finansal destekçiler tarafından toplandılar.
Bu proje İsrail"in Temmuz 2006 yenilgisini müteakiben Beyaz Saray için takıntıya dönüştü.
Nahr el-Bared"de Feth el-İslam ile ilgili sorunu anlamak için biri Lübnan"ın şaşırtıcı fakat gölgeli "Welch Kulübü" ile ilgili kısa bir giriş isteyebilir.
Kulüp bu adını; Bush yönetiminin kilit adamı olan ve Eliot Abrams"ın akıl hocalığını yaptığı, dışişleri bakanı Rice"ın yardımcılığını yapan vaftiz babası David Welch"ten dolayı almıştır. Welch Kulübü"nün (diğer adıyla Kulüp) önemli Lübnanlı üyeleri şunlardır:
Lübnan"ın iç savaş emektarı, savaşlordu, feodalist ve kararsız biri olan Dürzi Partisi"nin (Terakkici Sosyalist Parti) lideri Velid Canbolat.
Bir diğer iç savaş emektarı, savaş lordu, terörist (diğer suçları arasından Hıristiyanlara karşı karşı işlediği katliamlardan dolayı 11 yılı hapiste geçmiş olan) Samir Geagea. Radikal Falanjist Partisi (Maruni Hıristiyanların desteklediği bir parti ve milis güç) ve Sabra-Şatilla"da İsrail"in organize ettiği katliama (eskiden Geagea'nın akıl hocası olan Elie Hobeika"nın liderliğinde olmasına rağmen Geagea 1,700 Filistinli ve Lübnanlının öldüğü Eylül 1982 katliamında rol almadı) rehberlik eden partinin silahlı kanadı Lübnan Kuvvetleri"nin lideridir.
Milyarder, Suudi şeyh, Kulüp başkanı ve Sünni Gelecek Hareketi"nin (GH) lideri Said Hariri.
Hariri yaklaşık bir yıl önce Sünni İslamcı terörist hücrelerini oluşturmaya başladı (Terakkici Sosyalist Parti ve Lübnan Kuvvetleri sivil savaş sırasında Hıristiyanlar için savaşmış politik bir parti iç savaştan bu yana milis gücüne sahipler ve Taif Anlaşması milisin silahsızlanmasını gerektirmesine karşın onlar şimdi tekrar silahlandılar ve harekete geçip Hizbullah"ı provoke etmek için sabırsızlanıyorlar).
Gelecek Hareketi, Welch Kulübü"nün (Hizbullah karşıtı) projeleri için bir koruma görevi görecek Sünni İslamcı terörist hücreleri oluşturdu. Plan şuydu; Feth el-İslam"ın da içlerinde olduğu bu hücrelerin yaptıkları üzerinden Kulüp dışında El-Kaide, Suriye veya hesaplarına uymayan herhangi birileri suçlanabilecekti.
Yeni milisler oluşturmak için Gelecek Hareketi, Filistin Mülteci Kampları"ndaki Suriye"nin Lübnan"ı istilası sırasında baskı altında tutulmuş, marjinalleştirilmiş, azaltılmış eski radikallerin kalıntılarını topladı.
İlk olarak Welch Kulübü; Sayda yakınlarındaki Ain-el-Hilva mülteci kampında oluşturulmuş olan yerel olarak Cünd-el-Şam (Şam"ın askerleri şam Arapça"da Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün"ü temsil etmektedir) olarak bilinen milis grubunu, Gelecek Hareketi üzerinden destekledi. Bu grup aynı zamanda kamplar arasında Cünd el-Sitt olarakta biliniyor (Sitt"in askerleri, Sayda"daki Sitt, Ain-el-Hilva ve civarı Refik Hariri"nin kızkardeşi, Said Hariri"nin halası ve parlamento üyesi Bahia Hariri"ye aittir).
İkincisi Feth el-İslam"dır (isim akıllıca bir araya getirilmiştir, Filistinlilerle fetih kelimesi üzerinden İslam ile de el-Kaide üyeleriyle birleşmektedir). Gelecek Hareketi bu terörist hücreyi coğrafi denge için Trablusşam"ın kuzeyindeki Nahr-el-Bared mülteci kampında yapılandırdı.
