Kendini kurşunlattıran haham !

Bölge gerilimden gerilime koşuyor. Bu gerilimlerin merkezinde şüphesiz İsrail var. İsrail merkezli gerilim hattı hiç soğumuyor. Bu gerilimler nedeniyle iki defa İntifada yaşandı. İkinci İntifadanın iki nedeni vardı. Arafat’la anlaşamayan Ehud Barak’ın ‘benden sonra tufan’ yaklaşımını benimsemesiyle siyasi buldozer Ariel Şaron’u Harem-i Şerif’e dalmasıydı. İkinci neden de gerilim üzerinden siyasi çıkışını yapmak isteyen Ariel Şaron’un buna teşne oluşu idi. ikinci İntifadanın fitilini tetikleyen husus, bin polis eşliğinde Şoron’un 28 Eylül 2000 tarihinde Harem-i Şerif’i basmasıdır. İkinci İntifada yaklaşık 2005 yılına kadar devam etmiştir. Zaman zaman üçüncü intifadanın ayak sesleri duyulsa da bu sesler kuvveden fiile çıkamamıştır. Üçüncü intifadanın şartlarının olup oluşmadığı sorulmakta ve yeni bir intifada beklentisi dile getirilmektedir. Bununla birlikte Ramallah yönetimi üçüncü bir intifadaya yanaşmamaktadır. Zira zamanla çıkarları gereği İsrail’deki kurulu düzenin bir parçası haline gelmiştir. Şaşırtıcı bir biçimde Mahmut Abbas İsrail’e üçüncü intifadanın olmayacağını taahhüt etmekte ve Arafat’ın zehirlenmesi sorumluluğundan da İsrail’i azat emektedir. Bu nedenle bugün Filistin’i yönetenlerin derdi Filistin olmayıp kendi varlıkları ve koltuklarıdır. Ama İsrail’in sefihleri ve çılgınları boş durmuyor. Tahrik üzerine tahrik yapıyorlar. Özellikle Arap dünyasının iktidar tutkunu kendi akılsızları veya sefihleri nedeniyle akıl tutulması geçirmesi ve kendi iç sorunlarına gömülmesi sonucu, İsrail tarafının çılgınları Mescid-i Aksa’nın statüsünü oldu bitti ile değiştirme derdine düşmüştür.

Şaron’dan 15 yıl sonra bu defa da İsrail’in çılgınlar mangasını temsil eden isimlerden birisi olan Kudüs Belediye Başkanı Nir Barkat, Şaron’a özenerek  Harem-i Şerif bölgesini yani Mescid-i Aksa’nın havzasını basmıştır. Bu bir gövde gösterisidir. İslam dünyasına meydan okumaktır. Barkat’ın  İsrail Parlamentosu Kenesset’in Ürdün’ün Mescid-i Aksa üzerindeki otoritesine son verip Mescid-i Aksa’yı tamamıyla ele geçirmeyi tartıştığı  oturumun ardından Mescid-i Aksa’ya baskın yapması fiili bir durumdur.

*

İsrail son sıralarda, Halil kentinde Halil İbrahim Camii’ne yaptığı gibi Mescid-i Aksa üzerinde de zamani ve mekani taksimat yapmak istemektedir. Buna göre, Mescid-i Aksa’nın alanı  paylaşılacaktır.  İkinci Camp David müzakerelerinin Kudüs’ün statüsüne düğümlenmesinin ardından çökmesinden sonra İsmail Cem böyle bir taksimat planını Arafat’a götürmüştür. Arafat ise kendisini aştığı gerekçesiyle bu teklifi ve planı reddetmiştir. Son yıllarda Harun Yahya cemaatiyle de (http://www.milligazete.com.tr/ koseyazisi/Mescid-i_Aksaya_sinagog_plani/16998#.VFIkfqs5nDc) yakın temas ve bağlantı kuran Yehuda Glick adlı haham da bu projeyi hayata geçirmek isteyenler arasında bulunuyor. İki yönlü bir proje yürütüyordu. İslami zemini yumuşatmak, sürekli baskınlar ve hamlelerle de zemini hazır hale getirmek. Baskınlar üzerinden oldu bitti ile Harem-i Şerif’in statüsünü değiştirmek. Harun Yahya grubuyla görüşmelerinde Haham Glick, Harem-i Şerif’in üç dinin de ekümenik alanı olması gerektiğini savunuyordu. Onun ötesinde Mescid-i Aksa’ya yönelik günlük baskınlarıyla da bunun fiili provasını gerçekleştiriyordu. Glick küçük bir menfez bile bulsa burasını kullanmaya ve dairesini genişletmeye çalışıyordu.

*

Bahse konu haham Glick, Mescid-i Aksa’ya yönelik planların merkezinde bulunuyor ve sürekli olarak gerginlik üretiyordu. Bu ürettiği gerginliğin veya akılsızlığın kurbanı oldu. Mescid-i Aksa’nın Nir Barkat tarafından basılmasının ardından bir suikasta uğradı. Mescid-i Aksa’yı Siyonistleştirme projesini gerçekleştirmek maksadıyla kurulan Mabet Dağının Bekçileri gibi bir takım kurumların başında olan Haham Glick Kudüs kentinde sıfır mesafeden motorsiklet kullanan bir silahlı kişi tarafından vuruldu. Meir Kahane gibi fanatiklerden birisi olan Glick 'su testisi su yolunda kırılır' misali oluşturduğu gergin atmosferin kurbanı olmuştur. Haham Glick’in ciddi olarak yaralandığı ama durumunun ise istikrarlı olduğu ileri sürülmektedir. Kendini kurşunlattıran eylemlere imza atmıştır. Yazar Necdet Sevinç’in bir kitabı var. Adı manidar: Yazarını kurşunlattıran yazılar. Glick'e de bu isim uyarlanabilir. Aşırı sağcı hamam Yehuda Glick de kendini kurşunlattıran eylemlere imza atmıştır.