Kıbrıslı Rumların gözü Kosova'nın adımında

 
Kosova'nın beklenen bağımsızlığını tanımayı reddedecek AB üyelerinin başında, bunun KKTC'nin de tanınmasının önünü açacağını düşünen Kıbrıslı Rumlar geliyor. Oysa, Kosova adadaki Rumlarla Türkleri yeniden bir araya getirecek bir şok etkisi yaratabilir

Sırbistan'daki devlet başkanlığı seçimi geride kalırken, Kosova'nın birkaç hafta içinde tek taraflı bağımsızlık ilan etmesi bekleniyor. Kosova küçük, ücra, yoksul ve dağlık bir ülke olabilir, ama bu adımın etkileri Balkanların çok ötesinde hissedilecek. Çoğu Sırp kesin karşıtlıklarını sürdürse de, Kosova'nın bağımsızlığı ABD ve önde gelen AB üyelerince hızla tanınacak. Hukuki değil, fiili bir tanıma olacak bu. Rusya BM'nin bu yöndeki kararını engelliyor; bir nedeni Rusya'nın Sırbistan'a sadakatiyse, daha temel nedeni de kendi kaderini tayin ilkesine karşı çıkması.

Bazı AB üyeleri de çok kararsız; bir etnik azınlığın ayrıldığı ülkenin rızası olmadan bağımsızlık ilan etmesinin kötü örnek oluşturacağından korkuyorlar. Bask ayrılıkçılığının cesaret bulmasından çekinen İspanya bunlar arasında. Slovakya ve Romanya da keza. Bu ülkeler Kosova'yı tanımayı mümkün mertebe erteleyecek.

Ancak AB üyeleri arasında Kosova'nın bağımsızlığına en çok karşı çıkan Kıbrıs cumhuriyeti. Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Markulli geçen hafta Helsinki'de şunları söyledi: "Tek taraflı bağımsızlığı tanıyamayız ve tanımayacağız. Bu bir ilke, uluslararası hukuka saygı meselesi; oluşturacağı örnek de kaygı nedeni."

Markulli bu sözlerin Kıbrıs'ın kuzey kesimiyle (ki buranın bağımsızlığı sadece Türkiye tarafından tanınmakta) ilgisi bulunmadığı iddiasında. Ancak en tehditkâr örneğin bu olduğu da açık. Kosova ABD ve Britanya'dan tanıma elde ederse, aynısının kendinden menkul KKTC için yapılmasını daha ne kadar reddedecekler?

Birçok AB üyesi bugün iç sorunlarını çözmeyen bir Kıbrıs'ı birliğe kattıkları için pişman. Kıbrıslı Rumlar 2004'te BM'nin çözüm planı için yapılan referandumda hayır dedi, Türklerse büyük oranda evet oyu verdi. O zamandan beri Kıbrıs AB üyeliğini, kuzeyle bağ kurulması yönünde her girişimi ertelemek veya bozmak için kullandı. Ancak ilginç bir biçimde, Kosova iki tarafı tekrar bir araya getirmek için gereken şok olabilir. Tam da Kıbrıs'ta, BM müzakerelerine dönülmesi veya bölünmüş adanın kalıcı taksimi ihtimali açısından kritik önemdeki devlet başkanlığı seçiminin yapılacağı (ilk tur 17, ikinci tur 21 Şubat'ta) bir dönem bu.

Görevi bırakacak olan ve BM planı aleyhine kampanya yürüten devlet başkanı Papadopulos, en büyük rakibi Komünist AKEL lideri Demetris Hristofyas tarafından yenilgiye uğratılabilir. Hristofyas da BM planına hayır demişti, fakat yeni bir anlaşma aramakta kararlı. Eski muhafazakâr dışişleri bakanı Yiannakis Kasulides de şans verilen üçüncü aday. Yarış kıran kırana geçecek.

Kuzey Kıbrıslılar nefeslerini tutmuş durumda. Türk yönetiminin dışişleri bakanı Turgay Avcı şunları söylüyor: "Uluslararası bir çözüm için 2008 son şans olabilir. Bize aylardır bu seçimi beklememiz, zira liderliğin değişebileceği söyleniyor. Çok fark yaratacağını sanmıyorum. Bizim beklentimiz kim kazanırsa kazansın, kapsamlı bir çözüm için masaya oturulması."

Papadopulos büyük endişe kaynağı

Bununla birlikte Kıbrıslı Rumlar Papadopulos'u adım atması en az muhtemel isim olarak görüyor. Milliyetçiler ve Rum Ortodoks kilisesi onu destekliyor, fakat haşin müzakere tarzı, 'tam Avrupalılar' olarak kabul edilmek isteyen Kıbrıslıları kaygılandırıyor.

Kıbrıslı Rum bir akademisyen, "İnsanlar Tasos'tan hayırlı girişimler gelmeyeceğinden endişeli. Daima engelleyici ve yaygaracı. İnsanlar hep maraza çıkaran müşteri gibi görülmekten memnun değil" diyor. Bu sözler Avcı'nın içini rahatlatmıyor. "Dışlanmış durumdayız" diyor ve ekliyor: "Serbest ticaret yapamıyoruz. Doğrudan uçuşlar yok. AB içinde kültürel veya eğitimsel açılımlar yok. Rumlara Kıbrıs'ın tek gücü muamelesi yaptıkları sürece çözüm falan da olmayacak." Fakat Avcı en azından Kosova'da ne olup bittiğini 'çok sessiz ve çok yakından' takip ediyor olacak.