Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Şam'la Tel Aviv arasında arabuluculuk rolünü oynamasının kolaylaşması için Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinin iyi olması gerektiğini söyleyerek, hem Türklere hem de Araplara sürpriz yaptı. Esad, "Türkiye İsrail konusunda bize destek olmak istiyorsa bu devletle iyi ilişkilerinin olması gerekir. Aksi takdirde Türkiye barış girişiminde nasıl rol oynayabilir?" diye konuştu.
Suriye devlet başkanının söyledikleri doğru. Zira Türkiye'nin bugün İsrail'le ilişkilerini gererek topladığı halk desteği, barış girişiminde ve İran konusunda rol oynamak istemesi durumunda kendisine yarar sağlamayacaktır. Özellikle de Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın İran'ın nükleer programı konusunda Batı'nın veya Arapların tutumuna aykırı bir yaklaşım ortaya koyması birçokları için sürpriz oldu.
Hatta bu açıklamalar Türkiye'nin eğilimlerine dair endişeleri körükledi. Zira Türkiye İran'ı savunur gibi görünerek orta noktada durmayıp bizzat taraf haline geldi. Arap ülkeleri Türkiye'nin açıklamalarına açıkça itiraz etmeyecektir, ancak Ankara'nın niyetlerinin doğruluğundan ve bölgenin sorunlarına müdahale etmesinin yararından her zaman kuşku duyacaktır.
Türkiye'nin gerek Gazze'deki gelişmelere, gerekse de İsrail'in barış girişimi konusunda inat etmesine karşı ortaya koyduğu tavır, hayal kırıklığı içindekilerin safına geçmesi gerektiği anlamına gelmez. Zira siyasette hayal kırıklığı olmaz; aksine zorlu meseleler ve çıkarlar vardır.
Hayati kararlar çoğu zaman halk tarafından desteklenmez. Siyasetçilere düşen, kamuoyunu çıkarlar konusunda aydınlatmaktır. Türkiye'nin, en belirgini AB projesi olmak üzere, olumsuz yönde etkilenmemesi gereken önemli çıkarları var. Batı'yla Araplar arasında köprü olmak da bu projenin bir parçası. Dolayısıyla Esad Türklere nasihatte bulunarak çok iyi yaptı.
Türkiye bölge sorunlarında halk desteğine sahip olmaktan ziyade yardım eden bir taraf haline gelmek istiyorsa, tek seçeneği İsrail dahil herkese açılmak. Bu durum kendisini İsrail'in kucağına atması gerektiği anlamına gelmez. Tıpkı İran'ın kucağına atması anlamına gelmeyeceği gibi... Araplar halk desteği arayan ve sadece slogan yineleyen çok sayıda lideri zaten gördü. (Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, genel yayın yönetmeni, 10 Kasım 2009)
Kaynak: Radikal