Korkularımızın esiriyiz

"Nasıl oldu da gelişmeleri fark etmediniz" diye sorduğunda, sehpa üzerindeki saksıyı göstererek şöyle konuşmuş: "Karşınızdaki çiçeğin her gün büyüdüğünü fark edebilir misiniz?"
Bu sözler, bir gazetede yayınlanınca, İran korkusu da yüreğimizde dallandı budaklandı.
Zaten korku ve endişe hissetmeye hazır, duyarlı bir yapımız var. Adeta buluttan nem kapıyoruz.
Gerçi "İran" veya "Malezya" korkusunu artık yadırgamıyoruz. Ama geçtiğimiz günlerde, Milliyet'in "Atatürk büstü" haberinde anlatılanlar, doğrusu, kanıksadığımız gelişmelerden değildi.
Olayı özetleyelim: Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesindeki heykel eskidiği için kaldırılmış, yerine yenisi dikilmiş.
Komedi bundan sonra başlıyor: Eski heykel bir süre itfaiye binasında tutulmuş. Ancak belediye yetkilileri, "ya heykele sabotaj yapılırsa" diye korkmaya başlamış. Heykelin imha edilmesi gerektiğini düşünmüşler ama, burası Türkiye; yanlış anlaşılma ihtimali kuvvetli. Adları "ticaniye" bile çıkabilirdi vallahi!
Çözüm bulunmuş. Önde gelen yetkililerin imzasıyla bir rapor tutulmuş: "Heykel kullanılamayacak kadar eskidir; bu haliyle ortada kalması Atatürk'ün manevi şahsiyetine uygun düşmez; dolayısıyla, İtfaiye Amirliği binasının arazisine gömülmek suretiyle imha edilmelidir." Fakat endişeler gene sona ermemiş. Ya birileri heykeli gömüldüğü yerden çıkarıp sabotaj yaparsa! Bu yüzden gömülme işlemi herkesten gizli gerçekleşmiş. Yerini sadece karara imza atanlar biliyormuş.
Haberi okurken hem güldüm, hem de düşündüm: Beynimizi nasıl da yıkıyorlar! Atatürk etrafında nasıl bir korku aşılıyorlar! Resmi ideoloji ile baskı altına alınan zihinler, esaretten kurtulamadığı için mi serbest muhakeme kabiliyetimizi kaybediyoruz?
Emirdağ'daki eski heykele, neden sabotaj yapsınlar? Heykeli kır gitsin, niçin gömüyorsun? Bari bir de kefen içine koysaydınız!!!
Ama adamlar, bir yönüyle haklı. Acar bir gazeteci çıkar ortaya, ne Atatürk düşmanlığınız kalır, ne gericiliğiniz. Ülke çapında "tırmanan laiklik karşıtı eylemlerde" bir kilometre taşı olarak anılır isminiz.


Eskiyen Atatürk büstü, Emirdağ'da komik olayların cereyan etmesine yol açtı. Yetkililer, kaldırılan heykeli sabotaj yapılır korkusuyla, gizlice gömdüler. Bari baş ucuna bir de mezar taşı dikselerdi!
 
MHP gene krizi çözdü
 
21 EKİM'DE halkoyuna sunulacak olan Anayasa paketinden, geçici 19. maddenin çıkarılması, ülkeyi yeni bir tartışmadan kurtaracak. Teklifi önce CHP yaptı ama, AK Parti, MHP ile uzlaşmayı tercih ederek, konuyu Çarşamba günü Genel Kurul'a taşıma kararı aldı.
Meclis Abdullah Gül'ü seçtiği ve geçici 19. maddenin işlevi kalmadığı için, "11. cumhurbaşkanını halkın seçeceği" yolundaki hüküm kaldırılacak. Bu düzenleme kalsaydı, "Kamu görevinde müktesep hak olmaz. Anayasa değişikliği ile yeni şartlar oluşmuştur; cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilenmelidir" diyenler çıkacaktı. Hatta, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu fikri paylaşıyor olmalı ki, daha geçenlerde, Basın Danışmanı Ahmet Sever'in ağzından, "21 Ekim sonrasında aday olacağını" açıklamıştı.
AK Parti, MHP olmasaydı, bu değişikliği gerçekleştiremezdi. Çünkü CHP, değişiklik paketinin başka maddelerine de itiraz ediyor. Baykal, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine de karşı; toplantı nisabının 184 milletvekilinin Genel Kurul'a katılmasıyla sınırlandırılması da, cumhurbaşkanı seçiminde Anayasa Mahkemesi'ne kadar gidenCHP'nin işine gelmez. AK Parti, paketin topyekûn kaldırılmasına yanaşamazdı. MHP destek verince, geçici 19. maddenin metinden çıkarılmasıyla yetinmek mümkün olacak. Böylece, hem seçimlerin 4 yılda bir yapılması, toplantı nisabının 184 olması ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi oylanacak, hem de Abdullah Gül'ün bir meşruiyet tartışması içine çekilmesi önlenecek.
MHP, "kriz çözücü" işlevini sürdürüyor.
 
 
Kaynak: Sabah