İsyana şaşmamalı!

Hazindi. Abesti. Tümüyle uçmuştu. Suriye’deki bin ölü, Devlet Başkanı Beşşar Esad’a göre herkesin malumu olan Arap hayvanına kurban gitmişti: Komplo, entrika, ‘dış mihrak’, yani (alaşağı edilmeden önce) Mübarek’in ve Bin Ali’nin ve (yaralı bir hayvan gibi def edilmeden önce) Salih’in ve sözüm ona hâlâ Kaddafi ve Halife ailesi ve tabii Beşşar Esad’ın karşısındaki aynı alçak düşman.

Binlerce yas tutan insanın; oğulları, kardeşleri ve amcaları (ve karıları, kızları ve anneleri), Esad’ın silahlı Alevi haydutları ve erkek kardeşi Mahir’in özel kuvvetleri tarafından vurulup öldürülen on binlerce Suriyelinin ‘ulusal diyaloğu’, ‘birkaç günlük istişari toplantıları’, ‘diyaloğun başlaması için gereken mekanizmaları’ tartışacak yüz ‘şahsiyetin’ arasındaki sohbetlerle yatışacağı düşüncesi, sadece küstahlık değil; diktatörlerin içinde yaşadığı ‘sessizlik denizinin’, Esad’ın yönettiğini iddia ettiği insanların hayatlarından ne kopardığının da işareti.

Aşırılıkçılar kandırmış
Esad, Suriyelilere müsterih olmalarını söylüyor. Orduya güvenmelerini istiyor. “Onlar sizin kardeşleriniz. Hükümete güvenin” diyor. Evet, Esad Suriye’yi yolsuzluktan temizleyecek –babasıyla birlikte iktidarları boyunca yaklaşık 22 kez söz verdikleri gibi. Genç Beşşar, zaten beş yolsuzlukla mücadele kampanyası düzenledi –ve ancak geçen hafta zalim kuzeni, milyar dolarlık iş akitlerini bırakıp kendisini hayır işlerine vermeyi kabul etti. Hayır işi! Şam’da protestocuların isyan ettiğine şaşmamalı. Bu sadece inanılmaz değil, yaşayanlara ve ölenlere yönelik de bir hakaretti.

Ardından tehditler geldi. Kan dökenlerin peşine düşülecekti –sanki Suriye’deki insanlar bunun ne anlama geldiğini bilmiyormuş gibi. Halife Beşşar tarafından evlerine dönmeye davet ediliyorlardı; orada o kibar silahlı adamlar ve işkenceciler, onları cesur güvenlik güçlerine saldırarak hayatlarını çekilmez hale getiren ‘sabotajcılardan ve aşırılıkçılardan’ koruyacaktı (sivillere işkence yapmaktan arta kalan zamanlarında, ki elbette Esad bunu söylemedi).

Ve o şahane cümle de arzı endam ediverdi: Protestocular, aşırılıkçılar tarafından kandırılmış; Müslüman Kardeşler’in 1982 isyanının -ki o isyan da Esad’ın, elbette Londra’da mutluluk içinde ikamet etmeyi sürdüren amcası Rıfat’a bağlı Suriye birlikleri tarafından acımasızca bastırılmıştı- karanlık kalıntısını temsil eden silahlı adamların ‘kalkan’ olarak kullandığı salaklardı.

Tarihin tekerrürü
İşte bu acayip. Kalabalık içindeki ‘silahlı adamlar’ ve sivilleri ‘kalkan’ olarak kullanan ‘teröristler’ sivilleri öldürdüğünde İsrail ordusu tarafından propagandası yapılan, bir efsanedir. Keza Cezayir’deki Fransız ordusu, Kuzey İrlanda’daki Britanya ordusu, Afganistan’daki NATO güçleri tarafından da. Bizim Beşşar da kimi örnek alacağını iyi biliyor!

Aynı eski oyundu işte. İnsanlar masum, bihaber, yabancı sabotajların oyuncağı; feleğin çemberinden geçmiş Esad da sadece Suriye’yi düşmanlarından kurtarmak istiyor. Ve Suriye’deki silahsız insanlar, bu saçmalığı reddetmek için tekrar sokaklara döküldüğünde şaşırmamız bekleniyor. (21 Haziran 2011)


Kaynak: Radikal