İsrail'in gözüyle Arap devrimi

İsrail’in Arap Devrimi (devrimleri) ile ilgili değerlendirmesi merak ediliyor. Gerçekten de İsrail,  Arap devrimlerine nasıl bakıyor?  Bunun tespiti Arap devrimlerine bakışı da netleştiriyor veya kolaylaştırıyor.  Adeta İsrail’in bakışı çokları için turnusol kağıdı gibi. II. Abdulhamid Han’dan menkul bir söz vardır.  “Rus elçisini (İgnatiev) çağırır ve onunla siyasi konular üzerine hasbihal ederim ve sonunda onun fikrini aldıktan sonra tam tersini yaparım.”

Bu bakış açısına göre, Rusların zıddını yapmak Osmanlı devletinin çıkarlarını sağlama almak olarak görünmektedir. Lakin adam II. Abdulhamid Han’ın reflekslerini öğrendi ve kanaatinin tam tersini izhar ediyorsa bu durumda nasıl hareket edilecekti? Bu iş biraz da “eşlerinize danışın ve sonra da tam tersini yapın” sözüne benziyor.

İsmet İnönü de bazı yönleriyle II. Abdulhamid Han’a benzetilir. Kuruntu veya ihtiyatı nedeniyle! İsrail kurulduktan sonra ya cumhurbaşkanlığı ya da sonraki başbakanlığı devresinde Ortadoğu meselelerinde İsrail Büyükelçiliği Müsteşarını çağırır ve onun görüşünü aldıktan sonra politikasını oluştururmuş.  II. Abdulhamid gibi tersini değil düzünü yaparmış. Başkaları kendi adına düşünürken ne diye gayret sarf etsin ve kendini yorsun! Zahmete katlansın! İsrail’in gözlüğüyle Ortadoğu’yu seyretmek ve okumak varken onca zahmete katlanmak niye?  Peki, İsrail Arap Devrimine nasıl bakıyor?  The Washington Post’a konuşan İsrail Başbakanı Netanyahu, Devrimin veya devrimlerin Ortadoğu’da istikrarsızlığı baltaladığını ve barış ihtimalini daha da zora soktuğunu savunuyor İlk yorumu bu ve bu yorumundan İsrail’in gelişmelere hazırlıksız yakalandığı ve panik hali yaşadığı anlaşılıyor.  İsrail her şeyden nem kapar ve dolayısıyla çok fazla komplo ile anılsa bile tabir caizse kendi komplolarından bile korkar! Anlayacağınız sağlıklı bir yapısı yoktur.  Bundan dolayı sağlıklı bir bakış açısı, analizi ve ona dayalı hareketi de yoktur.

*

Netanyahu’ya göre, Arap devrimleri İsrail-Filistin barışını zora sokmuştur. Netanyahu ve ortakları daha önce de muhatap bulamadıklarını söylerlerdi. Mahmut Abbas aradıkları tarzda birisi olsa da onu da cılız ve zayıf olarak nitelendirirler. Oynamaya gönlü olmayan gelin ‘ yerim dar’ der hesabı. İsrail de muhakkak ki bir kulp buluyor. Netanyahu’nun konuşmuş olduğu Washington Post gazetesine göre, Netanyahu Arap Devriminden endişeli. İşkilleniyor. Bilinen denklem bilinmeyen denklemle değişiyor. Dolayısıyla gelecek belirsiz. İsrail nükleer alanda ve benzeri konularda belirsizlik politikası izlese de karşı tarafın belirsizleşmesi kendisini fazlasıyla endişelendirir. 

Savunma Bakanı Ehud Barak ise Ahmet Davudoğlu ve Ferid Zekeriya gibi Arap Devrimini bir depreme ve tsunamiye benzetiyor.  Dolayısıyla İsrail’i de önüne katıp süpürebileceğini ifade ediyor. Bundan dolayı ellerini çabuk tutmaları gerektiğini savunuyor ve barış atağına geçmeyi tavsiye ediyor. Ancak karşı dalganın böyle durdurulabileceğini öngörmektedir. Tedarikli olmazlarsa bu halk hareketlerinin ve Arap Devriminin İsrail’in meşruiyetini tamamen silip süpüreceğini öngörmektedir. Dolayısıyla bu ihtimale karşı barış ataklarıyla ön alınması gerektiğini savunmaktadır.

*

2011 yılında İsrail 1991’dekine benzer bir durum ve konumla karşı karşıya. Saddam’ın Kuveyt’ten sürülmesiyle birlikte Arap-İsrail mücadelesi Arap-Arap eksenli bir karaktere büründürülmüş ve baba Bush da durumdan bilistifade Madrid’de Araplarla İsrail’i buluşturmuştu. Lakin İsrail cephe halinde Araplarla barış buluşmasına sıcak bakmamış ve barışa teker teker gelmelerini istemişti. Sonrasında demir tavında dövülmediği için fırsat kaçmış ve İsrail sadece 1993 yılında FKÖ ile Oslo Barış Antlaşmasını yapabilmiş ve bir sene sonra da Ürdün’le Vadi-i Araba antlaşmasını imzalamıştı. Lakin bölgedeki barış atmosferi yayılmamış ve 2000 tarihinde İkinci İntifada ile birlikte kazanılanlar da berheva olmuştu. Lakin doğrusunu söylemek gerekirse, 2011 İsrail için 1991’in çok gerisinde ve  zaman İsrail’in aleyhinde işlemektedir.  Netanyahu’nun korkularına rağmen İzak Rabin’in kızı ve oğlu eski genelkurmay başkanı, eski Mossad ve Shin-Bet başkanları zamanın İsrail aleyhinde işlediği için bir an evvel barış maratonunu başlatmasını tavsiye ediyorlar.  Aksi takdirde, onlara göre insiyatif kaçırılırsa Arap Devrimi olgunlaştığında İsrail’i rüzgarı önünde silip süpürebilir.