Kürtler için Türkiye'yi feda etmeyiz

İsrail'in Ankara'ya yeni atanan Büyükelçisi Gabby Levy, görevine çok süratli bir başlangıç yapmak zorunda kaldı.

Önce ABD Kongresi Dış İlişkiler Komitesi'nde kabul edilen sözde soykırım iddialarına ilişkin tasarının Genel Kurul gündemine inmemesi için İsrail hükümeti ve ABD'deki Musevi lobisiyle birlikte yoğun bir çaba harcadı. Ardından Türk Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın İsrail ziyaretine eşlik eden Büyükelçi, son olarak da İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in tüm dünyada yankı uyandıran Ankara gezisinin hazırlığında başrol oynadı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Peres ve Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Çankaya Köşkü'nden dünyaya verdikleri "üçlü görüntü"nün mimarları arasında da yine Büyükelçi Levy vardı.
Bergama doğumlu olduğu için Türkiye'ye karşı duygusal bağlar da besleyen Büyükelçi Levy, dün konuğumuz oldu. Üç lideri bir araya getiren Ankara Forumu için şu değerlendirmeyi yaptı:

"Filistin'e yardım sağlayan birçok donör ülke var. Ancak ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkı sağlayacak projesiyle bölgemizde terörün azalması ve refah, istikrar ile güvenliğin artmasına katkı yapan tek somut örnek Türkiye'ye ait."

Türkiye, AB'nin uzantısı gibi

Büyükelçi Levy'nin, hem Türkiye ile İsrail ilişkilerindeki yakınlaşma hem de Türkiye'nin bölgesel meselelerdeki görünürlüğündeki artışa ilişkin iki önemli tespiti var. Levy'ye göre, bunlardan birincisi, "Türkiye'nin Ortadoğu ile ilgili konularda eskisine oranla daha aktif bir rol oynama" yönünde stratejik bir karar almış olması. Levy'ye göre, Ankara hem İsrail'le ilişkisine hem de İsrail'in komşularıyla ve Arap ülkeleriyle ilişkilerine aldığı bu karar ışığında yaklaşıyor.

Türkiye'nin bölgedeki aktif diplomasisine ilişkin olarak Levy'nin dikkat çektiği ikinci unsur ise, "Türkiye'nin AB üyelik süreci". Gerek Ortadoğu konularını anlayıp kavrama konusunda gerek Orta Asya Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerde Avrupa'nın süreçlere yeterince katılmadığını belirten Levy, "Türkiye bu bölgelerde AB'nin uzantısı gibi rol oynayabilir" diyor.

Levy'ye, Türkiye ile İsrail arasında mükemmel denebilecek seviyede ilerleyen ilişkilerdeki tek kırılma noktasını "İsrail'in Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasını hedeflediği ve bu doğrultuda Kürt gruplarıyla gizli temaslar içinde olduğu" şeklinde zaman zaman Türk kamuoyuna yansıyan iddiaların oluşturduğunu hatırlattığımızda, çok kesin dille şunları ifade etti:

'Aptal değiliz'

"Milliyet gibi bazı ciddi gazeteleri hariç tutarsak, maalesef Türk basınında çok fazla komplo teorisi var. İsrail'in çıkarları açısından öncelikli olan, Irak'ın istikrarlı bir ülke haline dönüşmesidir. Bunun için de birinci şart Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Irak'ta bir bölünme kaostan başka bir şey yaratmaz. Saddam döneminde Irak bizi tehdit ettiği için kuzeydeki Kürtlerle ilişkilerimiz vardı. Fakat bu uzun süre önce bitti."

Levy'nin bu sözlerini özetleyen şu ifadesi önemli:
"İsrail, dış politikasında Türkiye ile stratejik ilişkisini Kürtlerle ilişkisi uğruna harcayacak, feda edecek kadar aptal bir ülke değildir."

fbila@milliyet.com.tr