Karadavi ve ABD'nin gizli ordusu!

BAE'nin, Suriyeli mültecilerin Suriye temsilcilikleri önünde gösteri yapmaları üzerine göstericileri sınır dışı etme kararı alması Karadavi'nin konuyu minbere taşımasına yol açmış bu da Dubai Polis Şefi Dahi Halefan'ın doğrudan Karadavi'yi hedef almasına yol açmıştı.  Bu karşılıklı atışmalar bardağın dolmasına da taşmasına yol açtı. Halefan ölçüyü kaçırmış ve Karadavi'nin çocuk yaşta bir Cezayirli bayanı ayarttığını ve onu kaçırdığını ileri sürmüş ve ardından Müslüman Kardeşlerin fitne fesat cemaati olduğunu ve sübyancılık yapacak kadar kötü halleri olduğunu ileri sürmüştür. Burada tırmanan krizin en dikkat çekici hususlarından birisi, Türkiye'de kimi ulusalcılar gibi dünyanın en küresel devletlerinden birisini temsil eden Dubai Polis Şefi Halefan'ın Müslüman Kardeşleri Condoleezza Rice'ın doktrini olan yaratıcı kaosla İslam alemini altüst etme ve karıştırma ile çeki düzen verme planının parçası hatta uygulayıcıları olarak takdim etmesidir. Sanki Müslüman kardeşler Rice'ın işbirlikçisi!  Dubai Polis Şefi Halefan adeta Türk ulusalcıları gibi konuşmuştur. Lakin bunu söylemek için Dubai gibi yanlış bir yeri seçmiştir.  ABD yaratıcı bir kaosla düzenleri değiştirmek istese de nihayetinde kurmak isteyeceği yapı da Dubai gibi küresel bir modelden farklı olmayacaktır. Bundan dolayı Halefan ya ne dediğini bilmiyor ya da nerede olduğunu bilmiyor!  Arap Baharı ve Müslüman Kardeşlerin bu baharda öncü olmaları ve mevzi kazanmalarıyla birlikte şimşekleri üzerlerine çektiler. Bilhassa Katar hariç Körfez ülkelerinde İhvan aleyhtarlığı yeni dönemde tırmanışa geçti.  Halefan bir taraftan İhvan'ı BOP'çu  olmakla suçlarken diğer taraftan da İran gibi davranmakla ve kurulu düzenleri yıkmaya yeltenmekle suçlamaktadır.  İhvan'ı, Humeyni'yi örnek almakla suçlamıştır. Yeni dönemle birlikte, özelde Karadavi karşıtlığı, genelde ise İhvan karşıtlığı ayyuka çıkmıştır. Bu tartışmada Katar ile BAE karşıt modeller veya kutuplar olarak da tezahür ve tebarüz etmektedir. Sözgelimi, Dubai yanlısı ulema, Katar'ı selefi bir devlet ve Karadavi'yi de onun hizmetkarı olarak görüyor. Bundan dolayı 'Saddam'ın vaizi' olarak da bilinen Ahmet Kubeysi, Suriyelilerin sınır dışı edilmesine hak verirken veya bunu devletin tasarruf hakkı sayarken Karadavi'yi resmen selefi ve uydu üzerinden de İhvan'ın vaizi saymaktadır. Güya Karadavi genel mürşidin emrinde gezinmekte imiş.  Kısaca Karadavi'yi hedef alan sadece Halefan gibi resmi zevat olmayıp ulemayı rüsum olarak anılan resmi ulema da aynı şekilde Karadavi'yi hedef tahtasına oturtmuştur. Nedense Dubai'nin İhvan'a yönelik olarak hoş olmayan sicili kabarıktır ve sabıkaları vardır. Kubeysi gibi Iraklı olan Muhammed Ahmet Raşid de burada önce tutuklanmış ve ardından da sınır dışı edilmiştir. Muhammed Ahmet Raşid  dünya çapında İhvan'ın sayılı teorisyenlerinden birisidir. Buna rağmen Dubai gözünün yaşına bakmamıştır.  Bunun ötesinde Yusuf Karadavi'nin yıllardır Dubai'ye girişi de yasak kapsamında bulunmaktadır.  Ahmet Kubeysi ise BAE'yi modern bir devlet olarak tanımlarken aksine Katar'ı selefi bir devlet olarak tavsif etmiştir. Adeta modern zamanların Vehhabi devleti olarak takbih etmeye yeltenmiştir. Suriye rejiminin de en fazla ateş püskürdüğü ülke de yine Katar'dır.

Dubai Polis şefi Dahi Halefan, Karadavi'nin yakalanması için İnterpol'a müzekkere çıkaracağını söylese de bereket sonra geri adım atmıştır.  Kuveytli Tarık Suveydan, Karadavi'yi savunmuş ve alimler konuşurken askerlerin susması gerektiğini söylemiştir. Halefan'ın karalamasına karşı Karadavi'ye arka çıkmıştır.  Keza Karadavi ağırlığındaki bir alim hakkında bu tarz ileri geri konuşmalar yapılamayacağını ifade etmiştir. Bunun üzerine Halefan, Karadavi'yi bırakmış Tarık Suveydan'ın peşine düşmüştür. Kısaca Suriye meselesinden sonra Karadavi meselesi de yeni bir kutuplaşma aracı haline gelmiştir. Ahmet Kubeysi bu hususta Karadavi'yi kendisine benzeterek onu Katar'ın resmi hocası olarak tanımlamış. Lakin bununla birlikte en affedilmez tarafı ise ona göre İhvan mensubu oluşudur. Ahmet Kubeysi, İhvan ve Karadavi gibiler yüzünden Mısır'ın da Irak gibi parça parça olacağını öngörmektedir.   Son sıralarda Youtube üzerinden eriştiğimiz Aytunç Altındal konuşmalarında da Mısır'ın bölüneceği varsayılıyor. Lakin buradaki bölünme, Kubeysi'nin ifade ettiği gibi İhvan yüzünden değil Kıptiler yüzünden olacak. En azından Altındal'ın ifadeleri daha makul ve objektif.

Karadavi zamanla İhvan bünyesini hem fikren hem de örgüt olarak aşmasına rağmen Kubeysi onu sürekli olarak 'İhvancı' olarak damgalıyor. Alimlerin cemaat mensubu olamayacağını aksi takdirde tesirlerini kaybedeceklerini söylüyor. Elbette alimlerin cemaat mensubiyeti, hak namına olmalıdır ve onlar hakkı üstün tutarlar. Ahmet Kubeysi devlet işlerine karıştığını söylediği Karadavi'yi bu yönüyle Sistani'ye de benzetiyor. Daha da ileri giderek son dönemlerde dinazorlar gibi soyları tükenen Komunistler ve Baascılar gibi İhvan'ın da piyasadan silineceğini öngörüyor. Kimileri Arap dünyasında İhvan yüzyılından bahsederken Ahmet Kubeysi tersini görüyor ve söylüyor.

Bütün bunlar Karadavi farkını ortaya koyuyor. Karadavi'nin hasımları arttıkça tesir sahası daha da genişliyor.