Karabağ krizinde Rus parmağı

Ermenistan mı Azerbaycan mı?' sorusuna 'efendim, şey...' diye cevap vereceğini düşündüğünüz birçok insan bugünlerde 'Azerileri küstürmeyelim' diye ayağa kalkmış bulunuyor.

Sorsanız Azerbaycan'ın nerede olduğunu bilemeyecek kişiler bile 'Karabağ Türk torpağı' falan diyor.

Türk dünyasıyla ilişkilerde öteden beri hep bir 'Turancılık' kokusu alanlar 'İki devlet tek millet' ilkesinden bahsediyor bugünlerde.

Neymiş? Türkiye Ermenistan'la sınır kapıların açmak uğruna Azerbaycan davasından vazgeçiyormuş; işgal altındaki Karabağ'ın geleceği tehlikedeymiş.

Üstelik bir yandan Cumhurbaşkanı öbür yandan Başbakan Karabağ'ın işgali sona ermeden ve Bakü'nün rızası olmadan Ermenistan'la ilişkilerin normalleşmesinin söz konusu olmadığını açıkladıktan sonra bu 'yaygara' daha da arttı.

* * *

Aynı şey Azerbaycan'da da 'aynıyla vaki'.

Orada da hiç aklınıza gelmeyecek çevreler bu işin bayraktarlığını üstlenmiş görünüyorlar.

'Müsavat' gibi samimiyetinden emin olduğumuz bazı hareketleri hariç tutacak olursak, 'Türkiye bize sırt mı çeviriyor' kuşkusunu halkın gündemine taşımaya çalışan kesimlerin daha önceleri bu konularda hassasiyet gösterdiklerini hatırlayan yok.

Hatta şimdilerde bu kampanyaya öncülük eden kişi ve grupların 'Rus yanlısı' olduğu bilgisine sahibiz.

* * *

'Rus yanlısı' lafı geçtiğinde orada durmak lazım. Çünkü Rusya'nın 'bölge siyaseti'nin hedefleri malum.

Sovyetler'in dağılmasının ardından Azerbaycan ve Gürcistan Rus nüfuz alanından ayrılmak için harekete geçtiler. Daha batıdaki Ukrayna ve Moldova ile de işbirliği yaparak (GUAM) batı sistemi içinde yer almak üzere adımlar attılar. Onların batıya açılan kapısı Türkiye oldu, biliyorsunuz.

Ama Rus etki alanından bütünüyle kopmanın imkánsız olduğu zamanla görüldü. Söz gelimi başlangıçta GUAM ülkeleriyle birlikte hareket eden Özbekistan bu gruptan ayrıldı (GUUAM böylece tekrar GUAM oldu). Diğer ülkelerin başına gelenleri herkes hatırlıyor. Gürcistan ve Ukrayna hala karışık.

Azerbaycan'ı Rus nüfuzundan tamamen çıkarmak isteyen Elçibey'in yaşadıkları da unutulmadı. Karabağ'ın işgali de o günlerin eseri zaten.

Şimdiki cumhurbaşkanı Aliyev'in babası hem Moskova'daki eski dostlarını idare eden hem de ülkesinin batı sistemine entegrasyon sürecini sürdüren bir denge politikası izledi. O noktada da Türkiye'nin tam desteğini aldı.

Ancak bu süreçte özellikle Rusya'nın eski Sovyet ülkeleri üzerinde 'yumuşak güç' kullanma imkanının göz ardı edilemeyeceği görüldü. Bir de, bölgede Türkiye ile iyi ilişkileri olan ülkelerin nedense Rusya ile problem yaşamak zorunda kalmaları dikkat çekti.

Aslında bunu gayet doğal karşılamak gerekir. Zira bölgenin dünyaya açılan 'yegáne' kapısı Türkiye olduğundan Rus hegemonyasından kurtulmak isteyenlerin işbirliği yapmak isteyeceği ülke de burası oluyor. Rusya da bu yüzden bölge ülkelerinin Türkiye'ye yanaşmasını kendi çıkarlarına tehdit olarak algılıyor. Türkiye'nin bu ülkeler üzerindeki yeni yeni gelişmekte olan nüfuzunu zayıflatmak için elinden geleni esirgemiyor.

Bugün transkafkasya bölgesinde Rusya ile uyumlu bir bölge siyaseti uygulayan tek ülke Ermenistan.

Tesadüf mü?

Türkan Saylan'ın suçu ne!

Ergenekon soruşturması kapsamındaki yeni gözaltılar dolayısıyla bugünlerde şu lafı sıkça duyuyoruz: 'Türkan Saylan'ın ilişkilendirilmesiyle Ergenekon soruşturmasının amacından saptırıldı.' Hatırlıyorum, İlhan Selçuk gözaltına alındığında da aynı şey söylenmişti. '80 yaşında bir yazar bu işlere bulaşmış olamaz...'

Emekli paşalar için de aynı şeyler tekrarlandı. 'Koskoca paşa bu işlerin içinde yer almış olamaz!'

'Üniversite hocaları da bu işlerle ilişkilendiriliyor ya, pes doğrusu!'

'Böyle tanınmış bir sendikacının burada ne işi olabilir!'

* * *

Bu tür tepkiler verenler, eğer samimiyseler, şu gerçeği gözden kaçırıyorlar:

Ne yazık ki darbe yapıp Hükümeti devirme işleriyle ilgilenenler genellikle toplumun itibarlı kesiminde yer alanlar arasından çıkıyor. Kendi halinde bir işçi, sıradan bir memur ya da mahalle esnafı halkın seçtiklerini beğenmeyince 'bu işi darbe çözer' diye kolları sıvamıyor.

* * *

Ama eğer bu tepkilerin sahipleri 'Ergenekon adı altındaki darbeci yapılanmalar temizlensin, ama bu işlere bulaşmış olan bazılarına dokunulmasın' diyorlarsa, ona söyleyecek sözümüz yok.


Kaynak: Star