Kunduz'da ne oldu?


 
"Hedef üzerinde bulunan F15E savaş uçağından yerdeki Alman taktik operasyon merkezindeki ekrana aktarılan video görüntülerinde tankerlerin çevresinde çok sayıda siyah nokta görünüyordu.
Bu noktalar insanlara ait termal görüntülerdi; ancak bunlarda bu insanların silahlı olup olmadıklarını teyit edebilecek yeterli ayrıntı yoktu. Bu arada bir Afgan muhbir, operasyon merkezindeki subay ile telefonla görüşüyordu. Olayı NATO yetkililerine anlatan Alman subaylara göre, muhbir, olay mahallinde bulunan herkesin Taliban militanı olduğu konusunda ısrarlıydı.

Alman komutan, büyük ölçüde bu muhbirin değerlendirmesine dayanarak iki tankerin üzerlerine 250 kiloluk uydu güdümlü bombaların atılması emrini verdi. Tankerler karanlık geceyi kilometrelerce uzaklıkta aydınlatan bir ateş topu halinde infilak ettiler ve yakınlarında bulunan birçok insanı yakarak yok ettiler."

Geçen hafta perşembeyi cumaya bağlayan gece saat 02.30 civarında Afganistan'ın son günlere kadar nispeten sakin olan kuzeyindeki Kunduz'da meydana gelen elim olayın başlangıcını en iyi anlatan yukarıda okuduğunuz paragraf. Bu paragrafta anlatılan olayın başlangıcını hiç kimse tartışmıyor; tartışılan ise muhtemel insan hataları ve bombardıman emrinin talimatlara uygun olarak verilip verilmediği ve olayda kimlerin hayatını kaybettiği noktasında odaklanıyor.

Birinci noktada emri veren Alman Albay Georg Klein'ın tek bir muhbirin bilgisine dayanarak hareket etmesinin yanlış olduğuna işaret edilirken video görüntülerindeki net olmayan siyah noktaların da vur emri için yeterli olmadığı, bunlara bakarak bu noktaların Taliban milisi ya da sivil olup olmadıklarının belli olmadığı, bu yüzden burada vahim bir hatanın yapıldığı söyleniyor ve Klein sert bir şekilde eleştiriliyor. Bu eleştiriler elbette haklı ve doğru eleştiriler. Esasen, Klein'ın bu kadar belirsiz görüntülere ve tek muhbirin söylediklerine dayanarak 'vur' emrini vermemesi, olay mahallindeki durumu şüphe kalmayacak şekilde netleştirmesi gerekiyordu; ancak muhtemelen acele ve basiretsiz hareket ederek bir faciaya yol açmış bulunuyor.

Klein şüphesiz kararının haklı olduğunu, tankerlerin güvenliklerini tehdit edebileceğini söyleyerek kendisini savunuyor. Alman Savunma Bakanı Franz Josef Jung da onu destekler mahiyette konuşuyor ve Taliban'ın tankerleri ele geçirmesinin Alman askerlerine karşı tehdit teşkil ettiğini söylüyor.

Diğer yandan, Klein'ın 'vur' emrinin NATO talimatlarına aykırı olduğu da söyleniyor. Amerikalı General Stanley McChrystal'ın sivilleri korumak, muhtemel kayıpları azaltmak amacıyla iki ay önce yürürlüğe koyduğu son talimatlara göre, NATO güçleri, içinde insan bulunan bina ve tesisleri tek bir bilgi kaynağına dayanarak bombalayamayacakları gibi bombalayacaklarsa da buralarda sivil insanların bulunmamasını mutlaka doğrulatmak zorundalar. Her ne kadar bu talimat açık alanları kapsamıyor olsa da talimatın ruhu ve niyeti olan sivilleri korumak ve bunlara zarar vermeme yönünden son Kunduz olayında da mutlaka uygulanması gerekiyordu elbette.

Elim olayda kimlerin hayatını kaybettiğine gelince; bu konuda da çelişkili bilgiler var. Bugüne kadar ortaya çıkan bilgilerden olayda Taliban milislerinin yanı sıra çok sayıda sivilin de hayatını kaybettiği anlaşılıyor.

Olayın bir başka yönü de sivillerin olay mahallinde niye bulunduğu noktasında odaklanıyor. Bu konuda da değişik bilgiler var. Kimine göre, Taliban milisleri çevre köylere gelerek köylüleri nehir yatağına saplanan tankerleri kurtarmaya zorlamışlar ve köylüler de olay mahalline kerhen gelmişler; kimine göre de köylüler tankerlerde bulunan benzini almak için olay mahalline akın etmişler. Muhtemelen bunların ikisi de doğru.

Kunduz olayı halen NATO ve Afgan yetkilileri tarafından soruşturuluyor. Bu soruşturmalar bitmeden elbette nihai hüküm verilemez; ancak bugüne kadar ortaya çıkanlardan biz Kunduz'da anlattıklarımızın olduğunu düşünüyor, olayın vahim insan hatalarından meydana geldiğini söylüyoruz. Umarız bu hatalardan ders alınır da benzer olaylar bir daha yaşanmaz... f.ertan@zaman.com.tr

 
Kaynak: Zaman