Kürtler ümmetin neresinde duruyor?

Önceki makalelerimde, Kürtlerin İslam tarihindeki/ümmet içindeki konumu, duruş ve rollerine ilişkin tesbitlerde bulunmuştum. Bu yazıda ise, bazı acı gerçeklere "kahrolarak" parmak basmaya çalışacağım.

Kürtlerin ümmet ile yollarını ayırmaya yönelik çaba ve tutumların günümüzde ciddi boyutlar kazandığını esefle gözlemlemekteyiz. Bir yandan, Kürtler içindeki seküler/din karşıtı ulusalcı çevrelerin Kürtleri Müslümanlıktan, ümmetten koparmaya yönelik çabaları yoğunluk kazanırken, diğer yandan bir kısım çevrelerin ötekileştirme ameliyesiyle Kürtleri neredeyse İslam dininden, Müslümanlıktan kovmaya yönelik bilinçli/bilinçsiz kahredici tutumları artış kaydetmektedir. Her iki tutumun birbirini beslemesiyle süreç hızlı bir ivme kazanmaktadır.

Bundan 20-30 yıl öncesine kadar Kürtler, ümmetin tüm sorunlarını/acılarını ortak bir şekilde paylaşan, omuzlayan bir topluluktu. Geçen ay bir makalede yayınladığım üzere, Barzani ailesinden Şeyh Abdüsselâm oğlu Şeyh İsmail Barzanî, İsrail'e/siyonizme karşı, Filistinlilere destek için Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes'e mektup yazdığında, kimse ona: "Sen Kürtsün! Sana ne Filistin'den" demiyordu. Ya da, Bitlis'in Şatak Nahiyesinin Yako köyünden Kürt Selâmi Yurdan, 1992'de Bosna'ya gidip şehîd olduğunda, yine kimse ona: "Sen Kürtsün! Sana ne Bosna davasından" dememişti. Bir zamanlar, Bingöllü Zaza gençler Afganistan'da, Bosna'da şehid olduklarında bu soru sorulmamıştır. DEVAMI>>>