Amerika'nın Balkanlar'a olan ilgisinin yeniden canlandığını göstermek amacıyla bölgeyi ziyaret eden Başkan Yardımcısı Joseph Biden önceki gün Saraybosna'da, dün de Belgrad'daydı; bugün de üç günlük turunun son durağı olan Kosova'nın başkenti Priştine'de olacak.
Esasen Biden, Balkanlar'la 1990'lı yıllardan bu yana ilgilenen birisi. Bosna'yı her bakımdan desteklemiş, hatta savaş döneminde, 1993 yılında, Saraybosna'yı ziyaret etmişti. Biden, Kosova'nın önemli destekçilerinden birisiydi. Nitekim, herhalde bunun karşılığını bugün çok iyi karşılanarak görecek.
Biden, Priştine'de Kosovalılara birtakım mesajlar verecek elbette. Azınlık haklarına saygılı, hem demokratik, hem siyasi ve hem de ekonomik bakımdan güçlü bir devlet tesisi yolunda yürümeleri gerektiği gibi...
Bugün gelinen noktada Kosova siyasi bakımdan pek çok zorluğu geride bırakmış görünüyor. Milletlerarası tanınma bakımından ise bugün 58 ülke tarafından tanınmış bulunurken IMF tarafından da üyeliğe davet edilmiş durumda.
Esasen IMF, 5 Nisan-5 Mayıs tarihleri arasında kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmeler ve bunların sonucunda yaptığı oylamayla bu ülkeyi 186. üye olarak bünyesine dâhil etmeyi karar altına almış oldu.
Yapılan oylamada ise Kosova'nın üyeliği 96 olumlu üye oyuyla kabul görürken oylamada 10 ret ve 38 çekimser oy çıkmış gibi duruyor. Böyle diyoruz; çünkü oylama sonuçları resmen henüz açıklanmış değil. Kabul oylarının çoğunluk teşkil etmesinde de elbette IMF'nin ağırlıklı çoğunluk oylama sistemi rol oynadı. Bu sisteme göre, üyelerin ağırlıklı oyları IMF'deki kotalarına göre belirleniyor. Bu bapta, mesela Amerika'nın ağırlıklı oyu yüzde 17 (kotası 58,2 milyar dolar); diğer Batılı ülkelerininki de oldukça yüksek. Bu bakımdan başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin yüzde 70 oy desteğiyle Kosova IMF'nin en yeni üyesi olmaya doğru hızla ilerliyor.
Şüphesiz konu IMF'nin kabul oyu ve daveti ile de bitmiyor. Bunları takiben Kosova'nın da bazı konularda üstüne düşeni yapması gerekiyor. Bu bapta da evvelemirde parlamentosundan üyelikle ilgili kanunu çıkarması ve IMF sözleşmesini imzalaması gerekiyor. Bundan sonra da kota tespit işlemleri geliyor. Esasen IMF yönetim kurulu bir ön kabulle Kosova için 88,6 milyon dolar tavsiye etmişti. Bu miktar muhtemelen üç-aşağı beş yukarı Kosova'nın kotası olacak.
IMF kotaları üye ülkelerin genel ekonomik faaliyetleri ve performanslarına göre belirleniyor. Kotalar, üyelerin IMF ile mali ve diğer ilişkilerinde önemli belirleyici rol oynarken üyelerin kurumdan alabilecekleri mali yardımlarda da ölçü oluyor. Bu bakımdan Kosova'nın kotası da elbette önemli.
Kosova'nın IMF üyeliği bu ülkeye pek çok şey kazandıracak elbette. En başta ihtiyaç duyduğu mali yardımı ve itibarı... Diğer yandan IMF ile varılacak herhangi bir mali anlaşma da Kosova'nın mutlaka yapması gereken mali ve ekonomik reformları da hızlandıracak, bunları kurumsallaştıracak, ülkeyi hem mali hem de ekonomik yönden gereken disiplin altına sokacak.
Bunlar olduğu takdirde de ülkeye güven artacak, çok ihtiyaç duyulan yabancı sermaye de ülkeye gelmeye başlayacak. Bütün bunlar Kosova'nın geleceği bakımından olması ve yapılması gerekenler elbette.
IMF'den sonra muhtemelen önümüzdeki ay Kosova, Dünya Bankası tarafından da üye kabul edilecek ve bu önemli kurum ile de gereken ilişkileri başlatacak.
Geçen sene 17 Şubat'ta bağımsızlığını ilan eden ve bugüne kadar bu yolda önemli siyasî mesafeler kaydeden Kosova, IMF üyeliğine kabul ile bu yolda ekonomik olarak da mesafe almaya başlamış bulunuyor.
Geçen hafta Bosna-IMF anlaşmasını yazarken Kosova-IMF anlaşmasını detaylı olarak yazamamıştık. Bugün de bunu yaparak epeydir ihmal ettiğimiz Balkanlar'la ilgili son gelişmelerin en önemlilerinden birisini yazmış oluyoruz.
Kaynak: Zaman