Kürt girişimi 20 yıllık isyanı sonlandıracak

Türkiye hükümeti cesaret ve sağduyu göstererek ülkenin Kürt azınlığına uzun yıllardır reddedilen hakları sağlamaya yönelik bir plan açıkladı. Bu planın, 40 binden fazla insanın ölümüne yol açan isyana nihayet bir son vereceği umut ediliyor.

Kürtler Türkiye nüfusunun yüzde 20 gibi ciddi bir kesimini oluşturuyor, ancak hükümet on yıllar boyu siyasi partilerini yasakladı ve kendi dillerini kullanmak da dahil, en temel haklarından mahrum bıraktı. Bu yanlış uygulamalar Kürtlerin bağımsızlık taleplerinin ve PKK'nın 20 yıldır sürdürdüğü kanlı saldırıların fitilini yakmaya yardımcı oldu.

12 bine yakın militan Türk sınırındaki Kuzey Irak'ta hâlâ saklanıyor olsa da, PKK halk desteğini adım adım yitiriyor. Yeni girişimin amacı, grubun dağılması yönünde daha fazla baskı ve teşvik yaratmak. Geçen yıl Türk Meclisi özel Kürtçe kurslarını yasallaştırdı ve Kürtçe yayın yapan ilk devlet televizyonunu kurdu. Yeni düzenleme Kürt mahkumların ziyaretçileriyle anadillerinde konuşmasına imkân tanıyor.

Meclis şimdi de Kürtçe'nin bütün görsel medyada ve siyasi kampanyalarda kullanılmasına izin verecek bir açılımı tartışıyor. Girişim Türkçe isim verilen binlerce yerleşim yerinin Kürtçe isimlerini iade edecek. Yanı sıra ayrımcılıkla mücadele ve işkence iddialarını soruşturmak için bağımsız bir komisyon kurulacak.

Medyaya bakışı sorunlu
Ancak epey kaygı verici başka eğilimler de söz konusu. Sözgelimi Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bağımsız medyayı kapatma girişimleri. Ancak Erdoğan, milliyetçi partilerden gelen sert muhalefete rağmen Kürtlere
yönelik planıyla ilgili sağlam bir liderlik sergiledi. Türkiye'nin laik Müslüman bir demokrasi olarak potansiyelini hayata geçirmek ve özgür siyasi tartışma ortamını kurban etmeden daha ileri siyasi ve ekonomik reformları gerçekleştirmek için Erdoğan, milliyetçiler ve başkalarıyla mücadeleyi sürdürmek zorunda kalacak.

Türkiye'nin daha demokratik olması için uzun bir süreden beri bastıran ABD ve diğer Batılı ülkeler, Erdoğan'ı bu yolda ilerlemesi için cesaretlendirmeli. En önemlisi de, Avrupa Türkiye'nin demokrasiyi güçlendirmesi ve azınlıkların haklarına saygı göstermesi halinde AB'de olumlu karşıla-nacağını açıkça ortaya koymalı. (Başyazı, 24 Kasım 2009)

Kaynak: Radikal