ERBİL/KERKÜK- Eğer, Türkler'le Kürtler'in aynı coğrafyayı paylaşan "doğal akrabalar" olduklarına ilişkin "bilinen" sözlerden bıktıysanız, ya da olur ya, içinize bir "kurt" düştüyse, hemen, Kerkük'e bir bakın...
Kerkük, günümüz dünyasına dönük "açılım" gibi siyasi kavramların çok ötesinde, sizi, kökleşmiş, tarihe sırtını yaslamış ve insanların günlük yaşamlarına girmiş bir "akrabalık" ile karşılayacaktır...
Kürt asıllı meslektaşım Adnan Jaf, o pek güzel lehçesiyle konuşuyor Türkmence'yi... "Burada, Kürt'le Türkmen arasında hiçbir şey olabilemez. Çok denediler bak bunu... Yani Kürt'le Türkmen'i bölmek, ayrı cephelere koymak, sonra da Kerkük'ün hepsine sahip olmak isteyen çok çıktı. Buradaki Kürt ile Türkmen bu oyuna düşmedi. Niye?.. Benim dayım Türkmen'se, bir Türkmen'in amcası da Kürt... Kız alıp verme deriz ya, işte burada yaşanılan budur ve Kürtler'le Türkmenler'in birbirine silah çekmesi mesela, yeğenin dayısını öldürmesi demektir..."
Adnan Jaf'ın bu sözlerini Kerküklü Türkmen meslektaş Ali Mükerrem Kasapoğlu'nun şu sözleri taçlandırıyor: "Bizi rahat bıraksınlar. Kerkük'ün yerli Arap'ı da bu işten bıktı. Türkmen'le Kürt'ün hiçbir meselesi yok. Asırlardır bir arada barış içinde yaşamış, birbirine akraba olmuş insanları dışarıdan gelip birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar..."
Ama... Ortada bir gerçek var... Kerkük'ün Kürt ve Türkmen insanı birbiriyle akraba olmuş, Arap'la olmamış. Arap aileleriyle kız alıp-verme hemen hiç yok... Arap kendini çekmiş, Kürt'le Türkmen kaynaşmış...
İşte... Sözünü ettiğim "akrabalık" bu...
Irak'ın kuzeyindeki yolculuğumda karşılaştığım ve dünyanın hiçbir "açılımının" yerini dolduramayacağı bir gerçek: Akrabalık!..
ERBİL UMUTLU
Kürtler, Irak coğrafyasında çok çile çektiler... Dışlandılar... Arap milliyetçiliğinin doğrudan hedefi oldular. Özellikle İran-Irak Savaşı'nın ateşkesle durduğu 1988 yılı ile 1991 arasında kelimenin tam anlamıyla "soykırım"ın hedefi haline geldiler. Saddam Hüseyin'in diktatörlük rejimi, yaklaşık 300 bin Kürt erkeğini kelimenin tam anlamıyla "yargısız infazlar" ile yok etti. Halepçe başta 284 Kürt yerleşim birimine dönük kimyasal saldırılarda yüzbini aşkın masum insan öldürüldü. "Anfal" Kürtçe "soykırım" demek ve bu kelime bu coğrafyada tarih en acımasız anılarını canlandırıyor. Bu nedenle Kürtler -haklı olarak- Araplar'a karşı büyük bir güvensizlik yaşıyorlar.
Bu duygu, bu insanların bütün yaşamına, davranış biçimlerine damgasını vuruyor kuşkusuz. "Güven" duygusu çok zor bir kavram bir Kürt için...
Kürdistan Demokrat Partisi Uluslarası İlişkiler Bürosu Direktörü Sefin M. Dizaye'yi Türkiye'nin "demokratik açılımı"na duyduğu derin güven ile bulmak çok keyifli...
Türkiye'de 14 yıl partisini temsil etti Dizaye, bir kızımızla evlendi, "eniştemiz" oldu. Geçtiğimiz günlerde -Allah rahmet eylesin- kayınpederini kaybetmiş cenaze için Bursa'ya gittiğinde bölgede yaşayan ve acıyı duyan yöre Kürtler'inin de cami avlusunu, doldurduklarını görmüş...
Kürdistan Demokratik Partisi Merkez Komitesi Üyesi Dizaye'yi sarmalayan bir "akrabalık"tan söz ediyorum...
SİLAH SUSMALI
Erbil'in tam, Ahmet Türk başkanlığındaki DTP heyetini beklediği sırada sohbet ediyoruz... "Biz, Türkiye'deki bütün herkese bir tek şey söylüyoruz. Silahlar susmalı. Silahla hiçbir şey olmaz. Tam tersine, Türkiye'deki Türkler ve Kürtler'in, şu aşamada yaşanılan tüm demokratik gelişmelere en içten duygularla sahip çıkıp, destek olması gerekiyor. PKK, Türkiye'nin demokratikleşmesi için risktir. Oysa, bütün Kürtler'in, Avrupa Birliği üyesi olmuş tam demokratik bir Türkiye'ye ihtiyacı var. En azından burası için söyleyeyim, bizim ihtiyacımız var..."
"Gerçekçi politika" budur... Bu noktada, sözüm, "dağ kadrolarının büyüsünden" bir türlü kurtulamayan DTP içindeki "şahinlere..." (Duyduğuma göre Ahmet Türk'ü bile hayatından bezdirmiş durumdalar...) Kendinize gelin... Demokratik zemin güçlendikçe "cascavlak" ortada kalıyorsunuz... Kuzey Irak'a da sakın güvenmeyin... Kendi bünyesinde Ortadoğu'nun güçlü demokrasisini kurmaya çalışan ve bunu son seçimde de gösteren Kürdistan otonom yönetimi, artık silahların dışlandığı bir bölgeye dönüşüyor...
Benden söylemesi...
Kaynak: Star