Keşmir sorununu çözmenin vakti geldi de geçiyor

Mumbai saldırılarından çıkarılacak en önemli ders şu: Keşmir gibi bölgesel sorunlar uluslararası çatışmaları etkileyecek kadar büyümeden çözülmeli

Mumbai kuşatması bitti, şimdi suçlu arama faslı başladı. Bu tehlikeli dönemin bölgesel ve uluslararası anlamda bir avantaj haline dönüştürülmesi gerekiyor.
Yapılması gereken ilk iş, Hindistan'ın bu en açık şehrindeki küstah ve kanlı baskının, saldırganların geldiği tahmin edilen Pakistan'la bir çatışmaya dönüşmemesini sağlamak. 2002'de Hint parlamentosuna düzenlenen cihat saldırısının ardından bu nükleer silahlı hasımların savaşa girmesine iki kez ramak kalmıştı.

Manmohan Singh'in hükümeti tüm kederine rağmen, Pakistan Devlet Başkanı Asif Zardari'nin barış mesajlarına yanıt vermeli. Bu trajedinin her iki ülkenin dinci sağının zaferine dönüşmesini önlemek için çok ciddi devlet adamlığı gösterilmeli. Teröristler Pakistan'da üslenmiş Keşmirli mücahit grup Leşker-i Tayyibe tarafından eğitilmiş olsa da olmasa da, İslamabad ülkede kontrolü tekrar eline alarak, asker ve casuslarının cihat oyunlarına karışmasını önlemeli. Pakistan askeri istihbaratı ISI'nin bazı unsurları, Afganistan ve Keşmir'deki İslamcı militanlara yardım etmeye kalkıştı ama işler kontrolden çıktı. Bu da Pakistan'ı şu an en az Hindistan kadar olumsuz etkiliyor. İki ülke elele verip bu belanın kökünü kazımalı.

Siyaseten bu Hindistan'ın tek Müslüman çoğunluklu bölgesi Keşmir'i 20 yıldır karıştıran sorunların ele alınması anlamına gelse de, çıkarılacak genel bir ders var. Bölgesel çatışmaların birbirine eklene eklene uluslararası bir çatışmaya dönüşmeden önce çözülmesi için, tam bir kararlılıkla üzerlerine gidilmeli.

Terörü yeniden tanımlamalıyız
Keşmir ve hatta İsrail'le Filistinliler arasındaki gibi sorunların ele alınması, çözülebilir meselelerle aşırılık yanlılarının manipülasyonların ayırt edilmesine yardımcı olabilir ve pan-İslamcı cihadın ezilmesi için gerekli meşruiyeti sağlayabilir. George W. Bush'un her yeri etkileyen taktikleri sadece İsrail ve Hindistan'da değil, Rusya (Çeçenistan) ve Çin'de (Xinjiang) bile bölgesel çatışmaların 'teröre karşı küresel savaş' başlığı altında yeniden sınıflandırılabilmesine yol açmıştı. Barack Obama'nın başkanlığa gelmesi bu gidişatı değiştirmek için bir fırsat.

Geniş, sağlam ve ABD liderliğindeki bir diplomatik atağa (meşru sorunlarla uğraşarak meşruiyet oluşturma) paralel olarak, terörizmin evrensel tanımını yine BM çizgisine çekmenin zamanı geldi:
Bunu silah olarak kullananların meşruiyetini elinden almak gerekiyor.
Bir tanım verelim: Terörizm, rasgele ve çoğaltıcı bir etkisi olacak şekilde tasarlanmış, sivillere karşı hedefli bir şiddet eylemidir. Ve bunu asla meşru kılınmamalı. (Başyazı, 30 Aralık 2008)

Kaynak: Radikal