Türkiye'de Kürt kâbusu yaklaşıyor. Bu kâbusu yaklaştıranlar da, Türkiye'nin NATO 'müttefikleri'nden ve özellikle de ABD'den başkası değil. Zira herkes ABD'nin Irak'taki savaşının hedeflerinden birinin de, bölgeyi Irak'tan başlayarak etnik ve mezhepçi temellerde parçalamak olduğunu düşünüyor. Fakat geçmişte Rusya'daki Bolşevik devriminin yol açtığı Sykes-Picot anlaşmasında Fransızların ve İngilizlerin yaptığı gizli komplolarının aksine, ABD bu bölme planını açıkça ifade ediyor.
Batı güce sahip ve bu gücü 'petrolü kontrol altına almak ve bölgeyi bölmek' şeklinde hayata geçiriyor. Fakat şartlar uygun olmasa bunda başarı elde edemezdi. Ülke içinde kendi rejimleri tarafından işgal edilmiş olan insanlar dışarıyla mücadele edemez. Saddam Hüseyin döneminde yaşanan buydu. Türkiye gibi başka yerlerde de aynı durum yaşanabilir. Zira hangi Türkiyeli Kürt, yıllarca Türkiye'deki Kürt kimliğini eritmeye çalışmış bir rejimi savunmaya hazır olabilir ki? Kuzey Irak'taki Kürt devletinin tehlike olarak görülmesi, içerideki 'Kürt gerçeğiyle' mücadeleden kaçmak değil mi? Türk liderler, Kürt kâbusunu son derece yakın kılan yanlış politikalarını tekrarlıyor.
(Katar gazetesi Şark, Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü, 7 Ekim 2007)
Kaynak: Radikal