İsrail sağının 'kibir' kodu

BAŞBAKAN Erdoğan İsrail için “şımarık çocuk” dedi. İsrail’in tüm dünyaya diklenen “tavır geleneği” sadece sırtını dayadığı ABD himayesi ile izahı “doğru” fakat “eksik”tir.
Bu kibirli tavır “din” kökenlidir.
Tarih kadar eskidir.
Anlatayım:
Tevrat’ın Tekvin bölümü 32’nci kısımda anlatılanlara göre Hz. Yakup bir akşam çölde bir adamla karşılaşır.
Sorgusuz sualsiz, sebepsiz nedensiz güreşe tutuşurlar.
Bu güreş tan yeri ağarıncaya kadar sürer ama yenişemezler.
Hz. Yakup “bırak beni gideyim” der.
Karşısındaki “hayır bırakmam, senin adın ne?” diye karşılık verir.
Hz. Yakup “benim adım Yakup” der.
Bunun üzerine “senin adın bundan sonra Yakup değil. Artık İsrail diye çağırılacaksın. Çünkü sen Tanrı ile ve insanlarla mücadele ettin yani güreştin” cevabını alır.
Tevrat’a, Tekvin kitabına göre Hz. Yakup bu güreşin yapıldığı yere “Tanrı’nın yüzünü gördüm” anlamında “Penuel” adını koyar.
Yahudi kutsal kitabında, başlangıçta -özellikle Tekvin’de- Tanrı insan görüntüsünde tasvir ve temsil ediliyordu.
El, ayak, kol vs. gibi beşeri organları vardı ve öyle görülebiliyordu.
Ayrıca beşeri vasıfları vardı, beşeri duygular taşıyan bir varlık gibiydi.
İşte Tevrat’ın ifadesine göre İsrail “Tanrı ile güreşen” demek oluyor.

TANRI’YLA DEĞİL MELEKLE
TABİİ bu hurafe o yılların kültür düzeyi dikkate alınırsa toplumda kabul edilmişti.
Fakat...
Sonraları yorumlar değişti.
Şöyle ki...
Tevrat’ın verdiği bu yorumu, bu açıklamayı bilim adamları doğru bulmuyorlar.
Bilim adamlarına göre “İsrail” kelimesi iki ayrı kelimeden oluşuyor.
Birisi “İsra” veya “Isra”, diğeri de “il” veya “el.”
Sami dillerde “il” veya “el” takısı “Tanrı” anlamındadır.
Bilim adamlarına göre “İsrail, Tanrı’nın güçlü kıldığı” anlamına geliyor.
Yani...
“Tanrı tarafından güçlendirilmiş” denebilir.
Daha sonra, Yahudi kutsal kitabının sonraki bölümlerinde “Hz. Yakup’un güreştiği kişinin Tanrı değil, Tanrı’nın meleği olduğu yapılır.”
“İsrail” kelimesi Hz. Yakup’un ikinci adıdır.
“İsrail” kelimesi Kuran-ı Kerim’de tek başına iki yerde “Hz. Yakup’un adı veya lakabı olarak geçer.”
“Beni İsrail” şekli Kuran-ı Kerim’de çok geçer.
“Hz. Yakup’un oğulları” demektir.
Hz. Yakup’un 4 eşinden olan 12 oğlu ve bunların soyundan gelenler “İsrailoğulları (Beni İsrail)” diye bilinir.
Tevrat’a göre Tanrı ile İsrail oğulları arasında Hz. Musa aracılığıyla bir ahit yapılmıştır.
Bu ahte göre eğer İsrailoğulları kendilerine peygamber olarak gönderilen Musa’ya verilen şeriatı yani Tevrat’ı hakkı ile uygularlarsa, yaşarlarsa Tanrı: “siz benim has kavmim olacaksınız.”
“Yahudi” kelimesine gelince...
Hz. Yakup’un 4’üncü oğlunun adı Yahuda.
Onun kavminin yaşadığı bölge bu adla anılırdı.
Zamanla “Yahudi” kelimesi tüm o coğrafyadakiler için kullanılır hale geldi.
Genel bir isim oldu.

ABD’YE UZAKTAN KUMANDA
Görülüyor ki, Yahudiler kendilerini Tanrı tarafından seçilmiş ve güçlendirilmiş üstün millet olarak görüyorlar.
“İsrail’in herkese kafa tutan” geleneksel kibirli tavrının kökeni inançlarında, din kitaplarında.
“ABD’ye yaslanıyor mu” yoksa “Musevi zenginleri, bankerleri, medya imparatorlukları, sinema endüstrisi, politikacıları, lobisi içinden ele geçirdiği ABD’yi kendi yararları için kullanıyor mu?”
İkincisinin daha gerçekçi bakış olduğuna inananlar çoğunlukta.
İsrail hükümetinin fanatik sağ ortağı parti ve onun köktenci Dışişleri Bakanı Lieberman bu tarih yolculuğu yapılarak daha iyi analiz edilebilir.
Elbette İsrail halkının tamamı bu hurafelerle yatıp kalkıyor değil.
Orada da sağduyulu, gerçekçi, hümanist olanların sayısı çok ama radikal sağ küçük ortak büyük ortağı rehin almış durumda. Ayrıca... Sürekli savaş ve gerilim psikolojisi yaşanırken inançların  manevi boyutuna sığınanların psikolojisini politikacı milleti de iktidar oyunu için parmaklıyor.
Aslında “ateşle oynuyorlar.”
.........................
Not: Bu yazıda İsrail, Yahudilik, Hz. Yakup, Hz. Musa ve Tevrat yorumları ile ilgili bilgileri değerli arkadaşım Taha Akyol’un “TARİHİN DÖNÜŞÜ” adlı kitabından yansıttım. Kitapta önemli tarihçilerle bu konudaki söyleşiler yer almakta. Yakın Plan Yayınları/Ocak 2011.

 

Kaynak: Milliyet