Kuzey Kore'yi görmezden gelmek en iyisi

Kuzey Kore'nin nükleer savaş başlığı patlatması elbette ciddi endişe sebebi. BM Güvenlik Konseyi'nin ivedilikle harekete geçmesi gerektiği de muhakkak.

Konsey önceki kararlarını açıkça ihlal ettiği için Pyongyang'ı kınadı ve yeni karar taahhüdünde bulundu. Ancak her zamanki gibi, gerçekten sert yaptırımlar içeren bir karar ihtimali çok da fazla değil.

Fakat Kuzey Kore lideri Kim Jong-il'in son kışkırtmasının yol açmaması gereken şey, almaya çalıştığı karşılık: ABD'nin dikkatini hızla bu rejime yönelterek ekonomik ve siyasi avantajlar önermesi. Bu yaklaşım önceden denendi; kışkırtmalarına son verip nükleer faaliyetleri askıya alması ve müzakerelere katılması karşılığı Pyongyang'a rüşvet verildi. Her defasında Kuzey verdiği sözleri yerine getirmeyip silah üretme ve füze deneme politikasına döndü.

Blöfü görme vakti geldi
Bu gidişatı bırakıp Kim'in blöfünü görmenin vakti geldi. Bu ABD'nin saldırı tehdidinde bulunması veya rejimle görüşmeyi reddetmesi demek değil; bu taktikler de denendi ve başarısız oldu.

Obama Kuzey Kore'ye kriz, hatta acil sorun muamelesi yapmayı reddetmeli. ABD Güvenlik Konseyi'nden elde edebileceği en sert yaptırımlar için baskı yapmalı ve bu arada kendi önlemlerini (rejimin uluslararası finans sistemine erişiminin tekrar kısıtlanması gibi) artırmalı. Güney Kore, Çin ve diğer ülkelerden, Kuzey'in füze veya nükleer materyal ihraç etme girişimlerini önlemek ve mültecilerin kaçmasına yardım etmek için daha fazla destek aramalı.

Obama, Çin desteğinde Kuzey Kore'yle altı taraflı görüşmeleri sürdürmeye ve ilerleme umudu verirse alt düzeyde ikili görüşmeler yürütmeye de hazır olmalı. Ancak Kuzey'e yeni ekonomik avantajlar, daha ileri siyasi tanıma, dışişleri bakanından Pyongyang'a yeni ziyaretler olmamalı. Bir oğluna devretmek için iktidarını pekiştirme çabasında görünen Kim, kendisine yardım edecek hiçbir şey almamalı. Tersine rejimi, metodik yaptırımlarla mümkün olduğunca köşeye sıkıştırılmalı - ve bu yaptırımların gevşetilmesi
Kuzey'in somut adımlar atması şartına bağlanmalı. (Başyazı, 26 Mayıs 2009)

Kaynak: Radikal