İsrail'in doğalgaz bulmasının etkileri nelerdir?

Houston merkezli Noble Enerji 29 Aralık 2010 tarihinde, Akdeniz’de, İsrail’in Hayfa limanının seksen mil açıklarındaki arama sahasında “önemli bir doğalgaz yatağı keşfedildiğini” açıkladı. Şirkete göre son yapılan ölçümler, 16 trilyon feet küp’e  (tcf) doğalgaz bulunduğunu söyleyen ilk tahminleri doğruluyor yani on yıl zarfında denizde yapılan en büyük keşiftir bu ve İsrail’in toplam doğalgaz rezervini 26 trilyon feet küp’e çıkarmaktadır. Bu keşif, dünyanın kanıtlanmış doğalgaz rezervine yüzde 0.4’ten daha az bir ilavedir ancak İsrail ekonomisine önemli bir destektir - ve doğrusu bu sahanın ve Doğu Akdeniz’de bulunacak muhtemel diğer sahaların işletilmesi, İsrail’in ve komşularının ekonomik varlığını çarpıcı şekilde değiştirecektir.

İsrail üzerindeki potansiyel etkileri

Akdeniz sahasının kıymetini tam olarak takdir etmek için iki ya da üç kuyu daha açılmalıdır fakat yakınlarındaki Tamar doğalgaz sahasının (2009 yılında dünyada keşfedilmiş en büyük sahadır) yaklaşık iki katı büyüklüğünde olduğu daha şimdiden tahmin edilmektedir. Akdeniz’in potansiyel zenginlikleri, 2010 Mart ayında Akdeniz havzası hakkında yayınlanan U.S. Geological Survey (USGS) raporunun itibarını artırmaktadır. Daha önce yayınlanmış jeolojik bilgileri, ticari petrol ve doğalgaz verilerini kullanan USGS, Ürdün Nehri’nden batıya, denize doğru yani İsrail’den Batı Şeria, Gazze, Lübnan ve Suriye’ye dek uzanan alanda 122 trilyon kübik feet doğalgaz ve 1.7 milyar varil petrol olabileceğini kaydetti. (Bu sayılar müthiş görünse de dünyanın ispatlanmış doğalgaz rezervinin yüzde 2’sinden azını, ispatlanmış petrol yataklarının ise yüzde 0.1’den fazlasını temsil ettiğini söylemelidir.)

Şu an İsrail elektrik üretimi için kömür ithal ediyor; güney limanı Aşdod’un 25 mil açıklarındaki Mari-B sahasından çıkarılan doğalgaz ise 2004’ten beri elektrik üretimine takviye yapıyor.  Doğalgazın büyük bir kısmı deniz altından Aşdod yakınlarına uzanan boru hattıyla Mısır’dan geliyor. Akdeniz sahasının yarattığı heyecana rağmen İsrail, Dead Sea Works ve Hayfa rafinerisi dâhil çeşitli sanayi kuruluşlarının ihtiyaçları için Aralık ayında Mısır’la yirmi yıllık doğalgaz alım sözleşmesi imzaladı.

Akdeniz sahasındaki kaynaklar teyid edilirse, üretim de 2016’ya kadar başlayabilecektir. Bu senaryoya göre, İsrail net enerji ihracatçısı olabilecek her ne kadar benzine çevirmek ve diğer ihtiyaçlar için halen petrol ithal etmek durumunda olacaksa da. Enerji bağımsızlığı varsayımı bir yana, İsrail, kendi sahasındaki doğalgazı kullanarak yılda 4 milyar dolar tasarruf edeceği gibi yurt içi üretimi de desteklemiş olacak. Bol miktarda hidrokarbon arzı, yeni sanayilerin gelişimine de yol verebilir. Ancak İsrail, yeni keşfin faydalarını devşirmeye başlamadan evvel şu an çeşitli problemlerini çözmek durumundadır.

İşletme payları ve vergiler

Mevcut İsrail kanunlarına göre vergi muafiyeti ve düşük işletme payları, kendi doğalgaz sahalarına sahip enerji şirketleriyle kıyaslandığında İsrail’in nispeten düşük gelir elde ettiği anlamını taşır. Tamar sahasını geliştiren ortaklar İsrail hükümetinin bu sistemi değiştirme teşebbüsüne direniyorlar ki doğalgazın pompalanmasını geciktirebilir. Noble Enerji bu ortaklar arasında yer alıyor ve bu meselede ABD yönetiminden destek görüyor. Sonuç itibariyle,  hâsıl olan ticari belirsizlikler diğer sahaların işletilmesini de etkiliyor.

3 Ocak’ta, İsrail hükümetinin atadığı bir uzmanlar heyeti devletin doğalgaz ve petrol hissesinin yüzde 30’dan yüzde 52 ve yüzde 62’ye çıkarılmasını, üretim hissesinin yüzde 12.5 olmasını önerdi. İsrail meclisinin onaması gereken bu tavsiyeler, üretime 2014’ten önce başlandığı takdirde, Tamar sahasına vergi kolaylığı da içeriyor. Noble’ın İsrailli ortağı Delek Enerji ülkenin enerji sektörüne onarılmaz bir darbe vuracağını söyleyerek heyetin tavsiyelerini eleştirdi.

