Kıbrıs'tan ders almanın gereği

Genelde Araplar, özelde de Lübnanlılar, komşuları Kıbrıs'a henüz devlet statüsünü ulaşmamış bir 'formül' olarak baktı.

Önceden Kıbrıs halkına kibirli davranan Arapların çoğu, ülkelerindeki iç savaş ve baskıdan kaçarak Kıbrıs’a gelip, burada barış ve huzur buldu. Kıbrıs, geçmişten bu yana sorumluluk ve demokrasi alanında dersler verdi. Kıbrıs Savunma Bakanı, kendisini deniz üssünde meydana gelen ve birçok insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açan patlamanın sorumlusu olarak görüp istifa etti. Bu davranış, yöneticiyle vatandaş arasındaki ilişkinin derinliğini anlamaktan kaynaklanıyor.

Kıbrıs’a en yakın Arap ülkesi Suriye’deyse, şu ana dek özgürlük ve değişim isteyerek barışçı gösteri yapan 1500’den fazla vatandaş öldürüldü, binlercesi yaralandı ve on binlercesi tutuklandı. Hiçbir Suriyeli yetkili istifasını sunmadı. Aksine makamlarına ve imtiyazlarına daha da tutundular, yargılanmaları ve görevi bırakmaları çağrısında bulunanları cezalandırdılar. Hiçbir Suriyeli bakan televizyona çıkıp da yetkilerini kötüye kullandığını veya yolsuzluğun yayılmasına katkıda bulunduğunu itiraf etmedi.

Türk ordusu çekilirse...
Şu günlerde Temmuz savaşının yıldönümünü yaşayan Lübnan’da, bu savaşa sebep olan Hizbullah yönetimi, kendi hesaplarının kurbanı olan Lübnanlılardan özür dilemedi. Aksine hâlâ onlara ‘zafer’ hediye ettiğini iddia ediyor. Hizbullah’la sıcak ilişkileri olan eski Cumhurbaşkanı Emil Lahud da Refik Hariri suikastı sonrası istifa etmeyerek aynı inatçı tavrı sergiledi ve görev süresi bitene dek başkanlık sarayında kalmakta ısrar etti.

Lockerbie ve terörle bağlantılı faaliyetlerden mahkûm olduktan sonra yaşadığı ablukayı aşmak için, Kıbrıs’ın uzun süre tek çıkış yolunu oluşturduğu Libya rejiminin, adada yolsuzluğu yayan güvenlik organları, ahlak namına hiçbir şey öğrenmemiş. Kaddafi son ana dek iktidarda kalacağını vurguluyor.
Geriye ordusu Kıbrıs’ın kuzeyini işgal eden Türk komşu kalıyor. Türk komşu, askeri rejiminden kurtulmasına ve komşularla ‘sıfır sorun’ denklemini baz almayı kararlaştırmasına rağmen, şu ana kadar Kıbrıs düğümünü aşamadı, çözümü kolaylaştırıp güçlerini çekmedi ve Avrupa’da bölünmüş tek devleti yeniden birleştirmeye katkıda bulunmadı. Kuzey kesimini işgali, Kıbrıslı Türkleri daha iyi konuma taşımadı. Aksine kendileriyle Rumlar arasındaki ekonomik ve psikolojik uçurumu arttırdı. (Londra’da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 14 Temmuz 2011)


Kaynak: Radikal