Bağımsız devlet konusunda ABD'ye bel bağlayan Kürtler, Washington'ın kendilerini daha önce nasıl yüzüstü bıraktığını unutmamalı
Kuzey Irak'taki Kürt liderler, sersemlemiş Irak devletinin enkazı altından başını uzatmaya başlayan Kürdistan devleti projesinin komşu ülkelerden kabul görmediğini biliyor. Zira Kürtler Türkiye'yle silahlı çatışma içinde. İran'la da bir başka silahlı çekişme halindeler. Bölgedeki en büyük iki devlet olan Türkiye ve İran, Kürdistan'ın kurulmasının sadece Irak'la sınırlı kalmayacağının, Türkiye'nin güneydoğusu ve İran'ın kuzey batısındaki Kürt bölgelerine de yoğunlaşmasının kaçınılmaz olduğunun bilincinde. Bu durum iki ülkeyi de parçalanmaya maruz bırakacaktır. Kürtler, İran ve Türkiye'deki tek azınlık grubu değil. Kapıların Kürt parçasının ayrılmasına açılması, başka azınlıkların yaşadığı birçok bölgenin de ayrılmasına yol açabilir.
Türkiye'yle ilişkileri gözden geçirmeli
Şu an bile, Kürdistan iki temel şeyden güç alıyor. İlki, Irak'ın içinden geçtiği mezhepçi ve etnik ayrımcılık. İkincisi, Kürdistan projesine yönelik geniş ABD desteğiyle temsil ediliyor. Bu iki durum değişmez değil; dolayısıyla uzun vadede bu ikisine bel bağlanamaz. Zira Irak, bütünlüğünü ve güvenliğini tekrar kazanmak için bir yolculuğa başladı. Bu yolculuk Kürt kuzeyi olmaksızın tamamlanmaz. ABD'nin Kürt projesine desteğiyse, işgalci devlet olduğu için zarar veriyor. Dahasa, Amerika'nın kendi çıkarları gerektirdiğinde müttefiklerini yalnız bırakmakla dolu bir tarihi var. Mustafa Barzani liderliğindeki Kürt hareketi, 1970'lerde böyle bir yüzüstü bırakmanın kurbanı oldu.
Bu bağlamda, Kürtlerin Irak'ın yanı sıra Türkiye, İran ve Suriye'yle ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerek. Zira Kürdistan hali hazırdaki zor şartların gölgesinde kurulsa bile, komşu ülkelerle düşmanlık içinde yaşayamaz. Komşu ülkelerin de, kendi etnik, kültürel ve ulusal özelliklerine sahip bir halk olarak Kürtlere yönelik klasik olumsuz tutumlarını, bu özellikleri ifade etme özgürlüğüne sınırlar dayatan yerel yasaları gözden geçirmesi gerekiyor. Kürtler, vatandaşlık haklarını eşitlik temelinde elde edemediklerini hissetmese, ayrılma ve bağımsız devlet kurma projesine kadar gitmezler.
Maalesef bu duygular sadece onlarla sınırlı değil, bölge ülkelerindeki başka azınlıklar arasında da yayılmış durumda. Belucilerin Pakistan'ın Kürtleri, Berberileri de Cezayir'in Kürtleri olarak isimlendirmek mümkün...
Kürtlerin kendileri için ulusal bir vatan olarak Kürdistan'ı kurma başarısının, başkalarını onları örnek almaya teşvik etmesi kaçınılmaz. Bu durum her ülkeyi, kendi güvenliği, istikrarı ve ulusal bütünlüğü konusunda endişelendirecektir.
Sonuçta, Kürdistan'ın Irak'tan ayrılmas ihtimali, Irak'ın iç sorunu veya bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp, Endonezya'dan Fas'a kadar uzanan farklı biçim ve formüllerde
genel bir sorun haline geliyor. Bu nedenle Kürtlerin sıkıntılarının kullanılması ve
meşru ulusal isteklerinin, Ortadoğu haritasının etnik-dini-mezhepsel bölünmeler temelinde yeniden çizilmesi için kullanılmasından endişelenilmekte. Bu projenin işaretleri Sudan ve Irak'ta açıkça görülüyor.
Kaynak: Radikal