Kongre İHH'nın peşini bırakmıyor

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin Başkanı Howard Berman ve bu oluşumun terörizm altkomitesinin önde gelen üyesi Ed Royce’un hemfikir olması her gün görülür şey değildir. Fakat bir Türk yardım kuruluşunun terörist bağlantıları söz konusu olduğunda, aralarından su sızmıyor. Bu vekiller geçenlerde Hazine Bakanlığı’nın terörün mali kaynaklarından sorumlu müsteşarı Stuart Levey’e göndererek, Türk yardım kuruluşu İHH’nın 13224 sayılı Kararname uyarınca, terör örgütlerini desteklediğine dair ‘kuvvetli kanıtlar’ olduğunu ifade ettiler ve Levey’den bu konuda adım atmasını istediler.

İHH, İsrail’in Hamas kontrolündeki Gazze’ye yönelik ablukasını delmeyi amaçlayan talihsiz filonun sponsoruydu. Ve İsrail ordusu açık denizde dokuz ölüme yol açan çatışmadan dolayı yoğun tepki alsa da, vekillerin giderek güçlenen kanıtlara dayanarak, İHH’nın ABD Hazine Bakanlığı’nın terörist sıfatı için ortaya koyduğu yasal kriterlere uygun olabileceğine duyduğu inanç artıyor.

Hayır Birliği Hamas’la çok yakın
Kongre’nin diğer etkili üyeleri de harekete geçiyor. Demokrat vekil Ron Klein da hükümetten İHH’nın mercek altına alınmasını istiyor. Geçen ay Dışişleri Bakanlığı’na mektup gönderen Klein, karşı-terör biriminin Yabancı Terör Örgütleri (FTO) listesini gözden geçirmesini talep etti. Geçen hafta Dışişleri Bakanlığı’nın Hukuki İşler Dairesi’nden Richard Verma, Türk yardım kuruluşunun yabancı bir terör örgütü olarak sınıflandırılamayabileceğini, fakat ‘ABD hükümet birimlerinin’ Hazine bakanlığının terörist örgüt kriterleri açısından ‘İHH’yı yakından incelediğini’, çünkü ‘bu kuruluşun terör örgütlerini desteklediğine dair ciddi soruların gündeme geldiğini’ söyledi.

İHH’nın bu şekilde sınıflandırılması yönünde Kongre’den yükselen talep,
aslında ters bir zamana denk geliyor olabilir. Hazine’nin terörizm saptama ekibi İstihbarat ve Analiz Dairesi’nin işi başından aşkın. 16 Haziran’da Hazine Bakanlığı, Obama yönetiminin İran’a yaptırım stratejisi dahilinde, bu ülkenin nükleer programıyla bağlantılı bir düzine hedef tespit edildiğini açıkladı. Bunu 3 Ağustos’ta Devrim Muhafızları’yla ilişkili yeni bir hedef silsilesi takip etti. Gerçekten de Levey ve ekibi bu İran hedeflerini tespit edebilmek için analizcileri düzenli mesailerinden bu alana kaydırmak zorunda kaldı; ki aylarca süren araştırmayı ve bürokratik incelemeleri gerektiren bir işten söz ediyoruz.

Bu, Hazine Bakanlığı’nın İHH’ya mesai harcamasına değmeyeceği anlamına
gelmiyor. Aksine, İHH’nın çoktan tespit edilmemiş olması şaşırtıcı. Grup, Suudi merkezli şemsiye örgütü Hayır Birliği’nin üyesi olduğunu açıkça söylüyor. 12 Kasım 2008’de Hazine Bakanlığı bu örgütü terörist bir yapı olarak listeledi ve ‘Hamas liderliğince, terörist örgüte mali kaynak aktarmak için kurulduğunu’ belirtti.

İHH’nın Hayır Birliği’in gönüllü üyesi olması, onu otomatikman terörist sıfatını haiz kılıyor. Gerçekten de, İHH yıllar içinde Hayır Birliği’ne herhangi bir mali destek sağlamışsa, Hazine Bakanlığı Türk yardım kuruluşunun mimli bir terör örgütüne para aktardığı tezini geliştirebilir.

2008’de Hazine Bakanlığı, istihbarata dayanarak, Hayır Birliği’nin ve ona bağlı ağın, ‘Hamas’a... ve Hamas kontrolündeki örgütlere para transferine yardım ettiğini’ açıkladı; bunlar arasında, bakanlığın 2007’de terörist olarak sınıflandırdığı bir örgüt daha var: El-Salah Cemaati.

Hazine’nin basın açıklamasındaki tahmine göre, bu mali kaynaklar ‘yılda on milyonlarca dolara ulaşıyor’.

