Kuzey Koreliler daha iyisini hak ediyor

Saadet Partisi’nde tablo giderek netleşiyor. Numan Kurtulmuş ve arkadaşları, kuvvetle muhtemel bu partide kalmayacaklar.

Zira ‘istenmiyorlar’. Baksanıza, ‘küçük Erbakan’ daha şimdiden televizyonlara çıkıp Numan Kurtulmuş’un ‘parti tabanı için hiçbir şey ifade etmediğini’ söyleyebiliyor. ‘Muhterem babası’ ile ‘aksakallı ağabeyleri’ parti tabanında çok şey ifade ediyor olabilir, ama 50 milyona yakın Türk seçmeninin kahir ekseriyetinin gözünde bu efendilerin esamisi okunmuyor.

Numan ne yapacak?

Anlaşılıyor ki, Saadet küçük olsa da, genel başkanın ifadesiyle ‘beş paralık’ hale gelmiş olsa da ‘Hoca’nın partisi’ olacak ve Hoca’nın kızının, damadının ya da emir kullarının yönetiminde ‘tarihdışı’ kalmış bir siyasi cemiyet olarak yoluna devam edecek. Tuttukları rotanın bu gemiyi  götüreceği bir liman yok ama ‘biat’ ve ‘itaat’ kültürünün bunları sorgulama ihtimali de yok.

Kaldı ki, ‘ağabeyler’, ‘Balgat’taki cami cemaati bize yeter’ dedikten sonra yapacak bir şey de yok.

Tabii, kamuoyunun asıl merak ettiği, partide kalanların akıbeti değil, orası yukarıda belirttiğimiz gibi hemen hemen belli. Asıl merak konusu Numan Kurtulmuş ve arkadaşlarının şimdi ne yapacağı.

Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi’nde şüphesiz tek başına değildi. 60’dan fazla il başkanının onca ‘Hoca baskısı’na rağmen onun arkasında durmuş olması bunun kanıtı

Ayrı parti geçiş formülü olabilir

Siyasi hayat boşluk kaldırmaz, toplumsal tabanda bir arayış varsa bu siyasette karşılığını ergeç bulur. Ama bunun tersi de geçerli. Siyasette dolduracağınız boşluk yoksa çıktığınız yolda varacağınız bir yer de yoktur.

AK Parti, Türkiye’de henüz miadını tamamlamış değil. 2011 seçimlerinde bugünden görünen tablo ya bir kez daha tek başına iktidar veya bunun kılpayı kaçırılmasıdır. Tayyip Erdoğan, 2011 seçimlerine Adnan Menderes’in 1957 seçimlerine girdiği gibi girmiyor. Kuvvetle muhtemel, Menderes’in seçim gecesi dediği ‘Allah bana bir daha böyle bir seçim yaşatmasın’ ifadesini kullanmayacaktır.

Meseleye ‘liderlik’ açısından baktığınızda da Erdoğan’ın geniş toplum kesimleri nezdindeki durumu, belki halkın yapacağı bir seçimde onu cumhurbaşkanı yapmaya yetmez ama ülkenin en güçlü siyasi figürü olmayacak devam edeceği görülüyor.

Numan Bey’in bütün bu hesapları yaparak Erdoğan sonrasını düşünmesi daha doğru olur. Erdoğan sonrası ikbal hesapları da Erdoğan’a karşı ayrı parti şeklinde bir konumlanmayla zor görünüyor.

Numan Kurtulmuş, siyasette bir ‘değer’ olarak kendini göstermeye başladı. Kişilik özellikleri, tutarlı politikalarıyla, kullandığı pozitif dille toplumun beğenisini kazanmış bir siyasi lider.

Ancak kişisel özellikler, yeni bir politik hareket başlatmaya yetmez.

Türk siyasetinde bugün bir boşluk varsa, sol muhalefet boşluğudur. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun ne kadar sol ve ne kadar lider özellikleri sergileyebileceğini anlamak için erken.

Ama siyasetin sağında Numan Bey’in dolduracağı büyük bir liderlik boşluğu görünmüyor. O yüzden, ayrı bir parti kuracaksa bile, o partinin 2011 seçimlerinden sonra AK Parti’ye katılması kuvvetle muhtemeldir. Olması gereken de budur.


Kaynak: Star