İstanbul camili bir Liverpool gibi!

Batı'nın bakış açısından Türkiye ve AB üzerine çok şey yazıp çizildi. Batı'dan bakıldığında Türkiye Asya'nın başladığı yer. Avrupa'dan İstanbul'a ulaşan Batılılar, kapıları bu kentin durduğu noktada açılan toprakların 'Başkalığı'yla kafa karışıklığı yaşıyor. Burada Batı'yı terk ettiğimizi hissediyoruz.

Türkiye'ye Ortadoğu'dan girdiğinizdeyse öyle hissetmiyorsunuz. Suriye'yi çok sevdim -büyülü, farklı-, fakat ülke ve halkı gizemli görünüyordu. Türkiye'ye geçtiğimizdeyse hepimiz bir şekilde eve döndüğümüzü sandık.

Yol işaretleri vardı; sürücülerin uyduğu trafik ışıkları; yazıları okuyabiliyordunuz; mekânlar ve yüzler bize açık görünüyordu; kadınlar başları açık halde, tek başlarına yürüyordu; dükkanlar ve evler gayet orta sınıf görünüyordu. Trenden baktığımda (küçük yeşil tarlalar, derli toplu istasyonlar, şapkaları ve düdükleriyle istasyon şefleri) dürüstçe Macaristan'da olduğumu söyleyebilirdim. Ailemle 1974'te gittiğim İspanya Üçüncü Dünya ülkesini daha fazla andırıyordu.

Türkiye'nin AB'ye katılım şansını bir kalemde silip atmadan önce insanlar bu ülkeyle ilgili neyin yabancı olduğunu değil neyin tanıdık olduğunu fark
etmeli. Bir de öbür taraftan Türkiye'ye adım atmayı deneyin. Asya'dan
gelince İstanbul camileri olan bir Liverpool hissi veriyor. (21 Mayıs 2009)

Kaynak: Radikal