Kemal Bey ve bir zihniyet sorunu

Referandumda ‘evet’ mi ‘hayır’ mı tercihine günler kala, ‘hayır’ taraftarlarının  İstanbul sokaklarına astırdığı bir afişte şöyle deniyordu: ‘Müslüman kadınların rahibe gibi giyinmesi için evet.’ 

12 Eylül’de yapılacak referandumun kıyafetle, başörtüsü ile hiçbir ilgisi yok. Olsaydı bile şu yapılan saygısızlığın dahası terbiyesizliğin izahı olamazdı. Bir siyasi partinin, hem de mübarek Ramazan günü kalkıp böyle bir afişi İstanbul sokaklarına asabilmesi için ciddi zihniyet sorunu yaşıyor olması gerekir.

Nitekim, Kemal Kılıçdaroğlu, bu afişlerin kendi partisi tarafından asılmış olmasına ihtimal vermediği için rahat rahat ‘provokasyon’ ihtimalinden söz edebilmişti. Şöyle diyordu:

“Bu afişleri kim astı? CHP Genel Merkezi’nin böyle bir şeyi yok. İstanbul İl Başkanımız suç duyurusunda bulunmuş. Mobese tespiti için de dilekçeyle başvurmuş. Daha önce anayasa ile ilgili afişler asılmıştı halen öğrenemedik? Ticari sır diye söylemediler. Biz AKP’nin yaptığı gibi trilyonları döküp kampanya yapmadık bir tane bilboardda bile afişimiz yok. Provokasyon. Üzülüyorum başbakana bir insan bu kadar zavallı duruma düşmemeli. Bunu yapanı ortaya çıkarmazsa bunun sorumlusu hükümettir, düzenleyen yapan hükümettir. CHP’li çıkarsa atarız. Bu olayın İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanması lazım. Kim gidip bilboardları donattı, parasını kim ödedi?”

İçişleri Bakanlığı çok geçmeden afişleri kimlerin astığını belirledi. Bakan Atalay, ‘’Biz bunu bulduk. Bu afişler CHP’li Avcılar Belediye Başkanı tarafından yaptırılmış. Nerede basıldığını bulduk, kime sipariş edildiğini bulduk, ne kadar bastırıldığını bulduk. Bu kişilerin hepsi konuştular. Bilbordlara asanlar da konuştular. Bunu yapan Avcılar’ın CHP’li başkanı”  diye konuştu.

Öyle anlaşılıyor ki, kanıtlar gayet net. Kemal Kılıçdaroğlu, suçladığı kimselerden özür dilemekten çekinmeyeceğini söylüyor.

Özür dilemek erdemdir. Siyasette ise alışık olmadığımız bir durumdur. Kemal Bey’in gerçek durumun ortaya çıkmasından sonra lafı hiç evirip çevirmeden özür dilemesi örnek bir tutum olur. Kendisini tebrik etmek gerek. Siyasetçiler de hata yapabilir, kamuyonu sehven yanıltabilirler. Önemli olan kamuoyundan ve ilgili herkesten özür dileyebilmiş olmasıdır. Bu Kemal Bey’i ve CHP’yi küçültmez büyütür.

Madalyonun bir yüzü budur.

Diğer yüzünde ise CHP içindeki zihniyet sorunu var.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmakta ısrar eden bu zihniyet partinin geniş toplum kesimleriyle sağlıklı bağlar kurmasına engel. Bundan bir süre önce de CHP’li bir parti üst yöneticisinin ağzından Hac farizasıyla ilgili olarak burada hatırlatmak istemediğimiz cümleler dökülmüştü. O sözleri de, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi anası bacısı duysa rencide olurdu.

İnsanların inançlarını sorgulayan, inançları alay konusu yapan bir zihniyetle kitle partisi olunamaz.

CHP yönetimi, muhtemelen, Avcılar Belediye Başkanı’nı partiden uzaklaştırdık, disiplin kuruluna sevk ettik, meseleyi hallettik tavrına girecektir. Ama iş o kadar basit değil. Kemal Kılıçdaroğlu bu sakat zihniyetli kadrolardan kurtulmadığı sürece siyasette varlık gösteremez.

Nitekim, CHP’li Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci, bu afişten ‘İstanbul il yönetimi’nin haberi vardı’ diyor.

Ne yapacaksınız şimdi?

Bu partide istisnayı teşkil eden hangisidir, bugün o afişi astıran ya da dün Hac ile ilgili o vahim sözleri söyleyen zihniyet mi yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi mi?


Kaynak: Star