İHH, Hayır Birliği’ne aktarılan fonlara katkı sağlamadığını savunabilir. Fakat bu doğru olsa bile, kuruluş temize çıkmıyor. Hayır Birliği’nin üst düzey yetkilileri arasında Hamas üyeleri, yanı sıra Hazine’nin 2004’de Kaide’ye destek sağladığı gerekçesiyle terör kapsamına aldığı Yemen uyruklu Abd el-Macid el-Zindani var. Bu açıdan İHH ‘Özel Olarak Listelenen Küresel Teröristler’in ‘sahip olduğu veya kontrol ettiği’ bir yapı olarak görülebilir; bu da terör listesine alınması için bir gerekçe daha demek.

Brougiere Kaide’yle ilişkilendirdi
Yabancı istihbarat kaynaklarının İHH hakkında ne dediğine de bir göz atalım. Fransız yargıç Jean-Louis Brougiere 2001’de, İHH’nın Ahmed Ressam’ın 1999 sonunda Los Angeles havaalanına saldırı düzenlemeyi amaçlayan başarısız ‘milenyum planı’nda ‘önemli bir rol’ oynadığını söylemişti. Brougiere İHH’nin ‘Usame bin Ladin gözünü ABD topraklarına diktikten sonra esasen Kaide’ye yardım ettiğini’ de ekliyordu. Yani İHH, listelenmiş bir terör örgütüne mali veya maddi destek sağlayan bir yapı olarak da saptanabilir.

Almanya, AB’nin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Hamas’la yakın ve devam eden bağlarını gerekçe göstererek İHH şubesini temmuzda kapattı. Almanya’nın elindeki bulguları ABD istihbaratıyla paylaştığını tahmin etmek zor değil.

ABD istihbaratına önemli katkılar sağlayan İsrailliler de kendi gerekçelerine sahip. 2002’de İHH’yı terör bağlantıları nedeniyle yasakladılar ve 2008’de bir kez daha aynı kararı aldılar. Mayıstaki çatışmanın hemen sonrasında bir İsrail sözcüsü filodakilerden birinin, Kaide üyelerini Türkiye üzerinden Gazze’ye sokmaya çalışan Türk bir İHH üyesi (Hüseyin Uruş) olduğunu açıkladı.

Nihayetinde Hazine’nin hukuk ekibinin en azından şu çetrefilli soruya kafa yorması gerekebilir: İHH, Hamas hükümetine yardım sağlama çabası dahilinde, bir terör örgütüne maddi destek vermeye çalıştı mı çalışmadı mı? Haziranda Yüksek Mahkeme’nin Holder’a karşı İnsani Hukuk Projesi davasında aldığı bir karara göre, destek parasal veya askeri olmasa bile, maddi destek ithamında bulunulabilir. Başyargıç John Roberts’ın söylediği üzere, bu tür bir destek bir terör örgütünün sırtındaki mali yükü hafiflettiğinde, örgütün terör faaliyetleri için kaynak seferber etmesi de kolaylaşmış oluyor.

Süreç siyasileşebilir
Tüm bunlar İHH’nın terör kapsamına alınmaya uygun olduğu anlamına gelir mi? İlla öyle olması gerekmez. Hazine’nin, Adalet Bakanlığı’nın terör listesine dair yasal kriterlerine uygun sayılmaya yetecek miktarda güvenilir istihbarat toplaması gerekiyor. Gerçekten de birçok avukat bu konuda epey kafa patlatacak. Dahası, CIA, Dışişleri ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nin de dahil olduğu birimler arası bir çalışma grubunun da görüşlerini bildirmesi gerekecek. Bütün bunlar süreci ciddi şekilde siyasileştirebilir.

Dışişleri Bakanlığı terör sınıflandırmalarını yapmak konusunda bilhassa başarılı. Bakanlığın bu mesaide yer alması iyi olur. İHH’nın terör kapsamına alınması kuşkusuz ABD-Türkiye ilişkilerindeki gerilimi artıracak; AKP’nin adım adım İran eksenine kaymasıyla ilişkiler zaten hasar gördü. Bununla beraber bu olayda Dışişleri Bakanlığı son söz sahibi olmayabilir. Üyesi olduğu Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Dışişleri Bakanlığı’nın operasyonlarını denetleyen Berman’ın, yanı sıra Royce ve Klein’ın bu işe dahil olduğu bir ortamda, Türk İHH’nın idari akıbetini muhtemelen olayın gerçekleri tek başına belirleyecek. (ABD Hazine Bakanlığı’nın eski istihbarat analizcilerin-den, 20 Ağustos 2010)

Kaynak: Radikal