Aslında kimse şaşırmıyor; sadece herkes şaşırmış gibi yapıyor. Silahlı Kuvvetler içindeki cuntaların hüdainabit gibi ortaya çıkmadığını, bir toplumsal kökeni ve dolayısıyla başka ortakları da olduğunu bilmez gibi davranıyoruz.
Oysa hepimiz biliyoruz ki askerler kendi başlarına bırakılsalar darbecilik işlerinde en azından bu kadar başarılı olamazlar. Siviller arasındaki darbe merakı ve kabiliyeti çok daha şayanı dikkattir.
Hatta Türkiye'de yönetimin sivillere bırakılmasına karşı olan sivillerin sayısı muhtemelen demokratik düzenle problemi olan üniformalılardan daha fazla.
Bunların bir bölümü üniversite kürsülerinden, bir bölümü de gazete ve televizyonlardaki kürsülerinden bu fikirlerini yayıyorlar. Çoğunu isim isim biliyoruz.
Dolayısıyla ordu içinde oluşturulan cuntalar kendi silah arkadaşlarından çok dışarıdaki bu "dost kuvvetler"e güvenerek yola çıkıyor olmalılar. (Bilemiyoruz, belki de birlikte aynı yola çıkıyorlardır...)
Zaten darbe girişimini başarıya ulaştırabilirlerse, mesela anayasa yapmak gerektiğinde iş bunlara düşecek
Bu bakımdan darbe ortamı oluşturulması yolunda "dost kuvvetler"in de üzerine düşeni yapması çok şaşırtıcı olmasa gerek.
Öyleyse cuntacıların siyasi iktidarı yıpratmak için lüzumlu saydığı haberlerin yayımı için seferber olan "yandaş medya"nın tavrına da şaşmamak gerekir.
***
2007 tarihli "Bilgi Destek Planı"nda yandaş medyaya servis edilecek "haber"lerin ayrıntıları bile belirlenmiş. Neredeyse spotları çıkarıp resim altlarını da yazıp vermişler.
Söz konusu planı hazırlayan muvazzaf subaylar, ne de olsa asker disipliniyle yetiştikleri için her şeyi eksiksiz biçimde detaylandırmışlar.
Ama bu kadar zahmete değer miydi, bilmiyorum. Kendilerine haber başlıkları servis edilen bizim meslektaşlar zaten leb demeden leblebiyi anlayacak cinsten insanlardır. Bu bir.
İkincisi bu gazetecilere haber konusu vermek
bile gereksiz. Onlar hangi haberin ne zaman "patlatılacağını" sizden iyi bilirler zaten!
Ne tür haberlerle iktidarın yıpratılacağını, ne tür haberlerin genç subayları tahrik edeceğini, ne tür haberlerin darbe ortamı oluşturulmasına katkı sağlayacağını herkesten iyi bilirler.
İnanmazsanız, 27 Mayıs'tan itibaren bütün darbelerin nasıl kotarıldığına bakın; söz konusu dönemlerin gazete manşetlerini bu gözle yeniden bir hatırlayın.
***
Kimi gazetecilerin cuntaya destek olmanın ötesinde cunta oluşumlarının bizzat içinde yer almasına bile şaşırmıyoruz artık.
Hatta bunların cunta içindeki rütbelerinin bazı muvazzaf komutanlardan yüksek olduğunu da biliyoruz.
Yani bizim meslektaşları da o kadar küçük görmeyin!
Karargâhtan manşet siparişi gelmiş de bizimkiler çaresiz istenileni yapmış, zannetmeyin.
Bazıları "emir veren" pozisyonda da olabilir.
Kaynak: Star