Kosova Quebec'in de yolunu açtı

 

Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova’nın bağımsızlık ilanının uluslararası hukukla çelişmediğine dair kararının ardından, Sırpların öfkeyle tepki vermesini bekliyordum. Fakat Sırplar bu karara pek de aldırmadı. Başkent Belgrad’da protesto gösterileri düzenlenmedi veya Sırp politikacılar teatral tavırlar sergilemedi.
Bu gürültüsüz tepki uygundu.
Zira uluslararası avukatlar şu konuda hemfikir: Karar genel olarak, ele aldığı değil, ele almadığı noktalar dolayısıyla dikkat çekti. Uluslararası Adalet Divanı, bağımsızlık ilanının Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılışı anlamına gelip gelmediği ve Kanada’yla ABD gibi ulusların bağımsız bir Kosova’yı tanımasının yasal dayanağı bulunup bulunmadığı gibi zorlu sorulara yanıt vermekten kasıtlı biçimde kaçındı. Mahkeme sadece, ayrılıkçı grupların bağımsızlık ilanlarının uluslararası hukukla çelişmediğine dair bir karar verdi.

İnsan hakları savı da geçersiz
Lahey’in kararı Kosova hükümeti tarafından selamlandı, fakat bu karar diğer ülkelerin Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanımasını gerektirmiyor. Rusya, Çin ve İspanya şimdiden, Kosova’ya Sırbistan’ın bir parçası olarak davranmaya devam edeceklerini açıklamış durumda. Mahkemenin kararının asıl etkileri, Sırbistan’ın dışındaki ayrılıkçı gruplar üzerinde görülecek; zira artık nasıl bağımsızlık ilan edecekleri konusunda bir modele sahipler. Özellikle de Quebec’teki ayrılıkçıların bu kararı kucaklaması beklenebilir.
Kanada’daki Stephen Harper hükümeti uzun zamandır Kosova’yla Quebec arasında bir ayrım yapmaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı Maxime Bernier Kanada’nın Kosova’yı tanımasını ilk başta, bölgedeki insan hakları ihlallerinin burayı ‘benzersiz bir vaka’ haline getirdiğini savunarak gerekçelendirmişti. Bu sav, Lahey’in kararının ardından çürüyor. Zira Uluslararası Adalet Divanı Sırbistan’ın Kosova’daki Arnavut nüfusa muamelesini göz önünde bulundurmadı. Mahkeme sadece, uluslararası hukukun insan hakları ihlalleri nedeniyle ayrılmaya imkân tanıyıp tanımadığı ve Kosova’nın bu tür bir vaka olup olmadığı konusunda radikal biçimde farklı görüşlerin bulunduğuna değindi.
Mahkeme, ayrılıkçı grupların kopmaya çalıştıkları ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duymak zorunda olmadığına hükmetti. Mahkeme ayrıca, bu grupların söz konusu ülkenin iradesine karşı tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin karşısında da bir engel bulunmadığına karar verdi.
Bu durumda Quebec’in Ulusal Meclisi’ni, Quebec’in Açıklık Yasası çerçevesinde düzenlemek zorunda olduğu adil referandumu düzenlemeden bağımsızlık ilan etmekten alıkoyacak bir şey var mı? [Açıklık Yasası, Kanada’da bir bölgenin ayrılması için gerekli koşulları ve süreci belirler.]
Bu tür bir tavırla ayrılmaya çalışan bağımsız bir Quebec’i çok az ülke tanıyacaktır. Gerçekten de,
Uluslararası Ceza Mahkemesi kararının bu konuda hiçbir ışık tutmamasına rağmen, diğer ulusların Quebec’in tek taraflı ayrılığını tanımamak yönünde bir sorumluluğu olduğu kuşku götürmez. Bununla birlikte, Quebec’teki ayrılıkçılar, enerjilerini Açıklık Yasası’na uymaya çalışmak için harcamak yerine tek tek ülkelerden tanıma elde etmek için lobi yapmaya kanalize etmenin kendileri için daha iyi olacağına kanaat getirebilir. 

Referandum şart olmayabilir
Dahası, eğer Kanada Quebec’i Açıklık Yasası’na bağlı kalmamakla eleştirirse, Quebec de Kosova’nın bağımsızlık ilan etmeden önce referandum bile düzenlemediğine işaret edebilir. Quebec liderleri şu soruyu soracaktır: Neden bizim referanduma gitmekle kalmayıp, aynı zamanda Kanada Avam Kamarası’nın referandumda sorulacak soruyu onaylamasına ve referandum sonucunun da bağımsızlık yönünde açık bir sonuç olduğunu teyit etmesine izin vermemiz gerekiyor?
Kosova örneği aynı zamanda, Quebec’in Kanada’dan ayrılma kararını ciddi biçimde müzakere etmesi gerektiğine dair nosyonun da altını oyuyor. BM Güvenlik Konseyi’nin hazırladığı idari plan çerçevesinde, Sırbıstan ve Kosova temsilcilerinin Kosova’nın nihai statüsünü müzakere etmesi gerekiyordu. Müzakereler sonuçsuz kaldı ve bu durum Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesine yol açtı. 

Tanımayan devletler rahat
Fakat Kosovalı temsilciler müzakerelerin en başından beri, tam bağımsızlıktan daha azını kabul
etmeyeceklerini ve Kosova’nın herhangi bir kısmının bölünmesini hoşgörüyle karşılamayacaklarını belirtmişti. Benzer bir yaklaşım Quebec’in liderlerine de cazip gelebilir ve Kanada bu olumsuz şartlara boyun eğmeyi redderse bağımsızlık ilan edebilirler.
Harper hükümetinin Kosova’yı kayıtsız şartsız tanıması Kanada’yı son derece zor bir durumda bıraktı.
Ayrılıkçı tehditlerle karşı karşıya bulunan ve Kosova’yı (Lahey’in kararıyla da uyumlu bir biçimde) tanımayı reddeden diğer devletler, tek taraflı bağımsızlık ilanının bağımsız bir devlet yaratılması anlamına gelmediğini savunmaya devam edebilir. Fakat Kanada bir şekilde, Kosova’nın bu tür bir ilana dayanan ayrılığını kabul etmesini, Quebec’in atacağı benzer bir adımın uluslararası hukuka aykırı olacağına dair savıyla uzlaştırmak zorunda.

Soylu bir davranıştı ama...
Uluslararası Adalet Divanı’nın Kosova kararının ardından, Açıklık Yasası’nın Quebec’i Kanada’dan tek taraflı bağımsızlık ilan etmekten alıkoyacağına inanmak saflık olacaktır. Quebec’teki ayrılıkçıları böyle bir rotadan sadece uluslararası toplumun Açıklık Yasası’na destek beyan etmesi vazgeçirebilir.
Dolayısıyla, federal hükümet böyle bir desteği toplamak için ısrarla çalışmalı. Aynı zamanda, Kanada gelecekte ayrılıkçı hareketleri tanımak konusunda daha dikkatli davranmalı. Başka halkların kendi kaderlerini tayin etme arzusunu desteklemek ne kadar soylu bir davranış olursa olsun, Kanada Quebec’e dair pozisyonunu bir kez daha gereksiz yere zayıflatmamalı. (Kanada gazetesi, ABD’deki Temple Üniversitesi’nin hukuk fakültesinde öğretim görevlisi, 31 Temmuz 2010)

 


 

Kaynak: Radikal