Üç gün öncesine kadar Feth el-İslam iyi maaş alan 400 savaşçıya sahipti. Bu gün gönüllülerin eklenmesiyle daha fazlasına sahip oldu. Liderleri Trablusşam"da, Nahr el-Bared"de mümkün olmadığı zaman silahlarını depoladıkları ve korudukları deniz manzaralı lüks apartmanlarla desteklenmektedirler. Bu apartmanların sahibinin kim olduğunu tahmin edin?
Hem Feth el-İslam hem de Cünd el-Şam üyelerine göre grupları Kulüp başkanı Said Hariri"nin direktiflerine göre hareket etmektedirler. Öyleyse yanlış giden ne? neden banka soygunu ve Nahr el-Baled"deki katliam?
Feth el- İslam"ın çalışanlarına göre Bush yönetimi, her şeye burnunu sokan Seymour Hirsh gibi insanlarla ve Beyaz Saray"ın Irak sonrası öğretisinin düşme eğilimine girmesiyle korktu. Dahası, Hizbullah istihbaratı Kulüplerin bütün faaliyetlerini biliyordu ve Hizbullah önlemeye yemin ettiği Sünni Şii iç savaşı ateşlemeye çalıştıkları zannedilen iki gruba darbe vurabilme pozisyonundaydı
Geçen hafta Kulüp için işler hızlı bir şekilde çok kötü gitmeye başladı. Gelecek Hareketi Feth el-İslam"ın hesabına Hariri ailesinin yaptığı ödemeyi durdurdu.
Feth el-İslam en azından ümitsiz bir şekilde "işten ayrılma tazminatı için görüşmeye çalıştı, kendilerini ihanete uğramış hissediyorlardı. (savaşçılarının kolaylıkla kızdırılabilen 20 yaş altı olduğunu ve maaşlarının ailelerini desteklediğini hatırlayını lütfen). Milis üyeleri değersiz çeklerini ihraç eden bankayı soydular. Gelecek Hreketi"nin medyada kayıbın aldıklarından fazla olduğunu iddia ettiğini ve Kulüp"ün sigorta şirketinden fazla alıp çok para kazanacağını duyduklarında iki kat daha fazla kızdılar.
Lübnan"ın Uluslararası Güvenlik Güçleri (Kulüp ve Gelecek Hareketi"nin isteklerine hizmet etmesi için yeni devşirilmiş) Trablusşam"daki Feth el-İslam binalarına saldırdı. Fazla şansları yoktu ve Lübnan Ordusu"na katılım çağrısınca zorlandılar.
Bir saat içinde Feth el-İslam, Lübnan Ordusu"nun karakollarına, kontrol noktalarına ve silahsız görevini bitirmiş sivil giyimli askerlerine karşı misillemede bulundu ve aralarında dört baş kesme olayının da olduğu vahşi cinayetler işlediler.
Bu noktaya kadar Feth el-İslam Trablusşam"daki Ululslararası Güvenlik Güçleri"ne karşı misillemede bulunmadı çünkü UGG Hariri yanlısıdır ve bazıları dosttur ve Feth el-İslam Hariri"den hala ödeme alabileceğini ummaktadır. Yoksa Feth el-İslam Lübnan ordusuna göre hareket ederdi.
Siniora kabinesi Ordu yöneimi ile görüşüp Lübnan Ordusu"nun mülteci kampına girip Feth el-İslam"ı susturmasını istedi. 1969 Arap Birliği Anlaşması"yla kamplara giriş yasaklandığından ordu Welch Kulübü tarafından kendisine karşı kurulan tuzağı fark ettikten sonra bunu reddetti. Ordu bir mülteci kampına girmesinin 12 filistin mülteci kampında kendisine karşı bir cephe açacağını ve orduyu mezhepçi parçalara böleceğini biliyor.
Ordu; Lübnan kanunları gerektirdiği halde kendisiyle koordineli olmayan Kulüb"ün Uluslararası Güvenlik Güçleri tarafından yapılan uygulamayı hissediyor ve Feth el-İslam"ın Trablusşam"daki güvenli evlerine karşı UGG tarafından gerçekleştirilen aile içi operasyonun hiç farkında bile olmadığını anlıyor.
Bu gün Lübnan Ordusu ile Welch Kulübü arasındaki tansiyon çok yüksek. Kimileri ordu darbesinden söz etmektedirler.
Kulüp parlamentoyu yönetmeye ve Lübnan"ı kaybetmemek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Kulüp parlamentoda hala Hizbullah"ın öncülüğündeki muhalefet 58 koltuğu elinde tutarken 70 koltuğu elinde tutmaktadır. Fuad Siniora"nın şahsında itaatkâr bir başbakana sahip.
