K. Irak açılımı

Geçen yıl bu zamanlarda Türkiye Dışişleri Bakanı'nın kalabalık bir heyetle Erbil'e gideceğini, ellerinde Türk bayrağı sallayan Kürt halkı tarafından coşkuyla karşılanacağını, Mesud Barzani başta olmak üzere Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) liderleriyle görüşmelerde bulunacağını kim tahmin edebilirdi?
O dönemde Ankara ile Erbil arasında büyük bir gerginlik hüküm sürüyordu. Zaman zaman PKK hedeflerini bombalamak için Kuzey Irak'a karşı operasyonlar düzenlenirken, Türk ve Kürt yetkililer arasında sert bir söz düellosu cereyan ediyordu.
Öylesine gergin bir ortamdan şimdiki yakınlaşma sürecine girilmesinde, Ankara'nın akılcı ve pragmatik bir strateji uygulamasının büyük payı var. Gerçekten Türk hükümeti, Kuzey Irak'ta üslenen PKK teröristlerinin kanlı saldırılarının yarattığı öfke ve infiale rağmen, bu stratejisini soğukkanlılıkla sürdürmeyi başardı.
Nitekim TSK sınır ötesi operasyonlarını sürdürürken, Türk diplomasisi de başta ABD'nin, daha sonra da -özellikle ABD'nin de baskısıyla- Kürt yönetiminin desteğini sağlayabildi. Bu destek, aynı zamanda Türkiye'nin ABD ile olduğu gibi, IKBY ile de ilişkilerinde bir rahatlamaya yol açtı.

Nasıl gerçekleşti?
Bugünkü noktaya, askeri destekli bir dizi diplomatik ve siyasi girişim sayesinde varılabildi. Hükümetin son "Kürt açılımı" da bu zincirin önemli bir halkasını oluşturuyor. Nitekim Davutoğlu'nun Irak ziyareti sırasında, bu son hususun ne kadar etkili olduğu da ortaya çıktı.
Aslında Ankara ile Erbil arasındaki yakınlaşma, iki tarafın da ilişkilerde yeni bir sayfa açmakta kendi çıkarları açısında yarar görmelerinin sonucudur.
Türkiye için Kuzey Irak'ta üslenen PKK'nın tasfiye edilmesi, gerek güvenlik gerekse siyasi bakımdan en önemli hedeftir. Bunun gerçekleşmesi için uygulanacak stratejide IKBY gerçeğinin göz ardı edilmesi mümkün değil. Bölgesel yönetimin ve halkının desteğini sağlamak bu bakımdan önem taşıyor. Nitekim şimdi varılan noktada Kürt liderleri, PKK'ya karşı cephe alıyorlar, terör yuvalarının tasfiyesine destek vermeyi taahhüt ediyorlar.

Neden gerekli?
Irak'ın federal yapısı ve mevcut anayasal dengeleri dikkate alındığında, sınırdaş bölge yönetimiyle iyi ilişkilerin kurulması Türkiye'nin çıkarınadır.  Aksine, Kuzey Irak ile gerginlik ve sürtüşme Türkiye'nin yararına olmaz. ABD'nin Irak'tan çekilmesinden sonraki tehlikeli olasılıklar hesaba katıldığında Türkiye'nin IKBY ile iyi bir diyalog içinde olması zorunludur.
Aynı şekilde IKBY'nin yönetimi için de Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmak menfaati gereğidir. Hem siyasal, hem ekonomik avantajları açısından... Kürt liderler bunun için PKK konusunda Türkiye'ye destek vermek zorunda olduklarını anlamış görünüyorlar.
Şimdi bütün mesele, bu Kuzey Irak açılımının nasıl gelişeceğidir. Barzani yönetimi, PKK ile ilgili taahhütlerini yerine getirebilecek mi? Kuzey Irak'ta PKK'nın tasfiyesi gerçekleşecek mi?
Yeni süreçte önemli bir sorun da Kerkük'ün geleceğidir. IKBY'nin bu konudaki görüşleri ve emelleri belli. Bunda geri adım atıp bir esneklik gösterecek mi?
Evet, Ankara ile Erbil arasında yeni bir sürecin başlaması umut verici bir gelişmedir. Ama bu yolda önemli engeller de var.
Bunların aşılması için, her şeyden önce karşılıklı güven gerek. Bunun sağlanması da başlı başına bir iş...

Kaynak: Milliyet