Çetrefilli deniz sınırları

BM Deniz Hukuku, deniz kaynaklarının kullanımına yardımcı olmak üzere, devletlere münhasır ekonomik bölgeyi sahilden 200 deniz mili ötesine kadar genişletme izni veriyor. Ülkeleri ayıran mesafenin 400 deniz milinden daha az olması halinde   ise eşit uzaklıkta bir sınır çizmeleri bekleniyor. Örneğin, İsrail Aralık ayında Kıbrıs’la arasındaki sınırı belirlediği böyle bir anlaşma imzaladı. Akdeniz ve Tamar doğalgaz sahaları İsrail’in münhasır ekonomik bölgesi içerisinde yer alıyor; diğer arama sahaları ise kıyılara daha uzak bir mesafede yer alıyor.

Ancak İsrail, Lübnan’la sorun yaşayabilir; hükümetteki Hizbullah grubu, son keşiflerin Lübnan karasularında yapıldığını iddia etti. İsrail bu iddiayı reddetti. Beyrut evvelden Kıbrıs’la bir deniz anlaşması imzalamıştı ama Lübnan Meclisi henüz o anlaşmayı onaylamadı, ki durumu daha da karmaşıklaştırmaktadır. Akdeniz’deki keşfin büyüklüğü hakkındaki haberler Kahire’nin de protestolarına neden oldu. Kahire, Mısır’ın münhasır ekonomik bölgesini ihlal etmediğinden veya Mısır’ın Kıbrıs’la imzaladığı kendi sınır anlaşmasını ihlal etmediğinden emin olmak için doğalgaz sahasının sınırlarını yakından takip edeceği uyarısında bulundu.

Bu arada, Türkiye, adanın İsrail’le imzaladığı anlaşmayı hükümsüz sayarak Kıbrıs hükümeti üzerinde ilave baskı kurdu. Ankara, 1974’ten beri Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında ikiye ayrılmış olan adanın bölünmesine ilişkin nihâi bir çözüme varılana dek, imzalanan böylesi anlaşmalara itiraz ediyor. Resmi bir Türk demecine göre, “adanın deniz sahasında Kıbrıslı Türklerin hak ve kaza yetkileri var.” (Noble Enerji, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesindeki onbir arama blokundan birini işletme ruhsatına sahip. Fakat işe henüz başlanmadı.)

Filistin bölgesine gelince, Gazze açıklarında 2000 yılında bir doğalgaz yatağı keşfedildi. İsrail eski başbakanı Ariel Şaron Gazze açıklarında bulunacak her hangi bir doğalgazın, bir barış anlaşması imzalanana dek İsrail topraklarına sevk edilmesinde ısrar etti. Hamas’ın 2007 yılında Gazze’yi ele geçirmesi mevcut duruma eklendi ve sonuç olarak da doğalgaz sahasının işletilmesi bir kenara bırakıldı.

Zor pazarlar, süren arama çalışmaları

İsrail kazara kendisini Akdeniz’deki sahayı işletir ve doğalgaz ihraç eder bir durumda bulsa bile çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya gelecektir. Küresel ekonomik krize (doğalgaz talebinin düşmesine neden olmuştur) ve ABD’de şeyl gaz üretimindeki patlamaya bakınca, dünyada bir gaz fazlası var. İlave olarak, Doğu Akdeniz’deki yerleşik doğalgaz ihracatçısı, ispatlanmış 77 trilyon kübik feet doğalgaz rezervi olan Mısır’dır. (İsrail’in tahmin edilen rezervlerinin üç katı daha büyüktür.) USGS raporuna göre Mısır’ın Nil havzasındaki rezervi 223 trilyon kübik feet olabilir. Ayrıca, Kahire yerleşik bir ihracatçıdır.  İsrail’e de doğalgaz verdiği boru hattı üzerinden 2009 yılında Ürdün, Lübnan ve Suriye’ye ihracat gerçekleştirdi. Mısır, özel inşa edilmiş liman tesisleri ve gemileri kullanarak Kuzey ve Güney Amerika’ya (ABD, Avrupa, Çin ve Japonya dâhil) sıvılaştırılmış doğalgaz sevketti.  

İsrail’in potansiyel ihracat seçenekleri var fakat hepsi de büyük teknik ve siyasi sorunlar taşımaktadır. Deniz altından uzanacak bir boru hattıyla Yunanistan muhtemel bir pazar olarak ele alınmaktadır; bir diğer pazar Hindistan’dır; Rus devi Gazprom iş ortaklığı teklif ediyor. İsrail’in elindeki en uygun seçenek, doğalgaz fazlasını Mısr’daki tesisleri kullanarak sıvılaştırmak ve ihraç etmektir.

En mantıklı vergi rejimi ve ticari seçenekler hakkında İsrail’in vereceği kararlar, bölgede diğer keşiflerin yapılması ihtimalinden dolayı gitgide zorlaşacak. Hem Akdeniz’de hem de kıyıya yakın yerlerde başka arama sondajları da sürüyor. Örneğin, Kanadalı Adira Enerji denizde petrol ararken kuzey İsrail’de Hula Vadisi’nde de – ki USGS’in değerlendirmeye aldığı Akdeniz havzasında yer almaktadır - doğalgaz arıyor.

Washington büyük itina göstermelidir zira bu gelişmeler Amerikan şirketleri için fırsatlar sunmakta ve Amerikan müttefikleri arasında sürtüşme potansiyeli taşımaktadır. Şimdiye değin keşfedilen doğalgaz miktarı dünyayı değiştirecek gibi görünmüyorsa da muhakkak ki Doğu Akdeniz’i değiştirebilecektir.

Kaynak: Washington Institute for Near East Policy (WINEP)

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı