Korsanlar sistemin ürünü


ABD'nin Afrika'daki politikaları ve açlıkla mücadele eden Somali halkının bir kısmının korsanlara yardım etmesi hiç şaşırtıcı değil

Somalili korsanlar Aden Körfezi'ndeki ticaret gemilerine karşı gerçekleştirdikleri kaçırma eylemleri kanalıyla uluslararası deniz taşımacılığını tehdit etmekte başarılı olmaları sonrasında, bütün dünyada karışıklık yarattılar. Bu konuda sorulması gereken soru, bölge ülkelerinin ve uluslararası deniz ticareti şirketlerinin bu olguyu şu anki tehlikeli noktaya gelinceye kadar görmezden gelmelerinin nedenleriyle ilgili. Özellikle de korsanlar geçen üç yılda 100'den fazla ticari gemiyi kaçırmış ve bu gemilerin serbest bırakılması için 100 milyon dolara varan fidye almışken...
Uluslararası toplumun ve bölgesel güçlerin bu stratejik bölgedeki uluslararası deniz ticaretini teminat altına alan köklü çözümler bulma noktasındaki acizliğini teyit eden şeyse, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Emir Suud Faysal'ın Somali açıklarında kaçırılan dev petrol tankerinin sahibi olan şirketin, gemiyi kaçıranlara fidye ödemek için görüşmeler başladığını açıklamasıydı.

Terörle savaşın bedeli
100 milyon dolar değer biçilen ve üç futbol sahası büyüklüğündeki 1 milyon varil petrol yüklü bu dev tankerin sahipleri, bölge hükümetlerinin gemilerini askeri yöntemlerle sağ salim kurtaramayacağını çok iyi biliyorlar. Bu nedenle gemilerinin, yüklerinin ve mürettebatın selametini temin ederek kayıpları azaltmayı seçtiler.
Bu üzücü olgu, yani Somali sahillerindeki korsanlar, ABD'nin Afrika ve genel olarak Ortadoğu'daki başarısız politikalarının sonucu. Somali, ülkeyi kontrolünde bulunduran ve ulusal bütünlüğü koruyan güçlü bir hükümetin yönettiği, istikrarlı bir ülkeydi. ABD'nin terörle ve Kaide'yle savaş gerekçesiyle yaptığı müdahale ülkeyi başarısız bir devlete, aşırılıkçılık ve yasalara karşı çıkan gruplar açısından verimli bir yere dönüştürdü.
Somali halkı açlık, yokluk ve uluslararası ilgisizlikle mücadele etmesinin yanı sıra kendisini bir de çetelerin ve savaş ağalarının kurbanı olarak bulduğunda, bazı vatandaşlarının korsanlık
eylemlerinde uluslararası ve bölgesel çetelerle işbirliği yapması şaşırtıcı değil.

Adalete dayalı yeni sistem gerek
Sorunun temelini, yani Afrika'daki Amerikan politikalarının yanlışlığını ve özellikle de Etiyopya güçlerine
Mogadişu'yu işgal etme izni vermenin yarattığı felaketin boyutunu dikkate almayan her bölgesel
veya uluslararası hareketlenme başarısızlığa mahkûm olacaktır. Korsan gruplarının iyi eğitimden geçtiği, modern gözetleme araçlarına ve sahte parayı tespit eden aletlerin dışında gemileri avlama gücüne sahip mühimmatlara sahip olmaları dikkat çekiyor.
Dünya, adalete dayalı yeni bir güvenlik sistemine ve bölgesel gerginliklerin
sadece askeri mücadelelerle değil, barışçıl ve diyalog temelli çözümlerle kökten ele alınmasına ihtiyaç duyuyor. Zira gemi kaçırma ve korsanlık eylemlerinin bölgesel güvenliğe ve dünya ekonomisine verdiği zararın boyutu onlarca milyar doları aştı. Vergiler arttı, deniz ticaretinin rotaları değişti.

 

Kaynak: Radikal