Kerkük'ün tek taraflı ilhakına izin verilemez


Kerkük konusunda bir uzlaşmayı ciddi ciddi kovalamayan Iraklı Kürtlerin, bölgeyi tek taraflı olarak kendi yönetimlerine katması kabul edilemez. Kürtler, Kerkük nedeniyle yerel seçim yasasının altını oyarak Sünnilerle uzlaşmayı da engelliyor. Iraklı siyasiler sorunu derhal çözmeli

Irak'ta 2003'te meydana gelen Amerikan istilasından bu yana, petrol zengini kuzey kenti Kerkük, öncelik savaşa verildiği için büyük ölçüde göz ardı edilen ve beklemeye bırakılmış bir siyasi tehlike konumundaydı. Şimdi şiddet oranı epey azalmışken, Iraklı liderlerin kentin geleceği hakkında barışçıl bir biçimde karar vermemeleri için hiçbir gerekçe kalmadı. Bu kararı almamaları gerilimi çoktan artırmış durumda ve Irak'ın kırılgan toplumsal yapısını iyice delik deşik edip daha fazla kan dökülmesine yol açabilir.

Yarı özerk Kürdistan bölgesini yöneten Kürtlerin, eski başkentleri olarak gördükleri fakat Türkmen ve Arapların da evi olan Kerkük'ü tek taraflı bir biçimde ilhak etmelerine
izin verilmemeli. Irak anayasası Kerkük'ün statüsüne dair bir referandum sözü veriyordu, fakat bütün gruplar katılmazsa nihai bir çözüm bulunamaz. Kendilerine fazla güvenen Kürtler ve onların Amerikalı destekçileri ödün verilerek sağlanacak bir anlaşmayı ciddi ciddi kovalamış değil.

Sorun, Irak parlamentosu iki hafta önce Kerkük referandumunu bir kez daha erteleyen bir yasa çıkarınca (referandumun 2007 sonunda düzenlenmesi gerekiyordu) doruk noktasına ulaştı. Söz konusu yasa, Kürtlerin bölgenin il meclisindeki gücünü azaltan bir önlem de içeriyordu.

Kürtler, referandumun Kerkük'ün ve etrafındaki bölgelerin Kürdistan'ın parçası olduğunu tasdik edeceğine, böylece daha fazla petrol geliri kazanıp bağımsızlık amaçlarını ilerleteceklerine inanıyor. Diğer yandan, Türkmen ve Arap liderler kentin merkezi hükümet yönetiminde kalmasını istiyor.

Kürt parlamenterlerin meclis oturumunu boykot etmesi, seçim yasasının anayasa dışı kılınmasıyla sonuçlandı. Geçen pazar yapılan bir başka oturum da toplantı yeter sayısı sağlanamadığından dağılmak zorunda kaldı.

Sorun sadece Kerkük referandumuyla ilgili değil. Kürtler seçim yasasını rehin almaya devam edecekse, 2009 başında düzenlenmesi beklenen yerel seçimler de engellencek demektir. Bu seçimler Irak'ın siyasi istikrarı ve uzlaşma çabaları açısından hayati önemde; 2005 seçimlerini boykot etmelerinden bu yana azınlıktaki Sünni Araplara hükümette yer almak için ilk kez bir şans tanınacak.
Iraklı direnişçilere karşı Amerikan güçleriyle savaşarak kilit bir rol oynayan Sünniler, ülkenin
Şii ağırlıklı hükümetinin söz verdiği miktarda Sünni'yi güvenlikle ilgili görevlere kabul etmemesi nedeniyle zaten hırçınlaşmış durumda.
Kerkük üzerine ödün vermek teoride mümkün, fakat sadece BM böyle bir anlaşma sağlamaya yönelik ciddi bir çalışma içinde görünüyor. Bu durum kafa karıştırıcı; zira şiddetin ve Türkiye'yle gerilimin önünü almakta en çok menfaati bulunanlar Iraklılar, İran'la gerilimin artmamasında da Amerikalılardan daha fazla çıkarı olan kimse yok.

BM yönetimine girmesi gerekebilir
Iraklılar bu yılın başında bütçe, af ve bölgesel yönetimlerle ilgili yasaları çıkardıklarında, Saddam sonrası dönemdeki siyasi becerilerini ortaya koydular. Hayati önem taşıyan ama çıkmaza giren petrol yasasının yanı zıra azınlık hakları ve gücün yeniden dağıtılması üzerine yapılacak partiler arası pazarlığın, bütün etnik toplulukların kabul edeceği bir Kerkük anlaşması üretip üretmeyeceğini sınamaya değer.

Iraklı liderler bu meseleyi çözüme kavuşturamazsa, Kerkük'ü ve çevre bölgelerini Balkan savaşları sonrası Brcko için yapıldığı gibi BM yönetimine sokmayı düşünebilir. Tek zorunluluk, Kerkük'ün geleceğinin kanla çizilmemesi.

Kaynak: Radikal