Keşmir'de ramazana bir bakış

Hicri 1435 senesinin kutsal ramazan ayı Keşmir’de 30 Haziran 2014’te başladı. Keşmir hep Pakistan’daki ay gözetleme komitesinin kararına uyduğu için bu sene de bunda istisna olmadı. Halen Hindistan, Pakistan ve Çin arasında bölünmüş, Müslümanların ekseriyette olduğu bir devlet olarak Keşmir, ramazanı dünyadaki diğer Müslüman ülkelerdekiyle büyük ölçüde aynı dini neşe ve coşkuyla kutluyor. Ama her zaman dünyadaki kutlamalar ve dini geleneklere bazı mahalli, kültürel eklemeler olmuştur. Ve kim kuşatma altında yaşayan bir ülke hakkında konuşurken oradaki siyasi durumdan bahsetmeden durabilir?

Burada ramazan konusunda Keşmir’e mahsus birkaç şey, üzerinde konuşulmaya değer. Keşmir’de çoğu bölgelerde özellikle de kentsel alanlarda insanlar Seher-han ünvanını taşıyan kişilerin hizmetlerinden faydalanır. Seher-han'lar fiilen çalar saat vazifesi görürler ve sahur ya da yerlilerin ifadesiyle sahur vakti davul çalarak mahallede dolaşır ve müminleri oruç başlamadan önce bir şeyler yemeye davet ederler. Yerel gazeteler belli aralıklarla bazıları bu işi bir aile geleneği olarak yapan farklı seher-han'ların özelliklerini anlatır.

Diğer Müslüman milletlerdeki gibi, Keşmirlilerin de özellikle ramazan ayında servis edilen özel yiyecek ve içecekleri var. İftarın vazgeçilmez bir parçası olan bir içecek, Chia çekirdekleriyle süt ve sudan yapılır. Bu içecek mahalli olarak  Babri Treish ya da Kanne Şerbeti olarak bilinir. Bu içecek Keşmir’in kırsal ve kentsel bölgelerinde çok sevilir ve bunsuz bir iftar eksik addedilir. İftar menüsüne bir başka ilave de Semolina (irmik) tohumlarından yapılan sütlaçtır. Bu sütlaç yerli halk tarafından Phirin olarak bilinir ve Hindistan ve Pakistan’da aynı isimle bilinen sütlaçtan servis edildiği kaplar sebebiyle ayrılır.

Hatırladığım daha ilginç şey, ramazan ayında kadınlar tarafından söylenen Rouff isimli geleneksel şarkıdır. Bu şarkı özellikle kırsal kesimlerde küçük kızlar tarafından, erkekler teravihe gittikten sonra söylenir. Bu geleneksel şarkı türü, Keşmir’deki yoğun askerleşmenin etkisiyle büyük ölçüde ortadan kalktı. Keşmir vadisi, günümüzde dünyada en çok asker bulunan bölgelerden biridir. Konuşlanmış 700.000 civarındaki silahlı ve paramiliter kuvvetle orada sivillerle güvenlik personeli oranı 1’e 7 civarındadır. Böylece, Keşmir’de kutlamalardaki kültürel özellikler de işgalin saçmalıklarına konu olmuştur. Ramazan ayında bile Hindistan ordusu/paramiliter kuvvetlerinin sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdiği durumlar vardır. Sadece geçen sene ramazan ayı içinde 18 Temmuz’da, Hindistan Sınır Güvenlik Gücü protesto eden kalabalıklara ateş açtığında en az dört kişi öldü, 50 kadar kişi de yaralandı.

Bu sene ramazanın ilk cumasında Keşmir’in Hindistan’ın elindeki kısmının başkenti Srinagar’da en büyük camide cuma namazı kılınmasına müsaade edilmedi. O gün Hindistan’ın yeni seçilmiş başbakanı, Srinagar şehrinin çoğu kısmı fiilen kuşatma altındayken bir enerji projesinin temelini atmak üzere Keşmir’in kuzey tarafını ziyaret etti. Burada Keşmir’de büyük enerji projelerinin çoğunun Keşmir’in elektrik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olmadığını ifade etmek gerekir. Tam tersine bu enerji santrallerinde üretilen elektrik büyük ölçüde Kuzey Hindistan eyaletlerine veriliyor.

Dünya çapında müminler müjdelere kavuşma ümidiyle ramazanı hoş karşılar ve ramazanı yaşarken Keşmir’de bazı insanlar halen sevdiklerinin geri gelmesini bekliyorlar. Hindistan kuvvetleri vasıtasıyla kayıplara karışan insan sayısı her yaştan insanlar, babalar, kardeşler, oğullar dahil 10.000 civarında. Bunlardan bazıları halen, haklarında herhangi bir suçlama yapılmaksızın hapiste tutulan sevdiklerinin gün ışığını görmelerini bekliyor. Hapisteki insanların sayısı yüzlerle ifade ediliyor, bazıları somut bir delil olmadan 22 senedir hapiste bulunuyor. Bazıları halen, haksızlık yapılan, öldürülen, tecavüz edilen, işkenceye maruz kalan ve sakat bırakılan bu insanlar için adalet bekliyor.

Biz, bu ramazanın tüm milletler için barış müjdecisi olması ümidiyle, tüm ızdıraplara son verecek bir bayram için dua ediyoruz.

Kaynak: World Bulletin
Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya