Kongo'da adalet Ruanda'ya tosluyor

Ruanda’nın Batı’daki savunucuları için, 1994‘teki soykırımdan bu yana ülkenin evrimindeki çirkin kısımları kesip atmak uzun zamandır gayet kullanışlı bir tutum. Saiklerden biri suçluluk duygusu, zira bölgedeki olayların seri halde yanlış ele alınması daha o zamandan başlıyor. Bir diğeriyse Ruanda Devlet Başkanı Paul Kegame’nin istikrar konusunda kaydettiği ilerleme ve iktidarının karanlık yanlarına dikkat çekmenin her iki süreci de tehlikeye atabileceği korkusu.

Ruanda ordusunun 1996 ve 1997’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yaptığı iddia edilen katliamlara dair BM’den ancak şimdi adam akıllı bir açıklama gelmesinin nedeni bu. Tartışmaya yol açan yeni bir raporda, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, 1994 soykırı-mını durduran aynı Ruanda güçlerinin, iki yıl sonra sınırdaki milis kamplarını etkisizleştirmek için Kongo’yu işgal ettiklerinde kendi ‘soykırım suçları’nı işlemiş olabileceğini iddia ediyor. On binlerce Hutu mültecinin öldürüldüğü söyleniyor.

Rapor 2003’e dek geçen 10 yıl içinde Kongo’da devlete bağlı olan veya olmayan çeşitli aktörlerin yaptığı mezalimi ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Fakat Ruanda ordusuyla ilgili iddialar en çarpıcı olanları, zira Kegame hükümetinin meşruiye-tine gölge düşürüyor ve 1994 soykırımında ve sonraki suçlarda ahlaki bir ödeşme gören aşırılık-çıların değirmenine su taşıyor.

Ruanda şaşırtıcı olmayan bir biçimde, BM raporu yayımlarsa Sudan’dan barış güçlerini çekmekle tehdit ederek çok sert tepki verdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun bu şantaja akıllıca direndi. Buna boyun eğmek, barış koruma misyonlarına katılan diğer ülkeleri BM’yle ters düştüğünde benzer taktikler kullanmak konusunda cesaretlendirmiş olacaktı.

Fakat raporu yayımlamak yeterli değil, Kongo’da hâlâ kadınlara tecavüz ediliyorsa ve siviller öldürülüyorsa, bunun bir nedeni de geçmişteki savaş suçlarının sorumlularının yakayı kurtarmış olması. Bu suçları anlatmak için en keskin dili kullanan BM, şimdi kurbanlar için adaletin peşine düşmeli, hukuki süreç üzerinden ne olduğunun ve niye olduğunun daha kesin biçimde belirlenme-sini sağlamalı. Ruanda ve diğerlerinin söylediği üzere, iddialar kötüniyetli ve yanlışsa, işbirliği yapmaları olsa olsa onların çıkarına olabilir. (Başyazı, 3 Ekim 2010)

Kaynak: Radikal