Körfez Arapları Bush'a değil, kendi sezgilerine güvenecek


 
Ortadoğu ziyaretinin BAE ayağını İran karşıtı mesajlar vermek için kullanan Bush, bir şeyin farkında değil: Bölgede yeni savaş istemeyen Araplar İran'la gerginliği yaratıcı diplomasi kanalıyla yatıştırmaya meyilli

ABD Başkanı George W. Bush pazar günü Abu Dabi'de yaptığı konuşmayı, yedi yıl önce iktidarının ilk günlerinde kendisinden duymaya başladığımız İran'a yönelik suçlamaların birçoğunu tekrarlamaya vakfetti. O günlerde İran'ın Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'ydi; kültürlerarası anlayışı geliştirme çabaları BM gibi kurumlarca da takdir edilen (Hatemi'nin önerisi üzerine BM 2001'i Medeniyetlerarası Diyalog Yılı ilan etmişti) reformcu bir liderdi. Sonrasında Hatemi'nin yerine sertlik yanlısı Mahmud Ahmedinecad seçildi ve bu gelişme, Bush'un İran 'tehdidi' tezini pazarlamasını kolaylaştırdı. Fakat Arap muhatapları bugün, İslam Cumhuriyeti'nin olası meşum hedefleri konusunda, ABD başkanının bölgede karmaşa ve istikrarsızlık yaratmak hususundaki tescilli sicilinden daha fazla endişe duyuyormuş gibi görünmüyor.
Gerçekten de burunlarının dibinde Irak tarzı yeni bir felaketin yaşanacağı korkusu, Körfez'deki Arap liderleri İranlı komşularıyla daha önce hiç tanık olunmamış düzeyde temas kurup bölgesel tansiyonu azaltma çabasına itmiş durumda. Bu gelişme Ahmedinecad'ı ironik bir biçimde bir dizi sıcak jestin hiç akla gelmeyecek muhatabı haline getirdi: Körfez İşbirliği Konseyi'nin zirvesine davet edilen ve resmi devlet lideri sıfatıyla Suudi Arabistan'a hacca giden, geçen mayısta da Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) resmi ziyarette bulunan ilk İran cumhurbaşkanı oldu.

BAE'yi seçmek duyarsızlık göstergesi

Ahmedinecad'ın tarihi BAE ziyaretinden yaklaşık bir ay sonra Bush, bölge insanlarına yönelik 'çok geç kalmadan İran tehlikesine karşı koyma' davetini açıkladığı kürsü olarak aynı ülkeyi seçti. Bush'un idrak edemediği şey şu: Kendisini dinleyenler verdiği son mesajın tonundan muhtemelen pek etkilenmedi, hatta belki de Amerikan liderinin yükseltebileceği yeni bir gerilimi yatıştırmak için diplomatik planlar yapmaya bile giriştiler. Bush İran karşıtı mesajını dile getirmek için BAE'yi seçerek, bu bölgenin insanlarının endişelerine ne kadar duyarsız olduğunu gösterdi. Washington'la Tahran arasındaki fay hattında bulunan Körfez'deki Arap komşuları gibi BAE de İran'ın bölgedeki yükselen nüfuzundan kaygılı, fakat aynı zamanda gerilimleri yatıştırmak ve görünüşte bölgesel istikrarı sürdürmekten de büyük çıkarı var. Bu bakımdan BAE liderleri, ülkelerinin ABD ve İran'la ilişkilerini, iki hasmın birbirlerine giderek daha fazla diş gösterdiği bir dönemde, eşzamanlı dengelemek konusunda akıllı ve yaratıcı bir diplomasi örneği sergiledi.

İranlıların içi rahat olsun

Bush İran konusundaki çarpık fikirlerine inanıyor olabilir, fakat verdiği mesaj, Körfez'deki akılcı müttefiklerinden ziyade Beyaz Saray'daki kandırılmış kafadarlarına hitap eder nitelikte. Bush'un Kaide, 'özgürlük düşmanları', Hamas, Hizbullah, Taliban, Iraklı direnişçiler ve İran'ı aynı kaba tıkıştırmak (ki o kapta yakın zamana dek Fransa da vardı) yönündeki son gayreti sıradan Amerikalıları kandırabilir, fakat bu bölgenin insanları söz konusu fenomenleri ve güçleri çok daha iyi idrak ediyor. Şükür ki, bölgenin yaşadığı sorunların kökenindeki gerçek nedenleri olduğu kadar, nasıl çözülmeleri gerektiğini de daha iyi seziyorlar.

Bu yüzden İran halkının, Körfez'deki Arap liderlerin Bush'un nifak sokmak yönündeki son çabasına bilgece karşılık vereceği konusunda içi rahat olabilir

Kaynak: Radikal