Kosova tam egemenlik sağlaması sonrasında Sırp azınlığa karşı hoşgörülü davranırsa, İslam-Hıristiyanlık yakınlaşmasına katkı sağlar
Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan eden Kosova'nın, uluslararası tanınmadan beslenip BM üyeliği ve tam egemenlik elde etmesine kadar geçecek süreçte engeller var; hatta, silahlı çatışmalar bile yaşanabilir. Fakat Kosova'nın bağımsızlığı, ABD, etkin AB üyeleri ve NATO'dan gelen güçlü desteğin gölgesinde kaçınılmazdı. Rusya ve Çin'i arkasına alan Sırp itirazı ve İspanya gibi ülkelerin tereddüt etmesi de bağımsızlık yolunda yürümeyi durduramadı.
İtiraz ve tereddüt esasında, Kosova örneğinin Avrupa'daki benzer taleplere
yansıyabileceği endişesine dayanıyor. Yaşlı kıtada Çeçenistan'dan başlayan, Gürcistan, Azerbaycan, Moldova, Bosna ve oradan Belçika, İspanya ve hatta Fransa'yla Britanya'ya uzanan bir bölgede Kosova'nınkine benzer
birçok durum yaşanıyor. Bu şartlarda bağımsızlık talepleri kültürel ve siyasi çalışmayla sınırlı kalmıyor. Bağımsızlık talebinde bulunan bazıları, merkezi devletten ayrılmak için silahlı çalışmaya başvuruyor.
İlk Müslüman AB üyesi olur mu?
Diğer yandan, Batı'yla bağlantılı ve etnik çeşitliliğe sahip olan ülkelere bölünmesi suretiyle eski Yugoslavya'yı vuran zayıflık, Rusya'nın abluka stratejisine hizmet ediyor. Bugün, Vladimir Putin yönetiminde ayağa kalkan ve Sovyetlerin çöküşüyle kaybettiği rolü geri almaya çalışan Rusya'yla Batı ve özellikle NATO arasında sert rüzgarlar esiyor. Kosova'nın bağımsızlık ilanı Rusya'nın bu çabalarına büyük bir meydan okuyuş ve Moskova'ya diplomatik bir tokat teşkil ediyor.
Bu stratejik yaklaşımlardan hareketle AB, Türkiye'nin üyeliği konusunda yaşadığı zihin karışıklığının bu ülkenin Müslüman kimliğiyle bağlantılı olduğu yönündeki suçlamaları ortadan kaldırmaya çalışıyor. Zira AB Müslüman çoğunluğa sahip Kosova devletini üyeliğe almakta kararlı olduğunu açıkladı.
Türkiye'yle ilişkiye de etki edecek
Gerek coğrafi anlamda gerekse de nüfus açısından Türkiye'yle Kosova arasında büyük fark olduğu doğru. Bu fark, Avrupa'nın iki milyon nüfuslu Kosova'yı birliğe alma eğilimini Türkiye'nin üyeliğinin yanında
epey kolay kılıyor. Milyonlarca 'Osmanlı Türkü'nün üyeliğinin reddedilmesi, Avrupa'nın vicdanını rahatlatıyor. Yani Kosova'nın birliğe alınması, AB'yi Türkiye'nin üyelik sorunundan doğan kültürel ve siyasi trajediden kurtarıyor.
Fakat AB'nin müdahalesi, 'İslami çoğunluğu içeren bir devlet' olmakla İslam devleti olmak arasında tercih yapması gereken yeni Kosova devleti için bir sorun. Göstergeler Priştine'nin çoğulculuğa, demokratik ilkelere, insan haklarına ve azınlıklara saygıya yoğunlaşması suretiyle birinci tercihe daha yakın. Böyle bir tercih, İslam'la Hıristiyanlığın yakınlaştırılması ve hukuk devletinin, çoğunluğun dini kimliğiyle bağlantılı olmadığı ve Müslüman çoğunluğun Batılı demokratik kriterlerle çelişmeyen bir ülkede bulunabileceği düşüncesini derinleştirebilir. Bağımsız Kosova'nın meydan okuyuşu, bu tercihi geri dönülmez kıldı.
Kaynak: Radikal