Kırgızistan küresel dünyada siyasi bir test alanı haline geldi. Kırgızistan Rus-Amerikan ve Çin emperyalizmi ile buna ilaveten Kazakistan ve Özbekistan gibi bölge devletlerinin etki ve rekabet alanına açık bir ülkedir.
Kırgızistan demokratikleşmeye devam edip, çevre güç odaklarının ilgisini olumluya çevirmesi durumunda Asya'nın ikinci bir Hong Kong'u olacaktır. Kırgızistan değişimindeki istikrarsızlık süreci devam ettiği takdirde ve Kırgız siyaseti mevcut gelenekleriyle yol almaya devam ederse ülke bölgede ikinci Afganistan olma yoluna girmiş olacaktır. Kırgızistan ve Orta Asya devletlerindeki siyasi süreç temel olarak milletleşme ve devletleşme sorunlarıyla alakalıdır. Kırgızistan'da yaşanan etnik çatışmalar bu gerçeği bir kez daha göstermiştir. Aynı soydan gelen, aynı dili konuşan, aynı dine inanan ve tarihin ilk devirlerinden itibaren ortak bir hayatı yaşayan Türk soylu milletlerin birbirlerini ezeli düşman gibi görmeleri ve katliamlara girişmeleri, anlaşılır ve doğal bir durum değildir. Ortaya çıkan çapraşık durumdan evvel emir bölge ülkelerindeki yönetim elitinin öncelikleri ve çıkarları sorumludur. Orta Asya Türkleri tarihi ve tarihin getirdiği acıları beraber yaşamış ve beraber göğüslemişlerdir. 1916 senesinde Çarlık Rusya'sına karşı verilen Amele İsyanı'nda Kırgız-Kazak bozkırları adeta bir katliam coğrafyası haline gelmiş ve katliamdan kaçabilenler Fergana'ya ya da Çin'deki Uygur Türklerine sığınmışlardı. Özbekler ise özellikle Fergana Havzası merkezli Basmacı Hareketi ile Bolşevik kızıllara bölgede kök söktürmüşlerdir. Bu harekete katılan Enver Paşa Türkistan'ın istiklali uğruna canını vermiştir. Yine Orta Asya Türkleri birlik olmayı bilmiş ve Mustafa Çokay liderliğinde Türkistan Cumhuriyeti'ni ilan etmeye muktedir olmuşlardır. Maalesef yeni nesil Sovyet bakiyesi Orta Asya lider grubu bir yüzyıl önce atalarının göstermiş olduğu milli duygu ve beraberlik duygusundan oldukça uzak kalmışlardır. Devlet ve millet olma bilinci yerine dar görüşlü aşiret-klan gelenekleri Orta Asya'da toplumlara ve siyasete yön vermektedir. Kırgızistan'da yaşananlar görmeyi istediğimiz büyük, güçlü ve bütüncül Türk dünyası mefhumunun ne yazık ki dar sınırlarını gözler önüne sermesi açısından da manidardır.
Kırgızistan olayları karşısında Rusya'nın sergilediği tavır da oldukça önemlidir. Rusya Kırgızistan'ın askeri müdahale çağrılarına olumsuz cevap vermiştir. Özbekistan da Kırgızistan'a müdahale ederek zorla bastırdığı muhalefet hareketinin tekrardan dirilmesini istememiştir. Rusya etnik merkezli çatışmaları seven ve bu çatışmaları körükleyen bir dış politika yapılanmasına sahiptir. Rusya bölge sorunlarının çözülemeyecek hale gelmesini ve Fergana'da ikinci bir Karabağ sendromunun oluşmasını istemiştir. Katliama maruz kalan Kırgızistan Özbekleri, artık Kırgızistan'ı devletleri olarak görmemektedirler. Bu psikoloji gelecekteki ayrılıkçı hareketlerin temelini oluşturacaktır. Rusya bölgeyi siyasi olarak elinde tutarken, Çin ise Orta Asya'yı ve Kırgızistan'ı ticaret yoluyla ele geçirmiş durumdadır. Çin, Uygur bölgesindeki hareketlilikten rahatsızdır ve bu hareketliliği önlemek için Kırgızistan ve Özbekistan üzerinde etkin olması gerektiğine inanmaktadır.
Kırgızistan bölgede demokrasi konusunda en fazla adım atan ülke olma özelliğine sahiptir. 27 Haziran'da oylanan yeni anayasa, diktatörlüğü engelleyen ve devlet başkanının elindeki yetkilerin bir kısmını başbakana ve meclise dağıtan bir özelliğe sahiptir. Sonuçlara göre halk yeni anayasanın kabulüne ezici bir çoğunlukla evet diyerek, Kırgızistan bölgedeki ilk parlamenter demokrasi haline gelmektedir. Mevcut şartlar altında Kırgızistan olumlu ve olumsuz gelişmeleri bir arada yaşamaktadır. Kırgızistan daha fazla demokratikleşmek isterken, ülkede darbeler geleneksel hale gelmekte ve ara yönetimlerin üstesinden gelemediği sorunlar ve çatışma ortamı ülkeyi askeri bir diktatörlüğe doğru zorlamaktadır. Önümüzdeki süreç Kırgızistan'ın Afganistan ya da Hong Kong olup olmamasını ve Asya'da yükselen güç trendlerinin bölge ülkelerine fırsat mı yoksa tehdit mi sunduğunu test etme imkânı verecektir.
Kaynak: Zaman