Keşmir'de felaketi siyasallaştırmak!

Keşmir bu sene eylül başında modern tarihindeki en kötü doğal afetle karşı karşıya geldi. Başkent Srinagar da dahil Keşmir vadisinin büyük bölümünün sular altında kaldığı afette 300’den fazla kişi öldü, 20 milyar Amerikan dolarının üzerinde maddi kayıp meydana geldi. Yerel hükümet bunu “uluslararası boyutta bir felaket” olarak nitelendirdi. Normalde dünyanın herhangi bir yerinde bu büyüklükte bir felaket meydana gelse ülkedeki hükümet, insanların toplumu yeniden inşasına yardım etmek üzere sadece cömert mali yardımlar yapmakla kalmaz uluslararası yardım kuruluşlarından da yardım talep eder. Ama Keşmir’in durumunda ise -Hindistan hükümeti yüzünden- bunların hiçbiri yapılmadı. Aksine, Hindistan hükümeti, kendisine ait kuvvetlerin sel sırasında gerçekleştirdiği göstermelik kurtarma operasyonları için Keşmir’deki eyalet hükümetinden 100 milyon Amerikan dolarının üzerinde para talep etti. Buna ister trajedi deyin ister hatalardan oluşan bir komedi deyin.
Keşmir halkı sel sırasında cesaret ve merhamet örneği göstererek kurtarma operasyonlarına aktif bir şekilde katıldı. Keşmirliler, başkalarının hayatlarını kurtarmak için kendi hayatlarını tehlikeye attılar. Gençler, kim olduklarına bakmaksızın insanları güvenli yerlere taşıyarak tüm milletin kurtarıcıları gibi davrandılar. Bunlar arasında siviller ve yerliler kadar askeri personel ve Hindistan’dan gelenlerle o sırada Keşmir’de olan turistler de vardı. Bu gerçek, sel sırasında Keşmir’de mahsur kalan Hindistanlılar tarafından da teyid edildi. Bunlar, insanları kurtarmak için gönüllü olan insanlardaki Bu fedakarlık ruhuna hayran kaldılar.

Hindistan ise kuvvetleri tarafından yapılan göstermelik kurtarma operasyonlarından faydalanarak bu sıkıntılı zamanları uluslararası reklam ve yerli halkın bağlılığını kazanma fırsatı olarak kullandı. Keşmir konusunda hükümetle aynı çizgide yayın yapan Hindistan medya kanalları, izlenme oranlarının en yüksek olduğu zaman dilimini Keşmir’deki Hindistan kuvvetlerinin yüceltilmesine tahsis etti. Bazı kanallar işi, Hindistan kuvvetlerinin milli felaket sırasında onları kurtardığı gerekçesiyle Keşmir’in Hindistan karşıtı tutumundan vazgeçmesini talep etme boyutuna kadar ilerlettiler. Bir Hindu haber kanalı, Hindistan’dan yardım istedikleri için Keşmirlilerin “ayrılıkçı” hissiyatlarından utanmaları gerektiği görüşünü dile getirdi. Afetten kurtulanların ifadeleri ise kurtarma operasyonları hakkında tamamen farklı bir resim ortaya koyuyor. Kurtulanlar, hemen hemen her durumda insanların farklı yollara başvurarak kendi kendilerine sel sularından kurtulduklarını anlattılar. Güvenilir kaynaklardan alınan bilgiler, Hindistan kuvvetlerinin karıştığı kurtarma operasyonlarının, toplam kurtarma operasyonlarının ancak yüzde 3’ü olduğunu ortaya koyuyor. Bazı durumlarda ise sel sırasında bizzat Hindistan silahlı kuvvetlerinin personeli, Hindistan karşıtı tutumlarıyla bilinen yerliler tarafından kurtarıldı. Bu gerçek Hindistan ordusu tarafından da doğrulandı. Ordudan afet zamanında Keşmir halkının cesaret ve fedakarlığına olan hayranlığın ifade edildiği açıklama geldi.

Hindistan devletinin Keşmir’de sel konusundaki yardım operasyonlarını aynı ülkenin diğer eyaletlerde doğal afetlerdeki yardımlarıyla kıyasladığımızda bunun siyasi maksatlı olduğu açık bir şekilde görülür. Fanatik bir Hindu milliyetçisi başkanlığındaki Hindistan hükümeti, Başbakan tarafından selden yaklaşık iki ay sonra 23 Ekim’de Keşmir’e yapılan ziyaret sırasında açıklanan 150 milyon Amerikan doları tutarındaki yardım paketinin yanı sıra, selden doğrudan etkilenen 1,5 milyon aileye bir yardım paketi açıklamaya hazırlanıyor. Yardım paketi, Keşmir’de seçimlere sadece bir hafta kalmışken açıklandı. Bu yüzden, çoğu kişi tarafından bu, seçimlerden önce Başbakan’ın Hindu milliyetçi partisi Bharatiya Janata Parti’ye destek kazandırma teşebbüsü olarak görüldü. Geleneksel olarak parti Keşmir’de sıfır destek tabanına sahip. Bu ziyaret, Twitter’da bizzat Başbakan tarafından Keşmir halkıyla Diwali festivalini kutlayacağı şeklinde pazarlandı. Ama aksine, ziyaret sırasında tüm zaman, Siachen buzullarında konuşlanmış Hindistan askeri personeliyle daha sonra da bir grup seçilmiş kişiyle yapılan görüşmelerle geçirildi.

Bu felaketi sarmalayan sinsi politikaların ipuçları, Hindistan Başbakanı’nın BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasından da çıkarılabilir. Başbakan orada, tüm çabaların Keşmir’de yardım ve rehabilitasyon sürecine yöneltilmesi gerektiğini söylemiş ama hükümeti, farklı yerlerden gelen uluslararası yardımların Keşmir’e ulaşmasını engellemişti. Sel sırasında da çok sayıda uluslararası yardım kuruluşunun Keşmir’de faaliyet göstermesi açık bir şekilde engellendi. Bu ironiye bir katkı da Hindistan Başbakanı’nın, Hindistan hükümetinin Keşmir’de Pakistan kontrolündeki bölüme yardıma hazır olduğu ifadesidir. Ama Hindistan hükümeti, Keşmir’in, kendisinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğü bölümündeki insanlara bile ulaşamadı.

Kaynak: World Bulletin
Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya