Körfez'in bir ucundan bakınca görülen

MUSKAT (Oman)

1970'li yıllarda Körfez'in en ekzotik ülkelerinden biri bilinirdi Oman; petrol patlamasını erken yaşamış diğer komşuları yanında geleneklerine bağlı ve mütevazı görüntüsüyle... Aradan geçen onca yıldan sonra çok daha gelişmiş bir Oman var ortada, ancak bu Oman da diğer komşularından farklı. Ne o gökleri delme yarışındaki binalar var burada, ne de olağanüstü Batılı yoğunlaşması...

Başkentinde kısa bir gezinti bile bu ülke hakkında olumlu bir kanaate ulaşmanız için yeterli: Ben Oman'ı ve insanlarını sevdim...

Türkiye de Oman'ı seviyor. Bir yıl önce Başbakan Tayyip Erdoğan buradaydı, şimdi de Dışişleri Bakanı Ali Babacan ikili görüşmeler için Muskat'ta. Sorunsuz bir ilişki düzeyimiz var Oman'la; pek çok noktada ortak hareket edebiliyoruz. Büyüklü küçüklü 12 Türk firması iki milyar dolarlık iş hacmiyle Oman'a altyapı kazandırma hizmeti veriyor.

Kafa dengi Omanlılar'ı gözleyip denizin sağladığı sükûneti paylaşırken, sorunlu bir bölgede bulunduğunu bile unutuyor insan. Irak'ta, Filistin'de çatışmalar olanca hızıyla sürüyor. ABD'deki 'Neo-Çılgın' kadronun İran'a saldırı niyetleri artık gazete manşetlerine tırmanmaya başladı. Türkiye de topraklarına dönük PKK terörünü bitirmek için sınır ötesi operasyonlarını sürdürüyor.

Dört saatlik bir uçak yolculuğu boyunca görüşme fırsatı bulduğumuz Dışişleri sorumluları Türkiye'nin bölgenin hemen bütün ihtilâflarında yapıcı ve olumlu bir rol oynadığını anlatıyorlar. "Ortadoğu'da temasta olmadığımız taraf, ilgilenmediğimiz konu yok" diyor bir yetkili. "Türkiye herkesle konuşan, herkese huzur isteyen bir ülke" diye ekliyor.

İsrail bölgede ikili barışlarla varlığını pekiştirmek istiyor; bu gizli-saklı bir durum değil. Önce Mısır'la, sonra Ürdün'le ikili barışını yaptı, şimdi Lübnan ve Suriye üzerinde çalışıyor. Ardından Filistin'e kendi istediği türden bir 'çözüm' konusunda baskılarla yanaşacak. Türkiye bu gerçeğin farkında ve bu sebeple gelişmelerden uzak durmuyor. Beklenen, uzak coğrafyalardan müdahale etmeye alışanları mümkün olduğunca geride tutarak, Filistinlileri de mutlu edecek bir çözümün kotarılması... Türkiye bunun için çalışıyor.

ABD'deki Neo-Çılgın kadronun giderayak yeniden vurmak üzere gözünü diktiği İran sözgelimi; Türkiye açısından çok farklı bir konumda. İran, Türkiye'nin PKK ile mücadelesinde koordinasyon içinde bulunduğu bir ülke. Bir yetkili, "Bizim bu konudaki tavrımız çok açık ve herkes tarafından biliniyor" dedi ve ekledi: "İran'la sorunu olanlara, sorunu diyalog yoluyla ve diplomasiyle çözmeye çalışmalarını tavsiye ediyoruz."

Şu sırada gelişme ve açılım beklediğimiz iki konu daha var: Kuzey Irak'la ilişkilerin samimileşmesi ve Ermeniler'le yakınlaşma... Elbette her iki muhtemel gelişmenin sıkıntıları az değil. Ancak sınırötesi operasyonun hemen öncesi ve sonrasında meydana gelen tavır değişikliği, Erbil'deki Kürt yönetimiyle biraz daha yakınlaşmayı kendiliğinden getirebilir. Bir yetkili, "Yakında, çok yakında, davet söz konusu olabilir" dedi, davetin ne zaman ve hangi düzeyde yapılacağını belirtmeksizin... Ermenistan'ın yeni Dışişleri Bakanı Edward Nalbandian'la Ali Babacan arasındaki mektuplaşma doğrudan görüşmelere yerini bırakır mı? Bu sorunun cevabını da bekleyerek öğreneceğiz.

Oman'da, Türkiye'nin daha aktif bir dış politika izleyerek ismini duyurduğunu, saygınlığını artırdığını gözleyebiliyoruz. Oysa Türkiye'de rüzgârı tersine çevirme ihtimalini de içinde barındıran çok farklı bir hava esiyor. Uçakta görüştüğümüz bir yetkilinin ısrarla vurguladığı gibi, bölgesinde dengeleyici bir rol oynayabilmesi, ya da zaten oynadığı rolde başarıya ulaşılabilmesi için, kendi istikrarını sürdürmesi gerekiyor Türkiye'nin... Ekonomik ve siyasal istikrarını... "İslâm, demokrasi ve lâikliği birarada meczedebilmiş bir Türkiye, saygın ve sözü dinlenir bir ülkedir. Kendi huzurunu kaybeden bir ülkenin başkalarına da yararı dokunamaz." Bir yetkiliden birkaç kez işittiğimiz önemli bir tespit bu.

Türkiye'nin Dışişleri Bakanı bir gün Ermenistan'a gidip muhatabıyla samimi bir görüşme yapabilecek, Kuzey Irak'la mutlaka kurulacak sıcak ilişkiler bölge kalkınmasında işe yarayacak mı bakalım?

Kaynak: Yeni Şafak