Kulüp, başkanlığın kontrolünü ele geçirmeye çalıştı başaramayınca da onu marjinalleştirdi. Geçen sene hükümetin politikalarını, kanunları ve yaptırımlarını denetleyen Parlamento Anayasa Komitesi"nin kontrolünü ele geçirmeye çalıştı. Onu kontrol etme konusunda başarısız olduğunda kolayca Anayasa Komitesi"ni lağv ettiler. Bu önemli Komite Lübnan hükümetinde artık yok.
Welch Kulübü"nün en önemli hatası; Hizbullah"ın öncülük ettiği Lübnan Direnişi"ni silahsızlandırma meselesine Lübnan Ordusu"nu çekemeye çalışmasıydı. Ordu bilgece bunu reddettiğinde Kulüp, Bush yönetimiyle koordineli bir şekilde İsrail"e; Hizbullah tarafından iki askerinin tutuklanmasına misillemesini yoğunlaştırması, tarihsel sınırlı cevaba ilişkin kuralları bozarak Temmuz 2006 savaşı sırasında Hizbullah"ı yok etmeye çalışması için baskı yaptı.
Welch Kulübü şimdi Lübnan ordusunu ciddi bir problem olarak görmektedir. Bush yönetimi Lübnan"da İsrail planını yürürlüğe koymak için önünde kalan son iki engelden biri olan Lübnan Ordusu"nu zayıflatıp marjinalleştirerek engel olmaktan çıkarmaya çalışmaktadır.
Eğer ordu zayıflarsa General Aoun'un Özgür Vatansever Hareket"ini destekleyen Lübnan"daki Hıristiyanların %70"inden fazlasını koruyamayacaktır. ÖVH önemli oranda iyi eğitimli, orta sınıf ve silahsız Lübnanlı sivillerden müteşekkildir. Tek korumaları onların politik arenada var kalmaya devam etmelerine yardım eden Lübnan Ordusu"dur. Lübnan"daki diğer Hıristiyan tipi; Geagea'nın Lübnan Kuvvetleri ile işbirliği halinde ve tamamen milis olan %15"lik bir azınlıktır. Eğer Kulüp Lübnan Ordusu"nu şimdi olduğundan daha zayıf bir hale getirirse bu Falanjist azınlığı (Özgür Vatansever Hareketi ve Hizbullah"ın öncülük ettiği ittifaka karşı duran, Marunî Hıristiyanların desteklediği bir parti ve milis güç) Hıristiyan taraftaki tek görece güçlü güç olarak ve Kulüp"ün ordusuna dönüşecektir.
Kulüp"ün Lübnan Ordusu"nu zayıflatmak istemesinin bir başka nedeni; ordunun ulusalcı olması, Lübnan için Filistinlilerin Filistin"e dönüş hakkını garantiye almasının güvenli bir kapısı olması, Hizbullah"ın öncülük ettiği direniş kültürü ve Lübnan ulusçuluğu ile iyi ilişkilere sahip olmasıdır.
Onlar açısından, Welch Kulübü; diğerlerini almak isteyen ülkelere yollayıp, ucuz iş gücü için bazı Filistinlileri Lübnan"da tutmak (böyle yaparak Amerikalılar tarafından bolca ödeme almak) ve Kulüp üyelerini zenginleştiren, İsrail"e Lübnan suyunu ve bağlılığını veren 17 Mayıs 1983"te yapılan anlaşma tarzı bir anlaşma imzalarken geri dönüş hakkı meselesini çözmek üzere en fazla birkaç bin mültecinin Filistin e geri göndermek istemektedir.
Uzun lafın kısası Feth el-İslam ne pahasına olursa olsun susturulmalıdır. Onların hikayeleri, eğer anlatılırsa, Kulüp ve destekçileri için zehirdir. Onların yıkım için girişimlerini yakında göreceğiz gibi görünüyor. Hizbullah Lübnan ordusunu izliyor ve destekliyor.
Franklin Lamb'ın son kitabı Ödediğimiz Bedel: İsrai" in Amerikan silahlarını Lübnan"a karşı kullandığı (1978-2006) çeyrek bir yüzyıl, adlı esere Amazon.com.uk. adlı siteden ulaşılabilir. Hizbullah: yeni başlayanlar için özet bir rehber adlı eserin bu yazın ilk günlerinde basılması bekleniyor.
Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.