Ne var ki gerek isimlendirme gerekse bunun tanımlanması düzeyinde baştan yapılan yanlışlar çözümün de doğru yönde sonuçlanmasını engellemeye namzet.
Bugünkü tıkanmışlığa neden olan paradigmanın revize edilmesi adına benzer hatalarla çözüm üretmeye kalkışılırsa tamiri imkansız sonuçlarla karşılaşabiliriz.
Sorunun etnik kökende tanımlanıp, etnik kimlik politikaları çerçevesinde çözüm peşinde koşulması ister istemez "Kürt meselesi eşittir Kürt/çü etnik siyaset meselesi" haline getirildi. Bu da seküler Kürtçü politikacıların tüm Kürtlerin temsilcisi olduğu izlenimini doğurdu. Hem azınlık Kürt seçkinleri temsiliyet makamına yükseltmiş oldu hem de etnik temele dayalı seküler-ideolojik dayatmalara karşı çıkan geniş Kürt kitle, en azından psikolojik olarak, bu siyasetin içine itilmenin süreci başlatıldı..
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLATINIZ